Amerikan faşizmi bugün gelmiş Irak'ta 100 bin insanı katletmiş, topraklardan çıkıncaya kadar daha ne kadar insanı öldüreceği bilinmiyor. Galiba Müslüman kanı dökmek kurban kesmek gibi birşey ki gerekli kimse sesini çıkartamıyor. Yada bu insanların kanı katli vacipki bu kadar insanın öldürülmesi hesap sormayı gerektirmiyor. Ama aynı Amerika Irak'ta bir taraftan masum insanların Azraili olarak kasap gibi çalışırken Ermeni soykırımının kabul edilmesini Türkiye'ye dikte etmeye çalışıyor. Bu meyanda Amerika'dan daha fazla cinayet suçu işlemiş olan Fransa; Cezayir'de 3 milyon insanı katlettiğini unutarak bizden hesap soruyor.  

Hesap soranlar sütten çıkmış ak kaşık olsalar bir problem yok. Meselenin siyasi ve ideolojik olduğu açıktır. Zaten Ermeni soykırımı tasarıları hiç bir zaman Ermenilerin kendi projeleri olmadı. Bu projeler Türkiye'yi sıkıştırmak isteyen Amerikan Yahudi Likud cephesinin ve yoğun Yahudi nüfusa sahip olan Fransa'nın (Yahudiler eliyle) Türkiye'ye karşı kontrollü buhran çıkartma politikalarının bir aracı oldu. Uygulanması daima tavşana kaç tazı tut biçiminde oldu. Şöyle ki, Amerika'da Demokrat Partili X senatör tasarıyı kongreye getirdi. Türkiye'yi çok seven Yahudi dostlarımızın lobi faaliyetleriyle engellendi! Şayet Türkiye'de Yahudi aleyhtarı bir tutum gelişirse veya Filistinlilerin gördükleri zulüm eleştirilirse Yahudi dostlarımız kongrede Türkiye için birşey yapma gereğini duymazlar(?)(!)  

Bu politika bazen Türkiye'yi sıkıştırmak için kontrollü bunalım stratejisini uygulayan Yahudi stratejistler tarafından şu şekilde de uygulanmaktadır; Türkiye'nin bölgede İsrail'in hoşuna gitmeyecek politikalar üretmesi veya tehdit algılamasında herhangi bir pozisyon değişikliği yapması halinde konu aynı çevreler tarafından gündeme getirilmekte Türkiye onların istediği yöne avdet edince onlarda Türkiye'ye iyilik edip tasarıyı engellemektedirler. Şayet Ermeniler bir zulme uğramışlarsa, şayet ortada açık bir haksızlık varsa, sende mertsen, arkadaş olmaz bu konuyu gündeme getireceğiz tarihi sorgulamayı yapacağız dersin konu tarihçilerin bilim adamlarının olduğu ortak zeminde bütün arşivler açılarak tartışılır. Sonuçlar Vietnam katliamı, Hroşima ve Nagazakiye atılan atom bombalarını, Güney Amerika'da ABD'nin yaptırdığı katliamlarla mukayese edilerek değerlendirilir ve bir sonuca varılır. Zaten Türk Tarihi Kurumu konuyu tartışmaya hazırız diyor. Onlar diyor ki hayır olmaz tartışmaya gerek yoktur. Bu budur. Peki bu buysa I. Dünya Savaşı sonunda İngilizler İstanbul'u işgal ettiler. Osmanlı padişahı'na direkt emir verebilecek imkânlara kavuştular. Ermeni katliamında rol almış devlet adamı ve idarecileri yargılamak için Nürnberg benzeri bir mahkeme kurmak ve yargılamak imkânı vardı; neden yapmadılar? Bu sualin cevabı verilemez. Çünkü bu sualin cevabı şudur; Evet savaş içinde Türk ordusunun geri bölgesinde bir takım Ermeni faaliyetleri olmuştur. Bunu tedip edilmesi onların daha güvenli bölgelere naklederek yapılmıştır. Bu nakil işlemi savaş ortamında kısıtlı ulaştırma araçlarıyla yapıldığı için yolda hastalanan ve ölenler olmuştur. Ancak gittikleri bölgelerde Osmanlı'nın Müslüman tebası olan Suriyeli Araplar tarafından büyük bir misafir perverlikle karşılanmışlardır. Şayet Osmanlı devleti bu insanları imha etmek gibi insani olmayan bir düşünce taşıyor olsaydı, Suriyeli Arapları kışkırtırdı. Bu gelenler sizin topraklarınıza yerleşen hain Hristiyanlardır. Bu gavurlar başınıza bela olmaya geliyorlar derdi. Onları imha ederdi. Halbuki tehcire tabi tutulan Ermeniler gerçekten kendileri için güvenli olan bölgelere nakledilerek Rusların oyununa gelerek kışkırtmasına kapılarak yanlış işler yapmaları ve imha edilmeleri önlemiştir. Bugün Suriye'de yaşayan Ermeniler Yahudiler tarafından casusluk amacıyla ve milli birliği bozma yönünde gene kullanılmaktadır. Gelecekte başlarının Araplarla belaya girmesi mümkündür. Bizce Ermeniler politik amaçlar için kullanılan zavallı bir halktır. Esasen onların haklarını arayan veya savunan kimse yoktur. Burada Ermeniler kullanılarak Türkiye sıkıştırılmaya çalışılıyor.  

Avrasya Bir Vakfı'ndaki bir konferansta dinlemiştim. Ankara'da Amerikan Büyük Elçiliğinde görevli bir diplomat şunları söylemişti; Paris'teki Amerikan Büyük Elçiliğinin önünde toplanan bir gurup ERMENİ Türkiye'yi protesto ederler. Topraklarının iade edilmesini talep ederler. Uzun müddet büyük elçiliğin önünü kapatır, büyük elçilik mensuplarını tedirgin ederler. Bunun üzerine içeride oturan Büyükelçi odasının penceresini açar dışarıdaki halka der ki; "Buyurun gidin Türkiye orada, topraklarınız orada alabiliyorsanız alın."  

Esasen iş ciddiye geldimi bunların tutumu budur. Adamı kullanır sap gibi ortada bırakırlar.