Sürekli gelişen görüntüleme teknolojisi sayesinde bugüne kadar havada görünmeyen patlamaları görüntülemek artık mümkün olmaktadır. Pennsylvania Eyalet Universitesi'ne bağlı olan bir laboratuvarda yapılan bir deney bu olayı bize kısaca özetlemektedir. 2005 yılının Mayıs ayında Londra metrosunda teröristlerini patlattığı bombada triacetone triperoxide (TATP) kimyasalı kullanılmıştı. Bu madde ile laboratuvar ortamında patlatma deneyleri yapılmakta ve deney görüntüleri çok hızlı kameralarla karelere aktarılmaktadır. Görüntülere bakıldığında ilk önce bir alev kümesi ve uçuşan parçalar göze çarpmaktadır ancak bilim adamları patlamadan yayılan, ses üstü hızla ilerleyen şok dalgalarına odaklanmaktadırlar. Bu dalgalar resimlerde halkalar, kesikler ve atlamalar olarak görülmektedir. Modern yüksek hızlı dijital video ile antik gölgeleme tekniğinin veya schlieren görüntüleme tekniği ile birleştirilmesi sayesinde havada oluşan patlama olaylarına farklı bir gözle bakmak mümkün olmaktadır. 19. yüzyılda bilimadamları lenslerdeki hataları tespit etmek için veya mermilerden ortama yayılan şok dalgalarını görüntülemek için çok basit teknikler kullanmaktaydılar. Günümüzde ise bir kaç metre çapında olan ve küçük parçaların yarattığı patlamalar izlenebilirken sesten hızlı uçan jetlerin kilometrelerce uzunlukta bıraktığı izlerde takip edilebilmektedir. Gölgeleme tekniğinin altında çok basit bir optik efekt vardır. Farklı yoğunluktaki hava kütlelerinden geçen bir ışın sınır noktasında kırılmakta veya yayılmaktadır. Bu olayı, günlük yaşamda gece yıldızların ışığının kırpışması şeklinde veya sıcak havalarda yolun üzerine bakıldığında uzaklardaki cisimlerin bozuk görüntüleri şeklinde yaşamaktayız. Gölgeleme etkisini yaratmak için çok parlak bir ışık kaynağına, havanın ısıtılması ile yoğunluğunun değiştirilmesine, ışığın ters yönünde bir kameraya ihtiyaç vardır. Schlieren görüntüleme tekniğinde ise daha sofistike ve hassas bir durum yaratılmaktadır. Parlak bir ışık kaynağı, parabolik şekilde iki adet ayna, ki bu aynaların bir tanesi ısıtılmış havanın arkasına diğeri önüne yerleştirilir, ayrıca keskin kenarlı bir engele ihtiyaç vardır. Bir ayna ampulden gelen ışınları toplayıp farklı yoğunluktaki havanın içinden geçecek şekilde yönlendirmektedir. Diğer ayna ise üzerine odaklanılan görüntüyü almakta ve bir noktaya yansıtmaktadır. Bu noktada, keskin kenarlı engelimiz farklı açılardan gelen ışınların önünü kesmekte, karanlık bölgeleri yoğun kesikler olarak meydana çıkarmaktadır. Son olarak, kalan ışık bir ekrana veya görüntüyü kaydeden cihaza gitmektedir. Özellikle havacılık endüstrisinde terörist saldırıların etkilerine karşı dayanacak malzemeler ve gövde tasarımları üzerinde çalışılmaktadır. Yeni fikirler ve çalışmaların ortaya çıkması açısında bu tür görüntüleme teknikleri son derece önemlidir. Kaynak: Peter, Weiss, Revealing Covert Actions, www.sciencenews.org