Kalabalık yerleşimlerin bulunduğu şehirlerin ürettiği suni ışık şehirden uzakta olan vahşi doğanın içerisine sızmaktadır. Bu nedenle karanlık hava koşullarına uygun olarak gelişim ve değişen gösteren hayvan ve bitki türlerine olan etkiler son zamanlarda konuşulan önemli bir çevre problemi haline gelmiştir. Işık kirlenmesini ekolojik rahatsızlık olarak değerlendirmek mümkündür. Şehirlerin ürettiği ışık kirliliği özellikle cadde ve sokakların aydınlatılması için gerekli olan enerjiden kaynaklanmaktadır. Havada bulunan nem ve toz ile yansıyan ışınlar, gökyüzünde parlamalara yol açmaktadır. Bu parlamalar çoğu zaman yıldızların görünmesini engelleyecek seviyede olmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri'nde yürütülen bir çalışmada ışığın etkileri çeşitli faktörlere bağlı olarak incelenmektedir. Bulut tabakası, ışık yoğunluğunu etkileyen önemli bir faktördür. Çevresinde 38 adet milli park bulunan Nevada ve Arizona eyaletlerinde yapılan çalışmalara göre Las Vegas şehrinden yayılan ışıklar 150 kilometre uzaklıktaki Death Valley (Ölüm Vadisi) milli parkı ve 300 kilometre uzaktaki Bryce Kanyonundan gözlenebilmektedir. Bugün itibariyle yapılan araştırmalarda, suni ışığın ölçümünde kullanılan yeni tekniklerle, ışığın biyolojik etkilerinin raporlanması arasında bir boşluk vardır. Ancak etkiler sabit durumdadır. Gözlenen durumlardan birine örnek olarak Güney Kaliforniya bölgesindeki gökyüzü ışıltısının bazı yılan türlerinin ortadan kaybolmasına sebep olduğu düşünülmektedir. On yıllarca evvel Kaliforniya'da yaşayan yılan türlerinin doğal tahribat sonucu sayısı önemli ölçüde azalmıştır. Eskiden yılanların yaygın olarak bulunduğu bölgelere gidildiğinde bir çok noktada yılanların olmadığı görülmektedir. Yılanların yaşam alanları hala oldukça geniş olmasına ve insandan uzak olmasına rağmen yaşanan eksikliğin bir dış etkene bağlı olduğu sonucu çıkarıldığında birinci sıradaki etkenin ışık olduğu varsayılmaktadır. Gece gökyüzünden yansıyan ışık özellikle hayvan cinslerinin çiftleşme dönemlerinde etkili olmaktadır. Işık yüzünden ortaya çıkmayan bazı sürüngenler yüzünden yarasalar aç kalmaktadır. Yine ışığa duyarlı bazı planktonlar küf ve mantarlar üzerinde üreyip beslenememektedir. Kertenkelelere yapılan bir incelemede gün batımı sırasında hayvanların karanlık noktalarda hareket etme eğiliminde oldukları gözlenmiştir. Gece ilerledikçe yapılan ölçümlerde orman tabanına düşen ışığın ayın verdiği ışıktan daha fazla olduğu görülmüştür. Bu ışık fazlalığı kertenkelenin gece olan beslenmesini geciktirmektedir. Bu gecikme ile besin alımı azalmakta, üreme oranları düşmekte, hayvanın doğada var olma şansı azalmaktadır. Kısacası doğal denge aleyhte bozulmaktadır. Birçok sürüngenin ayın hareketi ve döngüsü ile yaydığı ışığa göre kendisini ayarlamakta olduğu bilinmektedir. Ayın en parlak olduğu günlerde ortaya çıkmayan bu canlılar, şehirlerden yansıyan ışıklar yüzünden hareketlerini şaşırmaktadır. Doğal zincirin bozulması ile ortaya çıkacak gelişmeler gelecekte önemli bir araştırma alanı olacaktır. Kaynak: Ben Harder, Light All Night, www.sciencenews.org