Adeta eller otomatiğe bağlı durumda, ay çekirdeği alınıyor, ağıza götürülüyor, kabuğu mutlaka yere atılıyor. Stadlarda, parklarda, sokaklarda, her yer ay çekirdeği kabuk yığını... Dünya Temizlik Günü’nde, işadamları, ünlü şarkıcılar, oyuncular çöp topladılar, topluma örnek olmak istediler. Ama sadece bir gün... 

Mülkiyede İstatistik Hocamız Şefik İnan, “Bir ülkenin medeniliği, tuvaletlerinin temizliğinden belli olur” der, İsviçre’yi örnek gösterirdi. Siz hiç şehirlerarası karayollarında, benzinliklerde tuvaletlere (sözde) girdiniz mi?... Ben hep acaba arkadan gelen turistlere rezil olacağız, diye düşünürüm. Parklarda, vatandaşımız mangal sefası yapıyor, giderken, orayı pislik çöp içinde bırakıyor. Çöp kutuları olsa da, etrafa saçıyorlar. Temizlik gününde, denizlerden neler çıkmadı ki! Buraya yazmaktan hicap duyuyorum. Medeni Avrupa ülkelerine gittiğinizde oralardaki düzen, temizlik, kurallara uyum, bir tokat gibi yüzünüze çarpar. Almanya’ya giden işçilerimizin Alafranga WC’lerin üstüne çıkıp, çömeldikleri hep bilinir... Türkiye’de temiz girilebilir WC bulmak adeta imkansızdır. Bu konu bir kültür, görgü, eğitim meselesidir. Peki bu temizlik, temiz bırakma alışkanlığını, görgüsünü nasıl kazancağız?... Okullarda mı! Giden okul WC’lerine bakın, pislik içindeler. 

Dünyada yaşayan milyarlarca insanoğlu, biyolojik gerçek olarak her gün etrafa atık ve dışkı bırakıyor. Bu hadisenin hijyenik kurallara, sağlık koşullarına uygun biçimde yapılması, önemli bir sorundur. Bir Müslüman ülke olarak, Türkiye, dinimizin “temizlik imandan gelir” farzına rağmen, temizliğe olması gereken hassasiyeti göstermemektedir. Temizlik ailede ve okullardan başlamalıdır. İnsanlar, ben kullanırım, benden sorası tufan diyecek, WC kullanıp, bırakıyorlar... Okullarda, ay çekirdeğinin yere atılmayacağı, helaların temiz kullanılması, yerlere çöp atılmaması, denizlerin, su havzalarının temiz tutulması gibi kurallar öğretilmelidir. 

Bazı ülkeler, temizlik, hijyen kurallarına uyulmamasına ağır, caydırıcı, acıtıcı müeyyideler getirmişlerdir. Örneğin; Singapur, İsviçre... Okullarda görev yapan öğretmenlerimizin, temizlik, görgü kurallarına öncelikle kendilerinin riayet etmeleri şarttır. Gazetelerde yazıları çıkan, ABD’de yaşayan Türk Bilim İnsanı Prof. Dr. Selçuk Şirin, başına gelenleri anlatıyor: “Yaz tatillerimizi, hep beraber Türkiye’de geçiririz. Amerika’ya döndüğümüzde, mahkemeden bir celp aldık, şöyle diyor; ‘Evinizin bahçesindeki çimleri biçmediğiniz, bu nedenle yangın, haşerata, pisliğe neden olabileceğiniz, bu konularda komşularınıza rahatsızlık verdiğiniz için suçlusunuz...’ Adam Türkiye’de olduğu için çimlerini kesememiş, mahkeme hocayı 470 dolar cezaya mahkum ediyor, tekrarı halinde hapis var. 

Ülkemizde, nedense evlerin içinin temizliğine özen gösterilir, çevre temizliğine önem verilmez. Hijyen, temizlik, çevre ve tabiatı koruma standartlarında da geri olduğumuz sürece, diğer faktörlerin yanı sıra, bu konuda gereken görgü, kültür düzeyine ulaşamazsak, Avrupa Birliği’ne giremeyiz...

NOT:  2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın organizasyonunu Türkiye’ye değil, Almanya’ya verdiler. Sadece yeni stadlar yapmak (Stadyumlardan Atatürk adını kaldırıyorlar) yeterli olmamış... Organizasyon kriterleri arasında, bir ülkede insan hak ve hürriyetlerine azami saygı, demokrasinin bütün kural ve kurumları ile aksaksız işlemesi, objektif yargı ve adalet, çağdaşlık, medeniyet, ileri görgü ve kültür, temizlik, çevreye, doğaya saygı fevkalade önemli yer tutuyor....