MÜLKİYELİ GÜREL ÇELİKKANAT

Sevgili arkadaşımız Gürel’i, 8 Mart 2021 tarihinde hiç beklenmedik zamanda kaybetmiştik. Gürel, sadece bizim sınıfın değil, tüm Mülkiye camiasının tanıdığı, sevdiği bir simaydı. Herkesle barışık, fevkalade sempatik, unutulmaz bir Mülkiyeliydi. Aslında, bizim Gürel’le ilginç bir kesişme noktamız vardır. Ben Karşıyaka Lisesi ve KSK Genç Takımı’nda oynarken, Gürel de, Altay’ın alt yapısı olan “Alsancak Spor”da futbol oynuyordu. Alsancak stadında düzenlenen bir turnuvada, Gürel’le rakip olarak karşı karşıya oynamışız. Röveşataları ile dikkatimi çeken, iyi bir sporcuydu. O tarihlerde birbirimizi pek tanımıyorduk. Mülkiyeye girince, bu anı ortaya çıkmıştı. Gürel, Mülkiye’den mezuniyetini müteakip, Enerji Bakanlığı, Etibank Teftiş Kurullarında görev yaptı. Daha sonra, özel bankalarda yönetim kurullarında çalıştı. Ankara’dan, İstanbul’a taşındı. Daha sonra, sınıf arkadaşımız, sevgili, rahmetli Prof. Dr. Alaaddin Asna ile beraber üniversitelerde hoca/öğretim üyesi olarak görev yaptı. Artık yapamadığımız sınıf toplantılarında, sınıf yemeklerinde organizatör hep Gürel’di. Birbirimizden hiç ayrılmadık, her daim beraberdik. Bu yıldönümünde, Mülkiyeliler olarak Gürel’i, rahmetle anıyor, özlüyoruz. 

Babam İzmir Orman Müdürlüğüne atanınca, İstanbul’dan İzmir’e taşındık. Beni Karşıyaka Lisesi’ne yazdırdılar. Annem zaten Karşıyaka Cumhuriyet Okulu’nun efsane öğretmeni Neriman Hocanım idi. Önce babama tahsis edilen, Karşıyaka Orman Fidanlığı içindeki lojmanda oturduk. (Sancar burada dünyaya geldi/1950). Adına o sokak, şimdi “Sancar Maruflu Sokağı” olarak tescil edildi.) Daha sonra Cumhuriyet Okulu’nun yanı başında olan cumbalı evimize taşındık. O yıllarda Karşıyaka’nın unutulmaz doktoru Lebit Yurtoğlu’nun çocukları Fehmi ve Sina, Raşit Bey’in çocukları Haluk ve Enis, Emer Karcıoğlu, Yıldırım Karakaplan, Attila Bürtecin ve diğerleri mahalle arkadaşlarımdı. O tarihlerde İzmir’e sık sık Amerikan gemileri gelir, askerler rahatça, dostça çıkar, şehri gezer, esnaf bayram ederdi. Bir defasında, o tarihlerde dünyanın en büyük uçak gemisi olan “Forestal” gelmiş, koca gemi körfezin ortasında heyhula gibi duruyordu. İşte! Gençlik heyecanı ve cesareti!! Uçak gemisini yakından görmeye karar verdik. Fehmi, Sina ve Haluk’ların oturduğu, Hüseyin Avni Bey Apartmanının bahçesi çok büyüktü, esasen binanın alt kat denilen kısmını, Dr. Lebit bize tahsis etmişti. İki adet bot inşa etmeye karar verdik. Mühendis gibi tahtaları itina ile kayık yapar gibi, özenle birleştirdik. Altına Amerikan bezi çekip, üzerine su geçirmez, “Filinkot” denilen sıvıyı, birkaç kat sürdük. Elle kullanılan küreklerden temin edip, botları hazır ettik. Her birine 3’er kişi binerek, 6 korku bilmez, “Forestal”in yanına kadar gittik. Güvertede, Amerikalı denizciler, bize hayretle bakıyorlardı. Bakın, şimdi bunları anlatırken, tüylerim diken diken oluyor. Biz bu tehlikeli işi nasıl yaptık diye, dehşet içinde kalıyorum. Dönüşü, tesadüfen oradan geçmekte olan, bir tekneye bağlanarak, yaptık. Karşıyaka sahiline vardığımızda, bizi ellerinde sopalarla (dayak için)annelerimiz, büyükannelerimiz bekliyordu. Burke sınıfı, ABD Nietze adlı bir savaş gemisinin İstanbul’u, NATO çerçevesinde 4 Şubat’ta ziyaret nedeni ile bu anı aklıma geldi. Yok efendim bu gemi nasıl gelir! Yok, efendim bu gemi geldi, Doğu Anadolu zonunda, Kahramanmaraş civarında 7.7 büyüklüğünde deprem oldu. (Prof. Dr. Celal Şengör, “Ben hayatımda, böyle saçma iddia görmedim” dedi.) Yok efendim gemi yanlış bayrak astı... diye ilginç tepkiler oluştu. Oysa NATO müttefik ülkelere ait gemilerin, birbirlerini ziyaretleri normaldir, kaldı ki, bizim gemilerimizde, bu ziyaretleri yapıyorlar. 

Son zamanlarda artan Amerikan düşmanlığı, ilginç belki de Türkiye’nin çıkarlarına ters boyutlara ulaştı! Aslında “Düşmanları azaltıp, dostları arttıracağız” diyerek, dış politika yürütüyoruz, ancak dostları arttıramadığımız gibi, dostları, düşman yapıyoruz. İşte Mısır, işte İsrail, işte Fransa, işte Yunanistan, işte Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi!!! ABD’de 400.000 aşkın Türk yaşıyor. ABD yönetiminin bize ters politikaları olabilir, ancak Amerikan halkının, Prof.ların Türkiye ile dertleri yoktur. Hatta sempatileri mevcuttur. Milletlerarası ilişkiler, karşılıklı çıkara dayanır. Öncelikle Türkiye’nin menfaatleri öncelik taşır. Yunanistan’ın Amerika’yı yanına alıp, ülkemizi tehdit ettiği bir ortamda, ABD ile düşmanlık, Türkiye’nin çıkarlarına, uygun mudur? Uygunsa, söylenecek bir husus yoktur! Ancak, dış politika uygulamalarını, dirayetli, competan Hariciye Teşkilatımıza, Dışişleri Bakanına bırakmak gerekir...