Şükürdür dertlerin yarı devası/

Sınırsız alemin göğü, havası/

Yok ömrün tekrarı ya da provası:

Doyarak tek nefes alamayan var.//

Maviyi, yeşili, binbir renk tonu/

Ormanı, ırmağı, yaylayı, komu*/

En başı, yanları, ortayı, sonu/

Geceyi, gündüzü göremeyen var//

Tartarsın, biçersin gönül çarşında/

Söyleşecek biri vardır karşında/

Şükret ki; aklın, fikrin başında/

‘Neden’i, ‘Nasıl’ı soramayan var/

Yavan ya da yahşi bulursun aşı/

Sancısız yastığa koyarsın başı/

Kurarsın hayali, görürsün düşü/

Sığınacak gölge bulamayan var//

Tutuyor dizlerin, kavrıyor elin/

Duyuluyor sesin, söylüyor dilin/

İşitir kulağın, doğrulur belin/

Sağına, soluna dönemeyen var.//

Yok döşünde*, şükür, onmaz bir yara./

Yanmıyor bedenin, düşmedin hara*/

Bir soranın vardır, düşünce dara/

Gülüp, ağlamayı bilemeyen var.//

Susarsın, çok geçmez, bulursun suyu./

Azıyla, çoğuyla yaşarsın toyu*/

Giyersin al, yeşil, gri, beyaz, koyu/

Aç, susuz; bir tuman* giyemeyen var.//

Bunalım ve stres; dipsiz bir kuyu/

Zincirler bedeni bir ömür boyu/

Zikreyle Allah’ı, zikreyle Hu’yu*:

Doğruyu, eğriyi seçemeyen var.//

Canfer der; ölçüsüz  Hakk’ın rahmeti./

Kavra o düzeni, kavra kudreti/

Sağlıktır insanın gerçek serveti/

Bu basit sırrı çözemeyen var.///

*döş; bağır, göğüs

*toy:eğlence

*tuman: iç donu, şalvar

*Hu: sofi dilinde Allah