Kadir Has Üniversitesi öncülüğünde. Türkiye Barolar Birliği, Türkiye Avrupa Vakfı, TOBB ve Ekonomi muhabirleri Derneğinin katkısıyla Avrupa Birliği yolunda bağımsız düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar ve bu kuruluşlara ilişkin yasa tasarısının ele alındığı bir toplantı yapıldı. Ben oldum olasıya , yeni bir kuruluş gündeme geldiğinde bu kuruluşun amacını, yeni bir ikilem yaratıp yaratmayacağını, para, personel ve cari gider, ezcümle kaynak israfına yol açıp açmayacağına titizlikle bakar, öyle görüş belirtirdim. Bazı görevler ve işler, gayet güzel, mevcut kuruluşlar tarafından yerine getirilirken/ nedendir bilinmez/hemen yeni bir teşkilat kuralım, fıkri ortaya atılır. "Efendim bazı kurum ve kuruluşların üzerinde siyasi baskı ve siyasetçilerin eli var, onlardan kurtulmak içir bağımsiz kurumlar kuralırnj'denir. Bu şekilde bir sürü kurum, örneğin Rekabet Kurumu, Elektrik Kurumu, Şeker Kurumu, Bankacılık Kurumu. Tasarruf mevduat Sigorta fonu, Kamu ihale kurumu, Telekomünikasyon kurumu ve benzen düzenleyecek ve denetleyecek özerk kurumlar yaratılmıştır. Öne sürülen birinci argüman şudur, bu kurumlar siyasetçilerin etkisinden kurulmak için ortaya çıkarılmıştır. Bu düşünce t demokratik rejimi ve demokrasi kültürünü hazmedememiş ülkelerde ileri sürülür. Zira siyasetçi Kimdir? Hakimiyetin, kayıtsız şartsız ait olduğu millet tarafından seçilmiş ve Parlamentoya millet adına gönderilmiş kişidir. Peki öyleyse milletin temsilcilerinden neden korkuluyor ve çekimliyor. Bu kurum ve kuruluşlar kuruldu. Ve zamanın Başbakanına; "Bunların ne yaptığını, yaralı olup olmadığını bilmiyorum, bunlar kontrolden çıktı dedirten organlar olup çıktılar. Ne ilginçtir ki bunları söyleyen 'Başbakan. bu kuruluşların çoğunun kurulmasında imzası olan kışıdır. Türkiye de/Devletin bir yapısı vardır, Devlet Teşkilatı, Bakanlıklar, Müsteşarlıklar, konularına hakim, ihtisas sahibi. Genel Müdürlükler, bulunmaktadır. Bunların içinde, sadece Bakanlar, millet tarafından seçilen.politikacı kimliği taşımaktadır. Diğerleri .Devlet memuru yani tarafsız kişilerdir. Bakanlıkların, Müsteşarlıkların, Genel Müdürlüklerin, görevleri ile, kurulan bu kuruluşların görevleri neredeyse aynı yani Bakanlıklar, Müsteşarlıklar Genel Müdürlükler duruyor, aynı işleri yapmak için bağımsız kuruluşlar oluşturuluyor. Bu durum oldukça yüksek personel para ve kaynak israfına yol açmaktadır. Her Bağımsız Kurum, yeni binalara. Başkanlıklar, Başkan yardımcılıklarına, asistanlara, sekreterlere, ofislere, büro malzemelerine, araçlara sahip olup, trilyonlar harcanıyor. Daha yeniHürriyet gazetesi yazdı, bir üst kurul Risfartondaki dairesine 400 milyar ödedi diye. Peki! Görev ve hizmetlerde bir iyileşme randıman. netice var mı? Tartışılır! Bu işi daha önce yapan Bakanlıklardan daha mı iyi yapıyorlar? Tartışılır! Bu üst kurumlar,acaba bürokrasiyi azaltıyor mu? Tam tersine bana göre çoğaltıyor. Örneğin bir Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu varken,aynı mahiyette Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu kuruldu. Nitekim toplantıda hazır bulunan, Ekonomi muhabirleri temsilcisi/Ceial toprak şöyle dedi "Üst kurumlar kapalı kutu, içeriye girmek bilgi almak mümkün değil oysa şeffaflık iddiasıyla kuruldular" Bu üst kurulları, Avrupa Birliği istedi diye, kurduk iddiasınında,tam olarak doğru olduğunu sanmıyorum. Üst kurullar» Devlerin maliyesinden ödenek alıyor, ancak kendileri denetleyici olan bu kuruluşları kimin denetlediği belli değil. Sadece Kamu İhale Kurumu, sayıştay denetimine tabi. Oysa Amme idaresinde , denetimsiz, hiyerarşik olarak bir üste bağlı olmaya hesap vermeyen (Teşkilat olamaz. Örneğin/KİT'ler her yıl muntazaman TBMM'ye hesap verirler, ibra isterler. Bazen de /ibra edilmezler/sorumlu yöneticiler mahkemeye verilirler. Bana göre, bu üst kuruluşların faaliyet ve hesapları, birince derecede Devlet Planlama Teşkilatınca ve daha sonra da, nihai olarak TBMM'de denetlenmeli ve ibra edilmelidir. Toplantıda konuşan KHÜ Hukuk Fakültesi dekanı ve eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Selçuk Öztek; "Türk idari sisteminde üst kurullara yer bulunmamaktadır. Bu kurullar Bakanlıkların yapması gerektiği görevleri üzerlerine alıp hem icra fonksiyonunu hem de ceza verme fonksiyonunu yapıyorlar, böyle şey olmaz/dedi. Bir kurum da hem düzenleme hem de denetleme yetkisinin bulunmasıAvrupa Birliği ilkelerine ters." TOBB Temsilcisi, sayım Halim Mete; " bu kurumlarda görevlendirileceklerde, yüksek yetenek ve uzmanlık olmalıdır" dedieacaba öylemi/tartışılır. Bu kuruluşlarda/Bakanlıkiarda birçok personel varken,binlerce personel çalıştırılıyor. Bu elemanlar,değişik kademelerde farklı maaş/ikramiye,kira parası alıyorlar. Bazılarının ise, hem lojmanlarda oturup hem de kira yardımı aldıkları toplantıda ifade edildi. Galiba,toplantıda en doğruyRekabet demeği Başkanı ve 2İD. İstanbul sayın Ayaydın söyledi; uBu toplantıya birkaçının dışmda^zerk kurum başkanlarının iştiraak etmemelerini anlamıyorum ve şöyle yorumluyorum.''Demek ki, bu kurumların Başkanları, aman, burada söylediklerim Hükümetin kulağına gider ve Hükümeti kızdırabilirim endişesinden hareket ediyorlar. Öyleyse bu nasıl bağımsızlık."' Sanıyorum/Türkiye'miz bir süre daha/deneme tahtası misali, bu kuruluşları taşıyacak, bu kuruluşların, yanlışları işleri/zorlaştırıp/yavaşlatmaları, bürokratik, kapalı yapıları, şeffaf olmayan tutumları, ağır personel, sabit ve cari giderleri,kaynak israfları, su yüzüne çıktıkça ( Bana göre bunları baştan kurmamak gerekirdi), TBMM konuya el atacak ve köklü çözüme kavuşacaktır.