Sn. Çevik Bir Paşa'mın AB-ABD arasındaki ekonomik, sosyal ve askeri ilişkilerin boyutu, bunların geleceği nasıl etkileyeceği yönünde yaptığı değerlendirmelere bir diyeceğim yok.  

3-4 kişi arasında çıkan bir kavgayı anlatırken; Tek tek dövüşenlerin niteliklerini anlamadaki bağlantıları kavganın seyrini ve kavganın sonucunu gözlemlersiniz ve anlatırsınız. Bu gözleminiz olaya şahit olanların gözlemlerine benziyorsa size kimse yalan söylediğinizi veya olayı doğru anlatmadığınız söylemez. Ancak kavga edenlerin niyetlerini, hedeflerini ve yeniden kavga çıktığında kimin hangi pozisyonu alacağını değerlendiren bir analiz yaptığınızda binlerce itirazla karşılaşmanız mümkündür. Politik olaylar, sosyal ve tarihi bir süreçtir. Hiçbir hadise birbirinden kopuk herhangi bir gayeden mahrum cereyan etmez.  

En doğru argümanlarla ve bilgilerle durum değerlendirmesi yapsanız, en iyi istihbarat örgütleriyle beraber çalışsanız dahi hasmın niyetini anlamamışsanız doğru bir karar vermeniz mümkün değildir. Askerlikte komutan durum muhakemesinin düşman imkân kabiliyetini değerlendiren formatında bu durum şöyle sorgulanır.  

Düşman; ne zaman, nerede, ne maksatla, ne kadar kuvvetle, ne yapabilir?  

Sn. Paşa'mın öncelikle ABD'nin düşman mı dost güç mü olduğu noktasında şu analizleri yapması gerekmez miydi?  

- ABD, Irak harekatı öncesi pazarlıklarda Türkiye'nin işgaliyle neticelenecek bir üslenme talebinde bulunması.  

- Irak'a birlikte girme pazarlıklarında Türk ordusunun K.Irak'a derinlemesine girmesine izin vermemesi.  

- K.Irak'ta kukla devlet oluşumunu defacto (fiili) hale getirmesi.  

- PKK'ya karşı TSK'nin sıcak takip hakkı başta olmak üzere, K.Irak'ta tedip yapmasına müsaade etmesi, kendisinin de tatmin edici birşey yapmaması.  

- TBMM'den Irak'a asker gönderilmesi kararı çıktıktan sonra bu defa kendisinin Türk askerini istememesi.  

- Türk askerinin başına çuval geçirmesi.  

- ABD, Irak'a girdikten sonra Filistin'deki ŞARON zulümünün dayanılmaz boyutlara çıkması.  

- Türkmen liderleri suikaste uğradı (Bir kısmı Amerikan askerlerince öldürüldü, kaza süsü verilerek)  

- Türkmenlere herhangi bir yetki ve insiyatif tanınmadı.  

- Musul-Kerkük kukla aşiret liderlerine terk edildi.  

- İnsanlık dışı zulümlerle ve işkencelerle insanlığa karşı jenosid suçu işlendi.  

- W. Bush, gerekirse direniş fazla olursa taktik nükleer silahları kullanabiliriz dedi.  

- ABD bölgemize geldikten sonra Ortadoğu'daki kaos daha fazla arttı.  

- Türkiye'ye verilmek üzere 8,5 milyar dolarlık bir kredi hazırladılar.  

Bu krediyi kullanmamızda Irak'a girmeme şartını koydular.  

- Ilımlı İslam modeliyle Türkiye'yi ve bölge halklarını kolayca idare edecekleri "kukla yönetimler projesi"ni yürürlüğe koydular.  

- Bölgeyi etnik, dini ve diğer alt kimliklere bölecek projeler yaptılar.  

- Düşününüz ki tarlanızın kenarından geçen dereyi yukarıdan birisi kesse veya şişirse bunun size mutlaka bir mazaratı olur. (zararı) Siz bölgeye geliyorsunuz Türkiye'nin Irak'la bağlantılı ticaret, nakliyat, petrol taşımacılığı ve boru hatlarıyla ilgili birçok çıkarları var, bunu berhava ediyorsunuz. (Yani müttefikinize (!) zarar veriyorsunuz) (100 milyar $ civarında zararımız var) Bu nasıl dost ?(?) Paşam!  

Erzurumlu bir kadın geliniyle birlikte hamama gitmiş (Saf bir kadın)  

Kendisini yıkayan gelinine teşekkür etmiş.  

"Kızım sen beni pakladın, Allah'da seni paklasın!" Bizim ABD için böyle dememiz lazım gelmez mi?  

Paşam böyle dost düşman başına diyorum. Yarın konuya devam edeceğim.