Hakkâri ve ilçelerinde yaşanan olaylar bir önceki bölümde anlattığımız kadar münferit değildir. Yaşananlar planlanmış büyük parçanın küçük bir yansımasıdır. Bu yaratılan olaylar gibi planlanmış benzer başka düzenekler ve daha üst seviyede kurgular vardır. Hemen belirtmek gerekiyor ki; konu birçok açıdan değerlendirilmeli, öngörü ortaya konmalı, muhtemel sonuçlar değerlendirilmelidir. Başından sonuna kadar cereyan her detayı strateji, terör, terör örgütü PKK, askeri taktik ve toplumsal olaylara müdahale vb. çerçevesinde yorum yapmak oldukça yanıltıcı olur, ülke çıkarlarına zarar verir.

 

Bir önceki bölümde konuyu aslında olayın faili olan Seferi Yılmaz ve etrafında gelişenler çerçevesinde ele almış ve doğruları bu noktadan başlayarak aktarmıştık. Seferi Yılmaz aslında çok önemli bir örgüt elemanı ve militanı değildir. Planlanan ve basından sadece Hakkâri ve çevre illerde cereyan eden olaylar daha büyük alanda yaratılmak istenmişti. Bu bölge Türkiye ile sınırlı olmayıp İran ve Irak (burada yapılacak benzer eylemler Türkiye ve İran'daki eylemlere destek verme amacı ile planlanmıştı) toprakları da plan içine alınmış ve Türkiye'de ki eylem planına Hakkâri batı ve kuzeyi doğrultusundaki iller de dâhil edilmişti.

 

Türkiye'de eylem planlandığı gibi gelişmemiş ve sadece Hakkâri ile sınırlı kalmıştır. İran'da ise eylemler daha geniş alanda başlatılmış ama İran ordusunun sert müdahalesi ile etkisizleştirilmiştir.

 

Planlanan eylem sadece bu kadar da değildir ama eylemin ve başlaması beklenen olayların çekirdeğini Hakkâri ve çevre ilçeler için planlanan senaryolar oluşturmaktadır.

 

Daha önceki yazılarımızda PKK terör örgütünün kış mevsiminde iklim koşulları nedeni ile eylemlerine ara verip yurt içi ve yurt dışı kamplarına döndüğünü ve aynı zamanda bu sezonda örgüt için adam kaçırma ve para toplama faaliyetlerini devam ettirdiğini belirtmiştik. Konu bir başka yönüyle bu istikamette devam ediyor. Bu kısım biraz karışık.

 

Patlamaların olduğu Özipek pasajının sahipleri 21-22 Ekim 2005'de İstanbul'da 1ton eroin ile yakalandılar. Söz konusu eroin terör örgütünün de ortak olduğu bir ticari anlaşma sonucunda Avrupa'ya sevk edilirken yakalandı.

 

Daha doğrusu terör örgütü PKK eroin işine birçok yönden girmiş durumda. Terör örgütü çok kolay şekilde eroin imal edebiliyor. Birkaç yerde imalathanesi var ve örgüt sadece imal etmekle kalmıyor, kapasitesini aşan siparişlerde Asya bağlantılarından eroin ve diğer uyuşturucu maddeleri kolayca temin edebiliyor. En önemli kısmı ise; terör örgütü PKK uyuşturucu ticaretini çok iyi kontrol ettiği için bu işten çok iyi para kazanıyor.

 

Şemdinli'de ki patlamaların perde arkasında birde işin bu boyutu var. İstanbul'da 21-22 Ekim'de yapılan operasyon tam 5 aylık bir çalışmanın sonucuydu. Polis 5 ay boyunca bu eroin trafiğini çok iyi takip etmiş ve sonunda başarılı bir operasyon ile sonuçlandırmıştı. Polis, aynı zamanda konuyu jandarma ile koordine ediyordu. 9 kişi bu operasyonda yakalanmıştı. Operasyon sonrası takip devam ediyordu ve iş Şemdinli'de ki Özipek pasajına kadar gidiyordu. İşin karışık olan tarafı bundan sonra başlıyor.

 

PKK terör örgütü her yıl olduğu gibi kış mevsimi için Ekim ayı başlarında yavaş yavaş kamplarına çekilirken aynı zamanda örgüt için adam kaçırma ve para toplama faaliyetlerine başlamıştı. Özipek pasajının sahipleri PKK terör örgüt tarafından iyice sıkıştırılmış, örgütün deyişi ile vergilendirme döneminde Özipek pasajının sahiplerinden bu yıl yüklü bir para istemişlerdi. Eğer Özipek pasajı sahipleri istenen parayı vermezse malum olduğu üzere cezalandırılacaklardı.

 

Eroin sevkıyatı fiyasko ile sonuçlanınca Özipek pasajının sahipleri PKK terör örgütünün istediği parayı veremediği gibi aynı zamanda cezaevine girdiler.

 

PKK terör örgütü ne olduğunu hiç önemsemiyor, sadece parayı istiyordu, ama örgüt parayı alamayınca yapacağı tek bir şey vardı: Özipek'in sahiplerini cezalandırmak. Terör örgütü PKK kapkaç konusunda olduğu gibi eroin işinde de zaman zaman belirlediği kişi ya da kişileri bu işe memur eder. Eğer iş başarısızlıkla sonuçlanırsa cezasını hiç çekinmeden verirdi.

 

PKK terör örgütü beklediği parayı alamayınca ve başarısızlığın müsebbipleri de cezaevinde olunca planını bir taşla iki kuş vuracak şekilde yaptı.

 

Şemdinli olayları zaten aylar öncesinde yapılmış bir planın parçasıydı. Eğer eroin polis tarafından yakalanmasaydı yine aynı pasaj eylem için kullanılacak ve provokasyon başlatılacaktı. Son anda denk düşen bir durum vardı eroin işi.

 

Örgüt ve örgüt bağlantılı bir kesim olayın ilk günü derhal yaşananlara "çete ve susurluk skandalı" benzetmesi yapıyor, kamuoyunu bu istikamete yönlendiriyordu. Zaten yaşanan olaylar en iyi şekilde böyle servis edilebilirdi.

 

PKK, terör, uyuşturucu, provokasyon. Özipek pasajı. (Örgüt Özipek pasajına "Zagros pasajı" demektedir.)

 

Bitti.