İstanbul Ticaret Odasınca düzenlenen "Kongre Turizminin ve Otelciliğin Geliştirilmesi" konulu panele davet edildim ve katıldım. Panelin açılış konuşmasını İTO Meclis Başkanı Sn. Muharrem Keçeli yaptı. Özellikle İstanbul'da kongre turizminin önemini ve Güney'de bulunan birbirinden güzel otel ve tatil köylerimizde kışın hareketsiz olan turizmin, kongre turizmiyle aktif hale gelebileceğini belirtti. Toplantıda Kültür ve Turizmden sorumlu eski İstanbul Vali Muavini, Mülkiyeli Cumhur Taşbaşı, TÜRSAB Başkanı Sn. Başaran Ulusoy, Türkiye Otelciler Birliği Başkanı Sn. Timur Bayındır, İstanbul İl Turizm ve Kültür Müdürü Sn. Doç.Dr. Ahmet Emre Bilgili ve İCVB Genel Müdürü Handan Boyce hazır bulundular. Paneli, İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi, Doç.Dr. Kahraman Aslan yönetti. Yapılan konuşmalarda, turizmin 2008 yılında 26 milyon turist ve 22 milyar dolar turizm geliri potansiyelini yakaladığı ve yaşanılan krize rağmen, turizm sektöründe alınan bu neticenin başarılı ve yüz güldürücü olduğu belirtildi. Türkiye'nin kongre turizminde ise, başarılı bir noktada bulunmadığı, dünyada 19. sırada olduğu, Viyana'nın kongre turizminde birinci sırayı işgal ettiği ifade edildi. İstanbul ise, dünya kongre turizminde 12. sırada yer almaktaydı. Kongre için İstanbul'a 2008 yılında 66 bin kişinin geldiği, Antalya'ya ise sadece kongre için 14 bin kişinin, diğer yerlerde dikkate alınarak 2008 yılında Türkiye'ye gelen kongre iştirakçılarının toplam 83 bin gibi düşük bir rakam olduğu belirtildi. Oysa normal turist olarak Antalya'ya 9 milyon, İstanbul'a ise 7 milyon turist gelmiştir. Normal bir turist, Türkiye'ye ortalama 700 dolar bırakırken, kongre için gelenler 2500 dolar harcamaktadırlar. Bu rakamlar, kongre turizmine önem verilmesi gerektiğini göstermektedir. Turizmin, Türkiye'de yıl bazında hızlı gelişmesine rağmen, Türkiye'nin dünyada imaj sorunun olduğu, ayrıca Türkiye'nin güvenli bir ülke olmadığı şeklinde yanlış değerlendirmelerin yapıldığı ifade edildi. Dünya insanları, PKK ile yapılan çatışmaların, Orta Doğu, Balkanlar ve Kafkaslarda meydana gelen sorunlarda Türkiye'yi ön plana çıkarmaktadırlar ve bu durum birçok turistin gelmesini önlemektedir. Tüm bu sorunları aşmak için, Türkiye'nin tanıtıma ve imaj meselesine önem vermesi bunun için hatırı sayılır para sarf etmesi gerekmektedir. Kongre turizminde, neden Viyana birinci, neden Berlin ikinci ve İstanbul 12. sıradadır. Bu husus analiz edilmelidir. Özellikle kongre turizmi için yeterli sayıda ve standartta otel ile kongre merkezlerine ihtiyaç olduğu ifade edilerek, İstanbul'da bulunan Lütfi Kırdar, Sütlüce, Maslak Kongre Merkezlerinin yetersiz olduğu anlatıldı ve İstanbul'un toplam 30 bin kapasiteli kongre merkezlerine ihtiyacı olduğu ifade edildi. İstanbul'da son yıllarda 5 yıldızlı otel sayısında bazı artışlar olmuşsa da, en az daha 50, 5 yıldızlı otele ihtiyaç vardır. Konuşmacılar, 1983 öncesi Türkiye'deki toplam otel ve yatak sayısının Yunanistan'ın Rodos'taki yatak sayısının altında olduğunu belirterek, bu konuda Türkiye'ye çağ atlatan Turgut Özal'ın turizm sektörüne katkılarını belirttiler ve turizm standartlı otel sayısının 750'ye ve yatak sayısının da 1 milyona çıktığı anlatıldı. Konuşmalar sırasında bir konuyu anımsadım. Turgut Özal, turizmin ülke ekonomisine katkısını ve önemini anlamıştır ve eşini dostunu turizm tesisi, otel, tatil köyü yapmak için teşvik etmektedir. Bu maksatla, doğayı ve çevreyi bozmadan, bilhassa Kemer, Tekirova, Belek, Kondu yörelerinde deniz kenarlarında otel arazilerinin hazırlanması, bunların kiralanması veya satılması konusunda Tarım Orman Bakanlığına ve Turizm Bakanlığına talimat vermiş ve turizmi desteklemek amacıyla, Türkiye Kalkınma Bankasını devreye sokmuştur. Bir gün bir toplantıda Dünya Şampiyonu Ahmet Ayık'ı görür. "Ne haber pehlivan, ne yapıyorsun" der. Ayık "Valla Başbakanım, pek iş güç yok, güreşi de bıraktık, maddi durumum parlak değil" der. Bunun üzerine Özal, "Pehlivan Pazartesi bana gel", der. Ahmet Ayık, Özal'a gider. Özal, O'nu Orman Bakanlığına ve Türkiye Kalkınma Bankasına gönderir. Buradan kendisine arsa ve kredi temin edilir. İşte şampiyon tatil köyü, böyle doğmuştur. Bu turizm projesinin gerçekleştirilmesinde değerli arkadaşlarım olan Tarım Orman Bakanı Sn. Hüsnü Doğan, Müsteşar Sn. Mustafa Keten ve Turizm ve Kalkınma Bankası Genel Müdürü Sn. Dr.Serhan Altınordu'nun ve özellikle o dönemdeki Turizm ve Kültür Bakanı Sn. Mesut Yılmaz'ın katkılarının ve çok başarılı çalışmalarının rolü büyüktür. Turgut Özal sayesinde Türkiye turizmde Take Off noktasını aşmıştır. Buna rağmen Türkiye 50-60 milyon turist ve 120 milyar dolar turizm hedefini yakalamalıdır. Bu meyanda, panelde söz alarak Türkiye'nin, İngilizce'de Turkey olan adının imaj sorununa zarar verdiğini, İngilizce argo lisanında Turkey'in hindi ve aptal anlamına geldiğini, 2009 yılından itibaren Türkiye adının kullanılıp, yerleştirilmesi için hükümetin çalışmalar yapmasının gereğini hatırlattım. Kongre turizmi, aslında zor bir iştir. Kongreyi yapacak olanların yer seçimi için Türkiye'yi ve İstanbul'u tercih etmeleri sağlanmalıdır. Türkiye yetersiz imkanlara rağmen, önümüzdeki yıl IMF Kongresini (12 bin kişi beklenmektedir), Dünya Su Kongresini, Avrupa Basket Şampiyonası gibi önemli uluslararası olayları alabilmiş ve bunlara ev sahipliği yapacaktır. Eğer hazırlıklar bitirilebilirse 2010 Avrupa Kültür Başkenti hadisesi de Türkiye turizm hareketine teşvik edecektir. Buna rağmen, İstanbul'da sorun sadece otel ve kongre merkezi eksikliği değildir. Dünyanın en güzel şehri olan İstanbul, belediyecilik, kültür ve sanat faaliyetleri yönünden dünyanın çok gerisinde olup ve bu olaylarda geç kalınmaktadır. İstanbul'da bir yerden bir yere gitmek, köprü geçmek, adeta imkânsızdır. Yabancı misafirler trafik nedeniyle uçaklarını kaçırmaktadırlar. Yabancılardan bir yerden bir yere gitmek için metrobüse binmelerini bekleyemezsiniz. Turizm meselesinde sadece yatırım da yeterli değildir. İnsanımıza turizm bilinci vermek için eğitim şarttır. Son yıllarda kültür ve sanat faaliyetleri ikinci plana atılmış, adeta dumura uğramıştır. Gelen turist, operaya, baleye, müzikallere ve klasik müzik konserlerine gitmek isterse nereye gidecektir? İstanbul'un doğru dürüst bir opera binası yoktur. Tiyatro gibi sanat faaliyetleri, alışveriş merkezlerinde, çarşılarda yapılmaya çalışılmaktadır. İngiltere'deki bir Barbican Hall, Amerika'da Broadway gibi mekanlar yoktur. Turizm, Türkiye için parlayan bir yıldızdır. Ancak bu yıldıza ulaşmak için alınacak bir hayli yol vardır.