“Vatandaş; yere tükürene, yasak dinlemeyene, herkesin rahatını bozana, saygısızlıkların her türlüsüne aldırmazlık etme.” Yukarıdaki cümle, Türkiye'nin ilk grafik sanatçısı İhap Hulusi Görey (1898-1986) tarafından çizilmiş, ‘Saygısızlıkla Savaş Derneği’nin 'Vatandaş' afişine ait. Latin alfabelerini kullanarak tasarladığı Türk Alfabesi kapağı, sanatçının en dikkat çeken ve unutulmayan afişleri arasında yer almış. 1932 yılında Atatürk'ün isteği üzerine kurulan derneğin amacı; dil, din, ırk ayırımı yapmaksızın hep iyilik eden, vatanını, dinini ve bayrağını seven, yaşantısıyla herkese örnek olan insan davranışları edindirmekmiş. Atatürk’ün ölümünden sonra kapanan dernek gibi duyarlı vatandaşlar da bir bir yitip gitmiş. O günlerden bu duruma geliş öyküsünü tarih yazmaya devam ediyor. Geriye kalan İstanbul beyefendileri, hanımefendileri de azalmaya devam ediyor. Onlar da pek fazla örnek olamamış çevrelerine ki kendileri kadar kalmışlar. Çoğalmadan! Bu gün yasaksız bir ülkede devrilen bir İstanbul beyefendisinin kalabalık taziyesinde, ne çok seveni olduğuna bakıp yadırgarsınız. Bu yüzden yaşarken bir nezaketi dahi örnek alınmayan ancak ölüsünün arkasından; tam bir İstanbul beyefendisiydi, diyerek üzülenlere şaşarsınız. Evet, çocuklarını henüz yarı yaşlarında çeyrek asır kadar önce toprağa veren bu kibar insanlar saygı ve sevgiyi hak etmişler ama öyle yalnız kalmışlar ki örnek davranışları geride kalanlara miras bırakamamış. Rahatı kaçmasın diye kimse eline kitap vermemiş. Tarih unutmaz, tescillemiş klonlanan aldırmazları, diğerini ağaç sanıp aldananları. Ben’im değil hayatın kuralları.. Yaşanan hayata aldırmazlığın ağır bilançosunu ödüyorsan aldırmalıydın oysa aldırmalısın! Şayet on yıl içersinde aldırmazsan zaten yaşamak için oksijen de bulunmayacak. Halk ekmek, dolmuş kuyrukları rahatsız ediyorsa, Türkiye’de 5 milyon genç işsiz dolaşıyorsa, Yalanların neden söylendiğine, neden kandırıldığına. Yasakları dinlemeyene, yaptırım gücünü doğru kullanmayana aldırmalısın. Belki o zaman, kim bilir beyefendi, hanımefendi olabilirsin. Asalet sonradan kazanılmaz amma nezaket bu belli mi olur?