Sn. Genelkurmay Başkanı geçenlerde Harp Akademileri Komutanlığı'nda entellektüel seviyesi çok yüksek bir konuşma yapmış özet olarak şunları söylemiştir: - "Bir deli kuyuya taş atmış kırk akıllı çıkartamamış" sıradışı fikirler, çözümün anahtarı olabilir. - Çok aykırı fikirlerle karşılaşabilirsiniz "Vatan haini gibi bir düşünce" çok önyargılı bir yaklaşımdır. Karşı tarafla uzlaşma imkânını ortadan kaldırır. - Uygarlık karşı fikirlerin çarpışmasıyla gelişmiştir. - Bir çoğumuz bildiklerimizi uygulayamıyoruz. - Güney Kore'ye gittiğimde refberin sorduğu şu soruyu unutamıyorum: 1=5, 2=25, 3=125, 4=625 ise 5= nedir? bu soru banada ilginç geldi. Analiz etmeye karar verdim. Eşitlik böyle olunca 5=55 olmakta, oda eşittir 3125' dir. Yani 1=5 ise 5 = 3125'dir. Dolayısıyla 1=3125 sonucu çıkmaktadır. 5 hem 1'dir hem de 3125'dir. Şimdi bu varsayımı birkaç kademe daha ileri götürerek başka doğrular var mı onu da araştıralım. 10= , 15= , 20= kaçtır? 10=2.5, 15=3,5, 20=4,5 olduğu için 5=1 olduğundan 10=2, 15=3, 20=4 gibi bir sonuç ortaya çıkmaktadır. 5'in yerine 3125 yazarsanız rakkamlar patlamaktadır. Yeni yeni eşitlikler ortaya çıkmaktadır. Yani; 1=5=3125 demişseniz 1=2=3=4=15=85=95 vs. aklınıza gelen her rakkam birbirine eşit olmakta veya olmamaktadır. Yani 5=1=5 demek, herşey herşey olabilir demek gibi birşey... Bu mantık aynı zamanda faşist daire mantığıdır. Eskilerin söylediği bir söz var: "Bizim oğlan okur, döner döner gene okur." İşte o mantık. Peki bizi yanıltan durum nereden çıkıyor? Çünkü 1=5, 5=1 değildir. Şayet 1=5'dir diyorsanız 1 kedi 5 tane sincaptır gibi bir benzetme yapıyorsunuz demektir. Faraziyeniz yanlış demektir. Siz böyle bir kabulü doğru kabul ederseniz 1=2=3=4=5 vs. gibi bir durumu da kabul etmek zorunda kalıyorsunuz ve herşey herşeye eşit olmaktadır. Böyle bir varsayım aklına gelen herşeyi söylemekten herşeyi doğru kabul etmekten farksız bir tutumdur. Hatta daha da ileri giderek şunu söylemek gibi bir şeydir: Bütün doğrular eğridir, bütün eğriler doğrudur. Bütün herşey aynı şeydir. Aynı şeyler hem aynı, hem ayrı şeydir. (Halbuki metamatiki mantığın birinci kuralı elmalarla armutlar toplanmaz), (Elmalar armutlar aynı şey değildir.) Madem ki herşey herşeydir, hiçbir şey de herşeydir. Hiç birşey herşey ise aç tavuğun kendini buğday ambarında görmesi de bir varsayım değildir, mutlak hakikattir. Hayaller gerçek, gerçkeler hayal, doğrular yanlış, yanlışlar doğrudur. Bu mantıkla düşünürseniz herşey toz pembe de görülebilir, çok berbatta.. Sizin bu tür kurgulara karşı üç tarz tutum gösterme yolunuz vardır: Birincisi ben bu işlerden anlamam, ikincisi anlarım ama böyle bir kurguyu çok mantıksız bulurum, üçüncüsü bu kurgu çok mantıklı benim hayallerimi meşgul ediyor nasıl oluyor aklım havsalam almıyor?.. Birinci tutumu benimseyenlere birşey diyemezsiniz. İkincisi tutumu benimseyenler için dersiniz ki, tamam adam yutmadı. 1=5 diyorsun doğru olmayan kabulde bulunuyorsun sonrada dönüp diyorsun ki 1=5 midir? 1=3125 midir? Tabi ki varsayım hatalı olunca sonuçta yanlış olacaktır. Ama üçüncü durumdaki şahsın durumu ilginçtir. Ben bu işe şaştım. 1=5 midir? 1=3125 midir? Nasıl olur? 1 hem 5'e hem 3125'e eşit oluyor. Allah Allah... Tabi ki, basit bir matematik kurguyu realite zannederseniz delinin kuyuya attığı taşı kırk akıllı da çıkartamaz bin akıllı da... Bildiklerimizi uygulayamamanızın sebebi ya doğrunun ne olduğu konusunda kuşkumuz var, ya da kuşkularımızı doğru sanıyoruz. Hayal dünyamız aklar, karalar yada hiçlerden oluşan boşluklar yaratıyor yada suyun başına gelince her türlü yüzmeyi unutuyoruz. Eskilerin bir sözü var; mal-ı hülya bir tohumdur, ektim ama bitmedi, züğürtlük başa bela ne ettim ise gitmedi. Züğürtlüğü nasıl algıyacağınızda çok önemlidir. Hint fakiri gibi algılarsanız tabiki çok zenginsiniz demektir. Biz ne yapıyoruz? Realiteyi keşfedemeyince işi çeneye veriyoruz. Kurgular alemiyle oyalanıyoruz. Melekler erkek mi dişi mi? Hz. Amine kafir mi gitti, Müslüman mı? Geçenlerde İ.Ü.'de rektörlük yapmış bir profesör Dalton'un Atom Teorisi'ni savunmak gibi bir takım şeyler söylüyordu. Kurgularla varsayımlarla uğraşır bilgide 13. asrı yaşarsanız. Üçgenin iç açıları toplamı kaçtır? sorusuna üçgeni büyüklüğüne göre değişir cevabını alırsınız. Rakkamlar ve kurgular su doku oynamak gibi birşeydir. Sütün boyunca aynı rakkamı yazdığımızın farkında değiliz. Farkına varınca bu defa oyunun kurallarını değiştiriyor, oynamaya devam ediyoruz. Kural değişince sütüna ne yazacağınızın önemi kalmıyor. Ne yazarsanız yazın doğru çıkıyor. Tabi yaptığınıza oyun denirse, mantığımıza mantık denirse...