Geçen gün televizyona bakarken "oturan iki adama" takıldım. Kısa bir dikkatten sonra şeytan görmüş gibi o kanalı terk ettim. Zira oturan adamlardan biri çanakçısına kitabını anlatıyor, cıvık bir ukalalıkla ;"Türkler hiçbir zaman medeniyet kuramamışlardır. Ancak medeniyetleri taklit etmişlerdir" mealinde bir hezeyan çıkarıyordu. Çanakçı da bu hezeyan dolu çanağı "keyifle" yudumluyordu. Yeri geldi açıklamadan geçemeyeceğim. Benim doğduğum memlekette bir insana "keyfin nasıl?"diye sormak hakaret sayılır. Biz böyle bir hata yaptığımızda; ula geç ordan, ahlın başan al, keyf eşekte olur" diye bizi azarlarlardı. Televizyonda bu ifadenin kullanılır olması bana sıkça çocukluğumu hatırlatıyor. Neyse biz konumuza dönelim: Bir kanal, iki adam. Yahu! Yazı böyle yazılır mı? Demeyin böylelerini böyle yazmak onlara kişilik vermemek gerekiyor. Ne acıdır ki, milletimiz yıllardır böylelerinin hezeyanlarına muhataptır. Bu keyfciler takımı milletin canına, malına, kültürüne, imanına fütursuzca saldıra saldıra beyinlerimizi zehirlediler. Ruhlarımızı yaraladılar. Şimdi bu girdaptan kurtularak vicdanlıca düşünelim. Medeniyet kurmadan, binlerce yıl tarih sahnesinde var olmuş bir millet var mı? Medeniyet kurmadan bırakın yedi düveli bir millete karşı bağımsızlık savaşı kazanıp hür yaşama hakkını edinmiş bir millet var mı? Peki, nedir bizde bu ucube türedilerin türevlerinin hal ve tavrı. Hem milletin arkasına bir hançer gibi saplılar, hem de her sofranın çanaklarını yalarlar. İşte bunlar; Atatürk'ten sonra pozitivizmi dinleştirmeye ahdedip milletin bütün milli ve manevi değerlerine savaş açanların döküntüleridir. Maksatları milletimizi batının uşağı yapmak, laikliği dinleştirip imansız bir toplum yaratmak idi. Öylesine acımasızca, haince davrandılar ki,"Milli Kurtuluş Savaşlarının"baş kumandanı, devletlerinin banisi ile milletinin arasına buz dağları koydular. Ancak millet bu ihaneti fark etti. Buz dağlarını aşkla ve muhabbetle eritti. Bu moloz yığınlarını bertaraf ederek ATATÜRK'ü anladı sevdi ve onunla birleşen ruhlarıyla RESULULLAH'IN huzurunda birlikte saf tutmaya hazırdır. Bu kervan mahşere böyle gidecek...