İlk olarak Sn. Hulki Cevizoğlu'nu T.C.'nin savunmasında gösterdiği yüksek basiret ve cesaretten ötürü kutluyorum. Geçen akşam Oktay Sinanoğlu Hoca'yı izledim. Batıyı çok yakından tanıyan bu bilge büyüğümüzün sözlerine kulak vermemiz gerektiğini düşünüyorum.

Oktay Sinanoğlu Hoca batılılara fizik öğretmiş zekasıyla Türk Einstein ünvanını şerefle milletimize armağan etmiştir. Bu yüksek şahıs diyor ki; Türk=Müslüman, Müslüman=Türk'tür. Dini ve laik değerlerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz. Kendimizi yeniden tanımlamalıyız. Onların hazırladıkları tuzaklara düşmemeliyiz. Sömürge ruhlu, yabancı hayranı, kendini küçümseyen, aşağılanmaktan zevk alan bir kısım aydınlarımız ortaya çıktı.

Eğitimimiz ne millidir ne de eğitimdir. Milli değildir; yabancı anasırla mücadele lüzumu ve korunma refleksi öğretilmiyor. Irkçılığı ve yabancı düşmanlığını telkin ediyor söylemi adı altında tarih ve edebiyat derslerimiz kimlik vermiyor. Divan Edebiyatı, Tasavvuf Edebiyatı, Halk Edebiyatı...

Bu oyunlara gelmeyelim!

Eğitim eğitim olmaktan çıktı. Hiçbirşey öğretmiyor. Dışarıyla yarışacak insan gücü yetiştirmiyoruz. Milletimizin kültür genleri değiştiriliyor. Halı altımızdan çekiliyor dinini bilmeyen insanlar yetişiyor.

Şahsiyetsizlik ve aşağılık duygusu yerleştiriliyor. Yurt dışına giden kızlarımız çocuk bakıcısı yapılıyor. Müstemleke, sömürge kafalı bir nesil yetişiyor. Milli uyanış şarttır.

İslam coğrafyasını bölmek ve Osmanlı'yı sarsmak için sahte Vahabi mezhebini kurmadılar mı?

Hindistan'da Şeyh Kadyaniye İslam'da cihat yoktur dedirtmediler mi? Yani İslam'da vatan için olsa dahi savaş yapılmaz dedirttiler.

Bunlar dini kendi istedikleri yönde yorumlatarak milli hassasiyetlerle oynamaktadırlar.

Mısır'da El Ezher Şeyhi Tantaviye Hristiyan devlet başörtüsü yasağı getirebilir dedirtmediler mi? Aileler İngilizce öğretmek için yarışıyor. Bazıları kebap salonuna bile kebaps diyor. Bu kafa ne kafadır. Milletimiz bir serap peşinden koşturuluyor. AB'de... AB...

Nedir bu AB?

Yaptıkları Anayasası bile red edilecek...

15-20 yıl sonra AB olacak mı?

Neyin peşinde koşuyorsunuz?

Türk kimdir? Önce çıkacaksınız batıdan bakacaksınız.

Batıdan bu tarafa doğru bakınca Balkanlar'dan, Çin'e, Marekeş'ten AÇE'ye kadar uzanan coğrafyadır. Batının bakış açısı budur.

Siz laiklik adına dininizi inkâr etsenizde siz ötekisiniz. Siz Avrupalı değilsiniz. Daha geçenlerde Jak Şirak yazdı; "Türkiye'nin Avrupa'da yeri yoktur" dedi.

Bazı Türkler kalemleriyle dağa çıkmış ve kandırılmış PKK eylemcisinden daha ağır zararlar vermektedir bu ülkeye.

Milletimizin milli refleksleri, içine kapanma olarak yorumlanmakta, vizyon adı altında tedavi için ters kan verilmektedir.

Solculuk dine karşı olmak olarak yorumlandı. Avrupa'ya Amerika'ya bakın orada sekülenizm ayrı, kilise ayrı, solculuk ayrıdır. Orada solculuk dine karşı olmak değil halkı düşünme, halk için çalışma, fakir-fukaraya sahip çıkmaktır.

Bizde solculuk halkın değerlerine saldırmak olarak sokulmuştur. Günümüzde bir kısım solcular halkın değerlerine saldırma huyundan vazgeçmemekle birlikte AB'ne saplanmayı ilericilik olarak tanıtıyorlar.

Liberalizm ise milli refleksleri terk ederek teslim olmak onların her istediklerini yapmak olarak ülkeyi gelgeç hanı yapmak olarak anlıyor. Soruyorum bu ikisi arasında ne fark var? 

Saygıdeğer bilimadamı Oktay Sinanoğlu diyor ki; 1983'den sonra iki proje ortaya atıldı;

1- Özelleştirme

2- Küreselleşme

- Küreselleşme orada bitti. Bizde hala onun edebiyatını yapanlar var.

- Özelleştirme devam ediyor. Özelleştirme fakirleştirme projesidir. Türkiye'yi yabancı sermayeye peşkeş çekme projesidir.

Bu ne mantıktır?

Atatürk yabancıların elindeki imtiyazlı demiryolu hatlarını tek tek satınalmadı mı?

Özelleştirme neden yanlıştır?

Zarar eden KİT'leri daha verimli çalıştırsın diye özel sektöre vereceğiz diyorlar. Zarar edenleri çalışmamak üzere bir köşeye atıyorsun bir nevi sermayeyi çöpe atıyorsun kimsede almıyor.

Halkın parası yok. Olsa alır. Sermayeyi tabana yayacağız diyorsun halka da satmıyorsun. Ne yapıyorsun? Yabancı sermayeye peşkeş çekiyorsun. Peki zarar eden KİT'leri mi satıyorsun? Hayır! Yabancı, sermayesi kâr edenleri istiyor. TELEKOM, TÜPRAŞ, PETKİM, Milli Piyango, TEKEL, ERDEMİR vs. Bunlar para basıyor.

Hani kamu sektörü daha verimli hale getirilecekti. Peki kamu açıkları zarar eden KİT'ler yüzünden mi çıktı?

Hayır!

Peki neden çıktı?

İç borçlanmadan..

Peki zarara sebep KİT'lermiymiş?

Hayır! Yanlış siyasi kararlar.

Bir soru daha bankalar özelleştirildi kâr etti mi?

Hangi iktisatçı kâr etti derse aklından şüphe edersiniz değil mi?

Peki 46 milyar dolar zarar eden bankalar özelleştirilme yüzünden bu millete zarar açmadı mı?

Bu zararı kim ödedi?

Millet ödedi...

Bu durumda özelleştirmeyi savunmak milleti fukaralaştırmak değil mi?

Vidanlarınıza bırakıyorum...

Peki özelleştirmenin anlamı nedir sizce? Türk ekonomisini yabancılara devretme ve Türkiye'yi kiraya vermek projesi mi?...

Birde medyayı yabancılara devrederseniz olacakları bir düşünün!..

Küreselleşme edebiyatı ise yüz karısı bir olgudur.

Bir konferansta dinlemiştik. Başörtülü genç bir bayan kürsüye çıktı dedi ki; Küreselleşme çıktı herşey şeffaflaştı ben artık eşimle kavga etmiyorum. Küresel dünyada falan filan....

Küreselleşme şudur; Bir kasırga çıksa siz ne yaparsınız? Bir kaya arkasına, korunaklı bir yere sığınırsınız.

İletişim devrimi olmuş, mesafeler kısalmış dünyanın her yeri birbirine yaklaşmış insan hızında ve etkileşiminde bir devrim yaşıyoruz çağın anlamı nedir?

Enfosfer çağı. Bilgi, propaganda, etkileşim ailenizi, dininizi, diyanetinizi, ahlakınızı bu dış tesirlere açık hale getirmiş...

Ticaretiniz, sanayiniz, ekonominiz ışık hızıyla yapılan finans operasyonlarıyla bir anda çökertiliyor. Devletsizleştirme...

Küreselleşme budur.

Siz ne yapacaksınız? Bu kasırgalara karşı çözümler üreteceksiniz. Akıl budur, fikir budur, zeka budur...

Sonuç olarak Güneydoğu Asya'da bir kriz oldu. Onlar bir daha oyuna gelmediler. Bizde üç kere kriz oldu yani tongaya üç kere düştük. Buna rağmen aynı argümanları ısrarla savunuyor ve oyuna geliyoruz.

Türkiye'nin bir derin devleti yoktur. Acilen bir derin devlet kurulmalıdır.

Bizim değerlerimiz batıdan üstündür. Kendi kendimize ayakta kalacağız.

Biz gibi olacağız.

Oktay Hoca'nın dediği gibi; "Dışarıda milli bilinçlenmemize karşı bir endişe daima vardır."