Pentagon'da bir İsrail köstebeğinin ortaya çıkması üzerine; rahmetli General Cevat Rıfat ATİLHAN'ın "Yahudi casusu Suzi Libermam" adlı eseri aklıma geldi...

Cevat Rıfat ATİLHAN, Büyük Atatürk tarafından büyük değer verilmiş bir subaydır. Cevat Rıfat Atilhan 1912'de Harbiye'den mezun olmuş I. ve II. Balkan Savaşlarına katılmış. Şükrü Paşa'nın şanlı Edirne müdafaasında bulunmuş, bu savaşta Bulgarlara esir düşmüş, Bulgar kralı Ferdinat tarafından harpteki cesaret ve azminden dolayı madalya ile taltif edilmiştir.

(Demek ki mert ve cesurları düşmanlar dahi takdir ediyor. Kaypak ve korkaklara herkes lanet ediyor.)

Esaret dönüşü I. Dünya Savaşı'na katılmış, Filistin cephesinde Mersinli Cemal Paşa'nın emrinde çalışmış, bu savaş esnasında topyekün Yahudi köylerinin ordumuz aleyhinde İngiliz'lere casusluk yaptığını tesbit etmiştir.

Mütarekeden sonra Kuvvay-ı Milliye hareketine katılarak sivil halkı kutsal direniş için örgütlemiş, Isparta'da Demiralay, Afyon'da Çelikalay'ın kuruluşuna katılmıştır. Daha sonra kendi çalışmalarıyla; Zonguldak, Bartın, Ereğli bölgesinde 12 bin kişilik milli kuvvetler meydana getirmiş, bölgede asayişi sağlamış 15 Ekim 1920-12 Ocak 1921 tarihleri arasında Fransızları Sapça geçitlerinden Karadeniz'e doğru sürmüştür. Bu başarılar üzerinde TBMM Cevat Rıfat ATİLHAN'a 10 Ağustos 1923 tarihinde Milis Generalliği rütbesi vermiştir.

Cevat Rıfat ATİLHAN'ın teşkil ettiği birlikler I. ve II. İnönü, Sakarya ve Başkumandanlık muharebelerinde kullanılmıştır.

1948 yılında Arap-İsrail harbinin başlaması üzerine topladığı 300 gönüllü ile cepheye hareket etmiş, bu cephede tek başarı olarak bir Yahudi köyünü düşmandan almıştır. 4 Şubat 1967 tarihinde vefat etmiştir.

Cevat Rıfat Atilhan Yahudi tehdidini Türk kamuoyuna duyuran eşsiz vatanseverdir. Gene onun verdiği bilgiler ışığında Filistin'de bir Yahudi devletinin kurulması için II. Abdulhamit'e 20 milyon altın rüşvet teklif edildiğini bunun 12'si şahsına 8'i hazineye verilmek istendiği, Osmanlı'nın bütün borçlarının silinmesinin teklif edildiği anlaşılmaktadır. Sultan II. Abdulhamit'in bu teklifi kabul etmemesi üzerine Balkanlarda Arnavutlar dahil bütün kavimlerin isyana teşvik edildiğini, Doğu'da Kürt, Ermeni ve Arapların kışkırtıldığını Padişahın aleyhine bir darbe yaptırıldığını bu süre içinde Yahudilerin Rotschild Grubu vasıtasıyla sürekli Filistin'e göçtüklerini, para yardımı aldıklarını ve iskan edildiklerini anlatmaktadır.

1881'de Filistin'de toplam 14 bin Yahudi varken bu sayının 1914'de 45 bin, 1918'de 80 bini bulduğunu 1909'da Telaviv (Bahar tepesi)'in kurulduğunu anlatmaktadır.

Cevat Rıfat ATİLHAN savaş içinde bir Türk subayını (Adnan) kendine aşık eden Yahudi kızının (Suzi Liberman) içine uyku ilacı katılmış içki içirerek harekât plânlarını çaldığını, bu plânları babasının İngilizlere para karşılığı sattığını tesbit eden soruşturma komisyonunda yer almış astronomik boyuttaki rüşvet tekliflerine rağmen casusların idam kararına imza atmıştır.

Bu casusluk olayında içinde İngiliz, Yahudi ve bir kısım Araplarında olduğu istihbarat şebekesi çökertilmiş, Üsteğmen Adnan'ı öldüren katiller idam edilmiştir.

Günümüzde benzer olay Amerikan Başkanı Clinton'un başına gelmiş, Monika Lewinski adlı bir Yahudi kızı ile oral seks yaptığı gerekçesiyle bir hayli hırpalanmış, Başkanlıkta kalması için Sudan'ı bombalaması İsrail'in vazgeçilmez müttefik olduğunu kabul etmesi şartıyla peşini bırakmışlardır.

Günümüzde meydana gelen casusluk olayı Yahudilerin para karşılığı veya yanlış yönlendirme amaçlı yaptıkları mutad operasyonlardan olup, Amerikan devlet sistemini tahrip eden bir kanser mikrobu gibi her tarafa bulaşmış durumdadır. ABD gerçekte Yahudi adlı bir kansere yakalanmış olup ölümünü, sonunu, yıkılışını ne derseniz diyin Yahudiler başlatacaktır. Dışarıda bu olaylar olurken Filistin konusunda mertçe demeçler verdiğini sanıp biraz umutlandığımız Sn. Recep Tayyip ERDOĞAN [Yahudi kredi değerlendirme kuruluşunun Türkiye'de hiperenflasyon olabilir ikazından sonra (!)(?)] Egemen bağışın başkanlığında Şaron'un ayaklarına bir özür ekibini gönderdiği görülmektedir. (Bu ekip İsrail tezlerine ikna olmaya gidiyor.) Bu ekibin gitmesiyle birlikte T.C.'nin dirayeti, güvenirliliği ve ciddiyeti tedavi olmaz bir şekilde yara almıştır. Birşey ya vardır ya yoktur. Birisi ya düşmanınızdır ya dost ikisinin arası yoktur. Temelini Amerikan-Yahudi lobisinin desteğinde bulan oportinist bir iktidarın şahsiyetinden ve T.C.'ni koruyan değerlerden taviz vermeden ayakta durması ve dış desteği muhafaza etmesi mümkün değildir.

Bu Başbakan; bu ülkeyi bu kafayla tek çivi çakmadan, (işsizleri azarlayarak, işsizlere iş bulmayarak) dost-düşman ayırmadan, Türkiye'nin menfaatlerine odaklanmadan Karamanlisle sirtaki oynayarak, Bush'la kardeş olarak, AB ile bir olup, T.C.'nin dibini oyarak iki yıl daha idare etsin ben 200 yıl idare etti sayacağım."