Okurken bile ne kadar vurgulu, ne kadar güçlü bir isim değil mi.. Türkiye gibi, Anadolu gibi. Sert, başı dik, gururlu. Peki bu millet için taşıdığı anlam, peki dünya için ifade ettiği şey..!? Dirayet, cesaret, özgüven ve üstün bir askeri deha. Düşmanı dize getiren, dize getirdigi düşmanı kendine hayran bırakan bir deha.

Keşke gitmeseydin Mustafa Kemal,  keşke ölmeseydin Atatürk. Senin naçiz bedenin toprak oldu ama ilelebet payidar olacak dediğin cumhuriyeti yaşatmak için artık çok zorlanıyor izinde olanlar. Günden güne daha da kötüye gidiyor herşey. Dış mihraklar, iç mihraklar, gelişen teknoloji, Z Kuşağı denen aidiyetini kaybetmiş bir gençlik.. Daha ne kadar gider bu sistem bilinmez. Durmadan kurcalıyorlar; kafasına göre, inancına göre, ülküsüne göre herkes bir tarafa çekiştiriyor kurduğun cumhuriyeti. Liyakatsiz atamalar, çalınan sınav soruları, terörü, narkotiği, cemaatleri, devlet kadroları allak bullak edildi yıllar yılı. Başa gecen hükümetlerin hiçbiri bir öncekinin yaptığını beğenmedi, bozup bozup yeniden kuruldu milli eğitim sistemi. Ve gelinen noktada okumuş ama eğitilememiş bir halk yığını oluştu. Denetimsiz internet ağı gençlerimizi sarıp sarmaladı, gerçek hayattan kopartıp sanal gerçeklik denen avatarlar ve emojilerden mütevellit saçma sapan bir dünyaya mapus etti. Parası sanal, duygusu sanal, giysisi, yemeği, arsası, evi, insanları, sohbeti, hissettirdiği hisleri, herşeyi sanal bir dünya. Elbette gerçek dünyadan kopan gençlikten vatan, millet, aile, cinsiyet, inanç gibi aidiyetler beklemek te anlamsız oldu çünkü sanal dünyada böyle kavramlar yok. Başımızdakiler tuşlu tefondan dokunmatik ekrana geçiş evrimleşmesini gerçekleştirmekle meşgulken, gençlik dijital dünyayı kuran ve yönetenlerin akıllıca stratejileri ile köleleşti. Boş buldular çünkü ortalığı, çünkü geri kalmıştı bizi yönetenler gelişen dünyadan ve teknolojiden. Dinden imandan, milliyetçi ve ırkçı kavgalardan fırsat bulup muasır medeniyet denilen şeye erişemedik bir türlü. Sonuçta hepsi birer dijital köle olan nur topu gibi bir "Z Kuşağı"mız oldu; Umursamaz, dizginlenemez, zeki ama akılı değil. Evet çok zeki gençlerimiz; verileni hemen kapıyor, hırslı, özgüveni yüksek, enerjik ama aklını kullanamıyor malesef. Çünkü aklı kullanmak eğitimle olur. Boşuna siteme "Milli Eğitim", her öğretim dönemine de "Eğitim ve Öğretim Yılı" demiyorlar. Sadece öğretmek yetmiyor bilgileri, çocuk o bilgiyi gerçek hayatta nasıl kullanacağını da eğitilerek öğrenmeli.

Keşke ölmeseydin be Atam.. Sen ölür ölmez en yakın dostun, silah arkadaşın Milli Şef ilan etti kendini, paraların üstüne seni kaldırtıp kendi fotoğrafını resmetti. Hani o dibimizdeki 12 Ada'nın nerede olduğunu bilmeden Lozan'a imza atan siper arkadaşın, o işte.. bir kalemde çizdi üstünü saat 9'u 5 geçe.

Kimi eceliyle öldü, kimi yavaş yavaş ihmal sonucu öldürüldü diyor senin için. Belki bir gün açıklanır gizli resmi kayıtlar ama ne önemi var sen gittikten sonra.

Hani sen askerdin ya asker de hep sana özendi yıllarca. "Atatürk ilke ve inklaplarının yolundayız" dediler ama gerçekte seni hic anlamadılar. Aslında senin en büyük devrimin Halkçılıktı. Halkın kendi kendini yönettiği bir sistem oluşturmaktı. Bir türlü senin hayal ettiğin sivil yönetime, kurduğun ve işlemesini canı gönülden istediğin demokrasiye izin vermediler askerler. Elleri hep halkın üstünde oldu. Kendilerinin de bu halkın evlatları olduğunu unutan, işgüzarlık ve burnu büyüklük ile kendini imtiyazlı hisseden bir askerimiz oldu yıllarca. Kimine irticacı dediler, kimine komünist, kimine şucu, kimine bucu. Darbe üstüne darbe.. 100 yılda bir arpa boyu yol katedemedi bu ülke. Neyse ki düzeltildi artık bu çarpık anlayış. Bu vatanın asıl sahibinin vatandaş olduğu, askerin asli görevinin ise vatanı ve vatandaşı yönetmek değil korumak olduğu öğretildi.

Evet son 10 yıllarda büyük bir atılım içindedi bu devlet ama gelişen, zincirlerini kırıp sanayi ve teknolojide ilerleme kaydeden milletimiz hak ve hürriyetler konusunda durmadan eksiye gitti malesef. Bir tarafı yaparken diğer tarafı yıktılar. Araba yaptılar benzinini koymayı unuttular, uçak yaptılar başkası ben size daha ucuza satarım deyince fabrikayı kapattılar. Tarımda kendi kendine yeten bir ülkeydik, kotalar getirdiler buğdayı mercimeği ithal eder olduk. Satıldı mı bu millet yoksa başımızdakiler aldatıldı mı yüz yıl boyunca bilemedim. Bildiğim tek şey var, o da keşke sen ölmeseydin MUSTAFA KEMAL ATATÜRK.. Hem kalkınırdık hem de aynı zamanda fikri hür, zikri hür bir millet olurduk.

Yalancı mıyım?