Stardust uzay aracı tarafından Wild 2 kuyrukluyıldızından toplanan tozların laboratuvar incelemesi sürmekle birlikte, ilk bulgular yavaş yavaş kamuoyu ile paylaşılmaya başlanmıştır. 2004 yılında, Wild 2 kuyrukluyıldızının 236 kilometre yakınına kadar girip donmuş gövdeden saçılan malzemeleri toplayan araç, 2006 yılının Ocak ayında bir kapsül içerisinde taşıdığı malzemeyi Utah eyaletinde çöl olan araziye indirmişti. Dünya'ya bir uzay aracı tarafından getirilen bu toz örneklerinin ilk incelemelerinde şaşırtıcı bulgular elde edildi. Sadece Güneş veya başka bir yıldızın yakınındaki sıcaklıklarda oluşabilecek mineraller içeren bu toz kitlesi sürpriz yaratmakla birlikte güneş sisteminin ilk oluşum zamanlarına dair ipuçları içermektedir. Kuyruklu yıldızın, Neptün gezegeninin yörüngesinden daha uzak bir noktada oluştuğu ve zamanının büyük çoğunluğunu o bölgede geçirdiği düşünülmektedir. Bilimadamları mikrometre ölçeğinde bir kaç toz parçacığını yüzlerce dilime ayırdılar. Bu dilimler arasında kristal halde yeşil olivin, zengin titanyum ve aluminyum içerikli mineraller görüldü. Olivin kristalleri 900 ila 1100 Kelvin sıcaklığında (yaklaşık 827 santigrat derece) oluşabilirken, diğer mineraller 1400 Kelvin derece sıcaklığa ihtiyaç duyarlar. Amerika Birleşik Devletleri, Houston şehrinde geçtiğimiz haftalarda yapılan bir toplantıda, Wild 2 ve benzeri kuyruklu yıldızların güneş sisteminde bulunan en sıcak ve en soğuk malzemelerin bir bileşkesi olduğu öne sürülmüştür. Yıldız kompozisyonunda bulunan yüksek sıcaklıklı malzemeler hakkında iki önemli teori bulunmaktadır. Bir senaryoya göre, şu anda 4,5 milyar yıl yaşında olan Güneş yıldızı henüz 10 milyon yıl yaşında iken sıcakta oluşan malzemeler güneş sisteminin iç bölgelerinde meydana çıktılar. O zaman diliminde Güneş yıldızı gazlar, tozlar ve buzlardan oluşan bir disk tarafından kuşatılmış olabilirdi. Olivin ve diğer mineraller diskin merkezine yakın noktalarda forma girdikten sonra güneş rüzgârları ile sistemin uzak ve soğuk köşelerine itilmiş olabilir. Bu mineral tozları Neptün gibi uzak bir gezegen mesafesinde bu kuyruklu yıldızların tohumlarını teşkil olmuş olabilir. Diğer bir teori ise, bu minerallerin daha henüz genç olan Güneş yakınında bulunan başka bir yıldız etrafında şekillendiğini, bu ikinci yıldızın rüzgârları ile güneş sisteminin soğuk çevresine ulaştığı düşünülmektedir. Hangi teorinin doğru olduğunu anlayabilmek için her bir tozda yer alan oksijen'in 16, 17 ve 18 izotopları arasında bağlantıların ölçülmesi planlanmaktadır. Eğer bu tozlar bizim güneş sistemimizde oluştularsa izotop kompozisyonunun güneşle tıpatıp aynı olması gerekmektedir. 2005 yılında Temmuz ayında başka bir uzay aracı, Tempel 1 kuyruklu yıldızına çarptırılmış ve açığa çıkan tozlar uzaktan izlenmişti. Benzer mineral oluşumları o zamanda belirlenmişti. Ancak şimdi Dünya'ya getirilen bu toz paketi kuyruklu yıldızlar hakkında somut gerçekleri sunarken, Tempel 1 üzerinde gözlenen çalışmalar içinde bir onaylama mekanizması olmaktadır. Kaynak: Ron Cowen, Fire Meets Ice, www.sciencenews.org