Dün akşamüstü kızımla markete gittim. Bizi markete ulaştıran 100-150 m.'lik sıradan, tipik mahalle arası bir sokak. Yer Suadiye. Aslında Suadiye çevre düzeni açısından şanslı bir semttir. İstanbul'un pek çok diğer semtine göre yeşili bol, kaldırımı ve otoparkları olan bir yerleşim alanıdır. Ancak zaman zaman Suadiye'de de tuhaf ve düşünülmeden işler yapılıyor.Bu hafta bunlardan birini anlatacağım. Karşımızdaki Yusuf Çavuş Sokağı hep aynı genişlikte devam etmeyen ama yol boyu her iki tarafı kaldırımlı bir sokak. Kaldırım yol boyunca ağaçlıklı ancak ağaçlar düşünülmeden yerleştirildikleri için adeta kaldırımın tam orta yerinde. Ağaçlar öyle büyük, heybetli ve sokağın bir parçası ki herşeye rağmen onların varlığına kaldırımı ortalasalar bile katlanılıyor. Ancak dün kaldırımda hiç olmayacak bir elemana rastladım. : Dev bir reklam panosu. İnsan boyundan yüksek, kaldırımın üçte ikiden fazlasını kaplayan (kaldırım genişliği hemen hemen 218-220 cm, panonun genişliği ise 145 cm kadar) derinliği 22 cm olan hantal, biçimsiz, anlamsız bir pano. Panonun kaidesi de aşağı yukarı kendi boyutlarında. Pano yerden yükseltilmiş değil aksine yere yapıştırılmış.gibi duruyor. Yani 22 cm genişliğinde dikdörtgenler prizması şeklinde bir duvar kaldırımın üzerine getirilip kondurulmuş. Bugün dikkat ettim yenilenen otobüs duraklarındaki yan panel boyutlarında ve aynı malzemeden yapılmış olduğunu sandığım bir kaba eleman bu pano. Üstelik bu tasarım hatası panoyu sadece Suadiye'de değil kentin pek çok yerinde de görmeye başladım. Aslında suç panoda değil. Panoya yer seçenlerde. Bula bula 220 cm'lik yolun üzerini uygun bulmuşlar!!! Üstelik toplam 150-200 m.'lik bu sokağa bir tane koymakla da yetinmeyip bir başına bir sonuna koymuşlar bu irikıyım panoyu. Bu pano olsa olsa yaya akımı çok olan geniş alanlarda kullanılabilir. Hoş ben orada bile kullanmazdım, çünkü gereksiz bir cüssesi var ve kente bir katkısı yok ama yeri kesinlikle 2.5m'den dar olan kaldırımlar olmamalı Bu eleman estetik değil, fonksiyonel değil, kullanışlı hiç değil. Yani bu panonun yeri burası değil!... Aslında ne basit bir olaydan bahsediyorum değil mi? Alt tarafı kente bir firmanın seri ürettiği. X adet pano yerleştirilecek. Neresi olursa olsun, ne fark eder ki? Bu kentte çevreyi, estetiği, tasarımı kim düşünür? Bunu sadece hala idealist düşüncesini koruyan üniversiteler mi yapıyor? Bu kentte yaşayan engelli insanlar ne olacak? Onların burada yaşamaya hiç hakkı yok mu? Bu pano hem görme engellilere bir tuzak hem de bedensel engellilere geçişi olanaksızlaştıran bir set. Bebek arabalı anneler ne olacak?Bir yaşlının koluna girmiş olan kişi ise mutlaka taşıt yoluna inecek. Neden?Bir tasarım hatası, işlevsiz bir reklam panosunun yaya kaldırımını işgali yüzünden. Kentsel tasarım ciddi bir iştir. Büroda oturup, hayal kurarak gerçekleştirilemeyecek kadar kapsamlı bir iştir. Mevcut çevre ile uyum sağlaması gereklidir. Tasarım daima estetik bir yaklaşım içermeli, zevk ve kullanış kolaylığı birbiriyle örtüşmelidir. Detayları önem taşıyan ve hatta detayları ile beğeni toplayan bir tasarımdır. Sürdürülebilir bir tasarımdır ve çevrenin kimliğinin bir parçasıdır. Kentimizde zaten çevre tasarımında örnek gösterilecek yer yok denecek kadar azken hiç olmazsa mevcut yanlışlara bir yenisi daha eklenmesin. Yetkililerden daha duyarlı olmalarını ve bizleri bu anlamsız panodan kurtarmalarını diliyorum. Hiç olmazsa kaldırımlar yayaların kalsın!!!