Ülkedeki ekonomik sıkıntıların nedenleri arasında en başta kamudaki şişkinlik ve hantallık gösterilir. Doğrudur da, eğer minik bir ülkede 60 bine yakın kişiye kamudan çek çıkıyorsa, o ülkede sağlıklı bir ekonomi ancak hayalden ibarettir! 1974 sonrasında ülke insanı işsiz aşsız kalmasın, ülkeden göç etmesin diye kamu çalışanı yapılırken, bu tarihe kadar gelenek hale getirilmiş, göç olayının önüne geçmekten öte, siyasi partilere rant kapısı olmuştur! Özel sektör ile kamu arasındaki derin uçurum kapatılmadıkça da, ülke iç ve dış kaynakları sürekli kamuya akacak, sonuçta ekonomik sıkıntıların, maddi darlıkların önü kesilmeyecektir. Kamu çalışanları siyasiler için hep çantada keklik oylar olarak görülmüştür. Seçimlerden birkaç ay önce sendikalarla iyi geçinen, kepçeyle veren siyasiler hep kazanmış, ancak gelinen noktada da ülke ekonomisinin içine edilmiştir! Ancak şu anda çok özel bir durum yaşanmaktadır; Küresel krizin daha yeni yeni hissedildiği ülkemizde, gördüğümüz kadarıyla seçim heyecanı ön plandadır ve krize karşı önlem almayı düşünen de yoktur zaten! 19 Nisan’dan sonra hükümete gelecek olan partileri zor bir dönem beklemekte, hatta muhalefette kalmak daha akılcı görülmektedir… Ama iktidar kim olursa olsun, daha şimdiden acil kriz politikalarını üretmeli, hatta miting alanlarında bu politikalarını vatandaşa anlatmalı, krizi nasıl çözeceğini açıklamalıdır! Siyasiler dünyada olup biteni izliyorlar mı bilemeyiz ama, Türkiye de dahil olmak üzere bir çok ülke kriz sürecinde istihdamı arttırmakta, insanların işsiz kalmamaları ve sosyal patlamaların yaşanmaması için gayret göstermektedir! İster beğenelim, isten beğenmeyelim seçimlerden sonra başta kim olursa olsun, siyasilerin ilk yapacağı icraat işsiz kalan ve sayısının da artacağı hesap edilen işsizler ordusunun toplumdan kopmasının önüne geçmek için bir şekilde istihdam sorununu çözmek olmalıdır. Bunun için Türkiye en iyi örnektir; Türkiye’de son 6 ayda yüzbinlerce insan işsiz kalırken, hükümet bir yandan kamuya istihdam yapmakta, piyasanın iyice daralmasını önlemektedir… Tabi ki bizim kaynaklarımız her işsizi, devlet memuru yapmaya yetecek kadar değildir, hatta bu konuda tek kuruşluk kaynak bile kalmamıştır ama, eğer yeni hükümet koltuğa oturur oturmaz sosyal patlamalar yaşayan bir hükümeti olmak istemiyorsa, ki bunu kimse istemez şimdiden işsizine iş, aşsızına aş bulmak, bu konuda şimdiden Ankara ile irtibata geçmelidir! Bence kriz politikasına çözüm vermeyenlere siz de oyunuzu vermeyin! Günün Fıkrası Yanlış ev.. Hizmetçi: -Aloo? Adam: -Kızım benim, hanımı çağırıver sen bana -Bir dakika efendim -Alo -Ne oldu kızım, hanım nerede? -Ay beyefendi nasıl söylesem, hanımefendi yatak odasında biriyle beraber. -Ne, bir adamla mı? -Maalesef, beyefendi. -Ne?!, hem de benim evimde ha! Bana bak kızım, git benim çalışma odama, aç masamın çekmecesini oradaki tabancayı al, ikisini öldür, emrediyorum sana, ayrıca üç de maaş ikramiye vaat ediyorum! -Beyefendi, ben nasıl yaparım öyle şeyi? -Yaparsın, bak telefonda bekliyorum, yürü haydi İki el silah sesi duyulur.. -Alo, beyefendi -Ne yaptın kızım? -Söylediğiniz gibi silahı aldım, ikisini de öldürdüm efendim. Sonra da silahı havuza attım. -Ne havuzu? -Bahçedeki yüzme havuzuna beyefendi, nereye olacak? -Ulan bizim villada yüzme havuzu yok ki, orası neresi Alooo?