FİNLANDİYA DOĞUMLU TÜRKOLOG ATİLLA JORMA, TÜRKÇE KONUSUNDA ÇEŞİTLİ BİLİMSEL MAKALELER YANI SIRA, "TÜKÇE-FİNCE, FİNCE-TÜRKÇETÜRKÇE" BİR SÖZLÜK, "HAZAR BERİSİ - KARADENİZ KÜLTÜR ÇEVRESİNDE TÜRK DİLİ", "OĞUZCANIN KARADENİZ SERÜVENİ" VE "BULGARİSTAN TÜRK ROMANI" ADLI KİTAPLAR YAZMIŞ Atilla JORMA Finlandiya'da doğmuş. İlk,orta ve lise eğitimini Finlandiya'da tamamlayan Atilla JORMA, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Türk Dili Edebiyatı bölümünden mezun olmuş. Finlandiya Turku Üniversitesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı dersleri vermiş ve ülkesinin üniversitelerindeki büyük bir eksikliği tamamlamlamak amacıyla, Fince Türk Dil Bilgisi'ni yazmıştır. Atilla Jorma, Türkçe ve Türkçenin tarihi konusunda uluslararası sempozyumlarda sunduğu tebliğlerin yanı sıra, çeşitli ülkelerde yayınlanan uzmanlık dergilerinde makaleler yazmıştır. Avrupa ülkelerinin yakından tanıdığı Atilla JORMA'nın "Türkçe-Fince, Fince-Türkçe" sözlüğü ve "Hazar'ın Berisi - Karadeniz Kültür Çevresinde Türk Dili", "Oğuzcanın Karadeniz Serüveni" ve "Bulgaristan Türk Romanı" adlı kitapları var. ATİLLA JORMA, "ANA DİL BAŞKA, ANA DİLİ BAŞKADIR" DİYOR Atilla JORMA'yı Azeraycanlı araştırmacı-yazar Sevil İREVANLI ile hayatını birleştirdiği günlerde yakından tanıma fırsatı bulduk. Doğduğu ülkeye, Finlandiya'ya gitme hazırlıkları arasında merak ettiklerimizi sorduk: - Türkçeye olan ilginizin nedeni nedir, Türkçenin serüvenlerini konu alan kitapları nasıl yazdınız? - Holanda'daydım.. Holanda'da dil bilimine çok önem veriliyordu, ama Türk diliyle ilgili bir yayın yoktu.. Bu boşluğu doldurmak üzere yola çıktım. - Kaç yıl sürdü araştırmalarınız? Araştırmanızın başlamasından kitaba ulaşıncaya kadar ne kadar zaman geçti? - Sürekli olmadı çalışmalarım. Bazen ara vermek gerekti. Toplam birbuçuk yıl sürdü diyebilirim. İlk kitabım "Hazarın Berisi"ydi; diğer adıyla "Karadeniz Kültür Çevresinde Türk Dili".. İsim babası, Moldovalı bir Gagavuz Türkü olan Kemal Köroğlu.. Onunla birlikte Karadeniz çevresinde bir gezi yapmıştık. Kitap yazmaya bu gezi sırasında karar verdim. Beni Türk okuyucusuna daha yakından tanıtan ikinci kitabım "Oğuzcanın Karadeniz Serüveni" oldu. Türk söz konusu olduğunda, Karadeniz çevresi önemli bir coğrafya.. Güneyde Anadolu, batıda Balkanlar, doğuda Azerbaycan, kuzeyde Kırım ve Urumlar var.. Oğuzcanın Karadeniz serüveni, Türkçe açısından önemli bir olay. Kitabımda bu önemli serüveni anlattım. - Türkçe konusunda yeni çalışmalarınız var mı? - Benim bir çalışmam var, daha doğrusu doktora tezim.. Bulgaristan'daki Türk edebiyatını konu alan "Bulgaristan Türk Romanı". Bu çalışmamı yayınlayacak ve Türk okuyucusuna gerektiği gibi duyurabilecek bir yayınevi arıyorum. Bu konuda Türkiye'de yapılmış bir çalışmaya rastlayamadım; okuyucuya ilginç gelecektir. Çalışmamın bu konuda yapılacak araştırmalara yardımcı olacağına inanıyorum. Kumanlar konusunda da bir çalışmam var, özellikle Macaristan'daki Kumanlar konusunda.. Macaristan'da bu konuda bazı yayınlar yapılmış, ama Türk okuyucusuna ulaşmamış bunlar.. Bu konudaki eksikliği tamamlamış olacağım.. - Bazı Batılı dilbilimciler Türkçe'nin santranç tahtası gibi sağlam bir dil olduğunu söylemiştir. Siz Türkçe konusunda ne düşünüyorsunuz? - Doğrudur. Bir dilbirliği içinde çeşitli dil türleri bulunur. Standart tür yanında, standart türün saygınlığına uygun olarak, onun altında bölgesel, toplumsal ve işlevsel türler görülebilir. Standart dil, bir dilin yazılan veye konuşulan, normatif dil türüdür. Doğal bir dil her zaman bir takım normlara dayanır;dilbirliğnin üyeleri, birlik üyesi olmak istedikleri takdirde, bütün sosyal kurallara uymak zorundalar; bir yerde yazılı olmayan konuşma kurallarına uyulmazsa, işbirliği olanaksızlaşır. (...) Türkçe'ye yabancı kelime akını var, fakat durum o kadar kötü değil. İmla kurallarına dikkat çekmek istiyorum. İmla kuralları için bir ifade bulamıyorum; İngiliz imla kuralları benimsenmiş. Kimse bunu dert etmiyor. - Yazma dili ile konuşma dili giderek farklılaşıyor; kar ile ka^rı aynı şekilde yazmamız gerekiyor.. - Doğru.. Bir de 'ana dil' ile 'ana dili' ayrımına dikkat edilmiyor. Ana dille eğitim ne demek? Ana dil konuşulmayan bir dil. Bir örnek, Latince ana dil. Latinceyle İspanyolca, İtalyanca farklı.. Ana dille eğitim mi, ana diliyle eğitim mi? Burada kastedilen ana dil ile eğitimdir. Bu ayrıntılara dikkat etmek gerekir. - Türkçemiz konusunda yaptığınız çalışmalar için teşekür ediyoruz. - Ben severek, isteyerek yapıyorum.. "OĞUZCANIN KARADENİZ SERÜVENİ" Atilla JORMA'nın yeryüzündeki diller ile Türkçe'nin konumunu inceleyen "Oğuzcanın Karadeniz Serüveni" dikkatle okumamız gereken bir kitap. Kitabın tanıtım yazısında, "Oğuzcanın Karadeniz Serüveni"nde Oğuz Türkçesinin son binbeşyüz yıllık tarihi boyunca Karadeniz çevresinde çok geniş bir alanda yaygın olduğu, Karadeniz'in tarihte ayırıcı değil Türk dili için bir birleştirici olduğu gerğinden hareket edilmiş, Türk dili araştırmacılarnda en çok savsaklanmış konulardan standart dil- diyalekt ilişkileri ele alınmış" deniliyor. Oğuzcanın son binbeşyüz yıllık tarihini anlatan kitapta, "Oğuz Türkçesi bugün de Karadeniz çevresinde onbeş ayrı devletin sınırları içerisinde, ayrıca başta Batı Avrupa olmak üzere, yeryüzünün çeşitli yerlerinde konuşulmakta olduğundan" söz edilmekte ve bu konuda bilimlerarası ortak çalışmaların gerekliliğine dikkat çekilmektedir. "Oğuzcanın Karadeniz Serüveni"nde Türk tarihinin ana hatları, genel olarak dil ve dilin türlerigözden geçirilmiş, Türkçe'nin dünya dilleri arasında yeri araştırılmış, Türk dili için kullanılan yazı düzenleri ve dil tarihinin dönemlendirilmesi gibi konular incelenmiştir." "Oğuzcanın Karadeniz Serüveni" Doğu Kütüphanesi tarafından yayınlanmış. (Tel: 0212 5202719 e-mail: [email protected])