Dünya her dönem kendi vahşetini yarattığında batı her zaman başrol oyuncu olmayı başarabilmiştir. Batı, yönettiği vahşeti üst üste yerleştirdiği ama her ikisini de ayrı yönlere çevirdiği çarklarla yaymaya devam ediyor. Her birinin ucundan kan damlayan bu çarkın ilkinin bir ucuna; “doğrudan veya dolaylı (terör örgütleri) kullanılan silahlı güç”, bir diğer ucuna; “entrika ve kargaşa planları” oturtulurken üçüncü uca; “doğrudan tehdit ve sindirme politikaları” yerleştiriliyor. Bu ilk çark niteliği ve içeriği gereği görevini yerine getirebilmek için, doğal olarak amacına hizmet etmek üzere doğru istikamette döndürülürken kocaman bir kötülük yaratıyor. Aynı zamanda dönen ikinci çark, nitelik ve içeriğinin gerektirdiği görevlerinin aksine hizmet üretebilmek için tersine döndürülerek yine kocaman bir kötülük üretiliyor. Zira doğru istikamete dönerse iyilik üretmiş olacak ki bu batının işine asla gelmiyor. Ters dönen bu ikinci çarkın bir ucunda; “insanlık ve toplum faydasına çalışan sivil toplum örgütleri (NGO)” yerleştirilmiş. Kalan iki uçtan birini büyük vaatlerle sunulan “mali destek projeleri oluştururken” üçüncü uca; oy birliği ile karara vardıkları “yeni ve modern yaşam modelleri” yerleştiriliyor. Ama ne yazık ki batı bu çarkı kendi toplumları dışında tersine çalıştırıyor. Aynı zamanda bu çark döndüğü istikametle yani elde ettiği sonuç ile değil uçlarının nitelikleri ile tanınıyor. Ters yönde çalışan iki çark hızla kesen giyotine dönüşüyor. Hrant Dink Türk’ten zehirli kan olarak bahsederken bir başka açıdan Ermeni ülkesine ve diasporasına karşı ciddi bir suçlama yöneltiyordu. Kendi ülkesinden Ermeni diasporasına bu sesleniş aslında Ermeni yurdu dışında kalan Ermenilerden çok, batının bu Ermeniler üzerinden çalıştırdığı kötülük çarkına çomak sokmuştu. Batı bundan fazlasıyla rahatsız oldu ki üstelik Hrant Dink soykırım söylemi içine son anda bir Kürt günahı eklemişti. Tarihte önce Yahudi Diasporası oluştu, sonra Yahudi devleti ve sonra da Yahudi ezilmişliği edebiyatı üzerinden Yahudilerin haksız girişimleri haklı görüldü. Ermenilerde önce kendilerine diaspora yarattılar, sonra SSCB dağılınca devletleri oldu, sonra batı tarafından ezilmişlik, katledilmişlik ve zavallılık edebiyatı üzerinden haklar verilmek istendi. Bu gün Kürtlerin devleti de yok diasporaları da… Şimdi sıra Kürtlere devlet vermeye geldi ama önce diasporaları oluşturulmalı. Sonra onlara da ezilmişlik edebiyatı üzerinden haklar verilecek ve 3. Diaspora çocuğu Kürtler olacak. Hrant Dink öldürüldü çünkü bu cinayet hemen Türkiye’ye ve Türklere mal oldu. Batıya göre Türkler zaten tarihte Ermenilere soykırım yapmıştı! Hrant Dink soykırımı daha çok Kürtler yaptı dedi, dikkati Kürtlere çekti. Hrant’ın cenazesinde ayrılıkçı Kürtler gövde gösterdi. Batıya göre onlarda Türkler tarafından katledilmişlerdi. Ve sonra her şey hızla peş peşe gelişmeye, batının “ters-düz” çalışan çarkları doğramaya başladı. Bir şehir katil ilan edildi. Katil ilan edilen şehir susmadı tepki gösterdi, Metro-milliyetçilik tetiklendi. Her yazar hafiye gibi Hrant cinayetini oturduğu yerden çözdü! Çözmediler, cinayet kamu vicdanında bir tuhaf karartıldı. Gerçekleri bulanıklaştırdılar, cinayet üzerinden “düşmanın” yapamayacağını yapmaya başardılar. Devletin kurumlarını birbirine düşürmek istediler. Kuzey Irak’ta peşmerge birden düzenli ordu askeri oluverdi, bu yetmedi Türkiye-İran-Suriye sınırını koruma görevi üstlendi (kendi kendine mi yoksa ABD tarafından mı?). Fransa birden PKK terör örgütüne operasyonu başlattı, sonra Hollanda bu operasyonu devam ettirdi. Fransa’da Kürtler sokaklara döküldü ve bunun yarın tüm Avrupa’ya yayılacak bir hareketin başlangıcı olma ihtimali yüksek ve aynı zamanda iyi bir prova oldu. Bundan sonra kim PKK terör örgütüne operasyon yaparsa karşılığında ayrılıkçı Kürt eylemleri başlatılacak demek olabilir mi bilinmez! Irak dağıtıldı, yerle bir edildi. Ayakta kalan, en fazla hak alan Barzani-Talabani ve başıboş adamları oldu. Üstelik düzenli ordu oldular. Oysa Peşmerge standardında olan Mehdinin Tugayları, Bedir Tugayları ABD ordusu tarafından bu gün operasyonlar ile yok ediliyor, Türkmenlere ise çakı bile verilmiyor. Batı yarın muhtemelen bir ayrılıkçı Kürt vatandaş öldürülmeyi isteyebilir, böylece kışkırtma ve kargaşa ortamı iyice alevlenir ve “mazlum işbirliği” cenaze töreninde pekişir ve ortak eyleme dönüşür. Hatta ve hatta Gürcü, Çerkez, Laz söylemleri giderek artırılarak ayrılıkçı-bölücü etki en süt seviyeye yükseltilmek istenebilir. Milliyetçiler, batı ve yerli ortakları tarafından bir kez daha katil ilan edilir. “Derin devlet” olduğu zaten resmen ilan edilmiş durumda. Bahar aylarına az kaldı ki bu aylar PKK terör örgütünün eylem aylarıdır. Avrupa Emeni diasporası tek başına kalmaz sözde kendisi kadar ezilen ayrılıkçı Kürt diasporasını devreye sokulur. Zorla kışkırtılan Trabzon metro-milliyetçiliğine karşı Diyarbakır, Hakkari metro-milliyetçilikleri karşılık verir. Hrant Dink katili ve planlayıcılarının profil ve kimlikleri içine ülkenin aydın ve eğitimli milliyetçilerinden başlayarak evinde, işinde yaşayan milliyetçi vatandaşlar dahil edilir bu profil içinde eritilip sindirilir. Etki-tepki milliyetçiliği bahar aylarından itibaren giderek artırılır. Batı bu yıl ancak 3. diaspora çocuğunu doğurur. [email protected] [email protected]