Bu yıl beşincisi düzenlenen Üsküdar Sempozyumu’na ben de “Değişen Üsküdar’da Kentsel Kimlik ve Canlılık” isimli çalışmamla katıldım. Cumartesi sabah 9:30’daki sunumuma herhalde pek az katılımcı olur, diyerek biraz buruk gittim. Ancak daha Çamlıca Sabaattin Zaim Eğitim Merkezinin otoparkında iken yanıldığımı hissettim. Üsküdar Belediyesi pek çok üst düzey görevlisiyle oradaydı. Bina günlerce önce yapılan duyurular yerine gitmiş olmalı ki kalabalıktı. İç donanımlar, konuşmacılara verilen çantalara varana kadar herşey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş hiç aksayan bir şey görünmüyordu. Sempozyum hazırlığında en çok yorulan isimlerden Sayın Özgül ORTAHİSAR’ın içten karşılaması ile 9:25’te binaya girmiş olmama rağmen geç kalmış olma stresini hemen attım. Yardımcı elemanların katkılarıyla sunumumu bilgisayara sorunsuz yükledim ve tam 5-6 dakikada hazırlığım bitti ve konuşabilecek duruma geldim. Salon o saatte bile (sabah 9:30) hem belediye görevlileri hem akademisyenler hem de halktan kişilerle doluydu. Oturum başkanımız Sayın Prof. Dr. Nazif GÜRDOĞAN’ın biz konuşmamızı yaptıktan sonraki yorumları, heyecandan ismini alamadığım Sayın Başkan Yardımcısı’nın katkıları ile oturum çok keyifli geçti. Üç konuşmacı da Üsküdar’ın özellikle meydandaki fiziksel dokusuna tarihi eserlerine ve İstanbul’daki önemine değinerek yapılmakta olan projeleri eksikleri ve olması gerekenler açısından değerlendirdiler. Sorular ve katkılar bölümünde belediyenin projeleri tebliğlerdeki tespitlere ve eleştirilere dayanarak ilk ağızdan Sayın BaşkanYardımcısı tarafından açıklandı. Halktan kişiler düşünceleriyle katkıda bulundu, Üsküdar’a sahip çıktı. Orada adeta ideal bir kent konseyi oluşmuştu. Kentli olma bilincine sahip bireyler haftasonu olmasına rağmen mekânlarına sahip çıkıyor, görüşlerini bildiriyorlardı. Oturum bittiğinde herkes memnun ve bilgi edinmiş olarak çay molasına katıldı. Bizim oturumdan başka tam iki gün boyunca pek çok paralel oturumda, Üsküdar, mimarisi, sosyokültürel özellikleri, tarihi, edebiyattaki yeri gibi pek çok farklı alanda bilimsel açıdan incelendi. Akşam Dilruba Restoran’daki teşekkür yemeğine katılamadığım için üzüldüğüm Üsküdar sempozyumu farklı dallardan pek çok bilim insanını bir araya getirmeyi başarmıştı, bu da farklı dallardan çok sayıda bilim insanlarının kaynaşmasına katkı sağladı. Organizasyondaki başarı ve konuşmacılara gösterilen incelik ve nezaket, her yıl tekrarlanabilme başarısı ve ürünlerin kitaplaşması Sayın Başkan Mehmet ÇAKIR’ın bilimi ne kadar önemsediğinin göstergesi. Üsküdar başka ilçelere göre çok farklı sosyal ve mekânsal özelliklere sahip olmakla birlikte Sayın Başkan’ı sayesinde çok yönlü bir Üsküdar dağarcığına da sahip. Bu tür bilimsel toplantıları her yerel yönetimin yapması yerinde olur. Böylece araştırmalar derlenmiş ve gelecek kuşaklara güzel bir eser bırakılmış olur. Araştırmacı, yönetici ve halk ideal bir ortamda bir araya gelmiş olur. Hem Beykent Üniversitesi’nin bir Öğretim Üyesi hem de Önce Vatan Gazetesinin bir köşeyazarı olarak katıldığım ve çağrıldığım V. Üsküdar Sempozyumu’ndan kendi adıma çok keyifli ve umutlu ayrıldım. Emeği ve katkısı olanlara başta Sayın Başkan Mehmet ÇAKIR’a binlerce teşekkür! Darısı VI. Üsküdar Sempozyumu’na....