İlk olarak Şerif Hüseyin tarafından 1916 yılında Osmanlı Devletine karşı başlatılan Arap ayaklanmasının sembolü olarak tasarlanan bayrak 1964 yılında Filistin Kurtuluş Örgütü tarafından Filistin halkının bayrağı ilan edildi.

Bayrak Filistin halkının bayrağı olarak kabul edilse de aslında Fikistin halkının bu konuda hiç söz hakkı olmadı. Bayrağın tasarımcısı Ortadoğu Uzmanı olarak kabul edilen İngiliz

Diplomat Mark Sykes...!

Filistin toprakları 1516'dan 1917 yıllarına kadar Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçasıydı. 1917'de 1. Dünya Savaşı sonrasında İngilizler Kudüs'ü ele geçirince bölgede Osmanlı'ya karşı bir ayrıştırma çabasına girdiler. Filistin toprakları Yahudi Cemaati'nin "Vaadedilmiş toprakları" olarak kabul edildiğinden, özellikle bu bölgedeki ayaklanmaları destekleyip halkı güya özgürlük adına Osmanlı'ya kinle doldurup Osmanlı tebaasından ayrılmasına ön ayak oldular. Peki Filistin özgür olabildi mi.. Hayır. Bayrağının şekli şemali hakkında bile söz sahibi olamayan bir halk ne kadar özgür olabilir!? Neden mi FİLİSTİNGİLİZ;  Bayraklarıda "özgürlükleri" de İngiliz tasarımı işte ondan. Oysa ki galeyana gelmeyip Osmanlı Tebaasından ayrılmasalardı şu anki zulüme asla maruz kalmazdı mazlum Filistin Halkı. Siyaset böyle bir şey işte, halkı kimse düşünmüyor.

Sir Mark Sykes katolik, zengin ve muhafazakar bir barondu. 1911'de Avam Kamarası'na seçildi. Cambridge'te okuduğu yıllarda Osmanlı topraklarına, özellikle Orta Doğu bölgesine pek çok seyahat yapmış ve yolculuk anılarını yayınladı. Aslında Sykes mutsuz bir evliliğin çocuğuydu. Oldukça genç olan annesi ile yaşlı babası ayrı yaşıyorlardı. Babası ile 7 yaşında yaptığı Doğu seyahati onda büyük bir tutku yaratmıştı. Okuldan okula taşınan, zaman zaman da hiç okula gitmeyen Skyes, Cabridge'de Jesus College'te iki yıl okumuş ama mezun olmamıştı. Miras kalan büyük topraklar ve para kendisini evinde tutmaya yetmedi, sürekli Doğu'da uzun yolculuklara çıktı, hatta dört yıl İstanbul'da elçilikte çalıştı. Zenginliği, yetenekleri  ve esprili kişiliği sebebi ile kolay dost ediniyordu. Fikirlerini inatla savunan ama sık sık da değiştiren birisiydi. Savaş başladığında Sykes,

Ortadoğu uzmanlığının İngiliz işgal politikalarına faydası olabileceğini düşünerek, 1914'te Churchill'e bir mektup yazdı ve Türkiye'de, Türkiye'ye karşı çalışabileceği bir iş istedi. Yerel halkı ayaklandırıp Ortadoğu Halkı'nın Osmalı tebaasından kopartılmasında fayda sağlayabileceğini bildirdi. Churchill bu mektuba olumlu yanıt vermedi. Ama Skyes bunu kendine vazife edinmişti bir kere ve Yarbay Oswald Fitzgerald vesilesi ile Kitchener ile birlikte hareket etmeye başladı. 1915 yılında Sykes'a Savaş Bakanlığı'nda görev verildi.

Osmanlı tebaasındaki Ortadoğu topraklarını karış karış gezmiş

çobanla, esnafla ve bilhassa din kisvesi altında cahil halkı diledigi gibi manüple edebilen mollalarla meşk etmiş dost edinmiş. Butun Kürt aşiretlerini tek tek kataloglamış hatta bu istihbatat niteliğindeki çalışmalarını güya "anıları" adı altında 1908 yılında The Journal Of The Royal Anthropological İnstitute Of Great Britain And İreland adlı dergide "The Kurdish Tribes Of The Ottoman Empire" başlığı altında yayınlamış bir sahsiyetten bahsediyoruz. Bu öyle detaylı bilgiler içeren bir yayındı ki ayrıca aşiretlerin alfabetik listesi "Alphabetical List Of Tribes" dip notu ile kitabın sonunda bir appendix olarak sunulmuştu. Ki o dönemde Osmanlı arşivlerinde bile böyle bir istihbarat çalışması yoktu muhtemelen. Askeri bilim hakkında 2 kitap, Osmanlı İmparatorluğu ve İslam Ülkeleri hakkında 3 kitap yazdı. 1915 te Ortadoğu'daki İngiliz istihbaratı olarak çalışan ''Arap Bürosu''nun kurulmasına önderlik etti. 1919 yılında da bir barış konferansına katılmak için gittiği Paris'te meşhur ispanyol gribi salgını sebebiyle Ulu Önder Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduğunu göremeden öldü.

1916 da imzalanan Sykes-Picot Antlaşması'na ismini veren İngiliz diplomasi tarihinin önemli bir ajanıdır aslında. Ortadoğu'yu şekillendiren haritaları çizmiş ama o haritaların ve planların akıbetlerini göremeden ölmüştür.

Hijaz Kralı Husayn Bin Ali'nin onayını alan ve bugün Filistin Bayrağı olarak kabul edilen ama aslında Türklere karşı Arab isyan bayrağı olarak tasarlanan bayrak Mark Skyes'ın elinden çıkmıştır.

Onbinlerce Türk'ün ölümünü simgeleyen bu bayrak şu an Türk Bayrağı ile beraber dalgalandırılıyor.

Tarihin büyük tezatlıkları ve karmaşası içinde bize dayatılan suni bir tarihe inanıyor, gerçeklerden bi haber yaşıyoruz. Öğrenmeye de tenezzül etmiyor, ezbere hareket ediyoruz. Vurun diyorlar vuruyoruz, durun diyorlar duruyoruz. Sorgulamadan...

Yalancı mıyım?