İstanbul Serbest Mimarlar Derneği ve Arkitera Mimarlık Merkezi’nin ortaklaşa düzenlediği S.O.S İstanbul yarışma serisinin ikincisi olan “S.O.S. İstanbul AKM’nin Yeniden Kent Kültürüne, Taksim Meydanına ve İstanbul’a Kazandırılması için Alternatif Öneriler” yarışmasından ancak ödül töreni yapıldığında haberim oldu. Takibimden kaçtığı için üzülmüş olmakla birlikte bu önemli projeye parmak basılmasına da çok memnun oldum. Dolayısıyla hiç değilse sonuçlarını sizlerle paylaşayım diye düşündüm. Öncelikle bu fikirlerin öğrencilerden gelmiş olmasının çok sevindirici olduğunu düşünüyorum. Demek ki gelecekte bu işi icra edecek olanlar belki de bugün bu işi yürütenlerden daha duyarlılar. Yıkıp, yok etmek işin kolay tarafı. Üstelik geri dönüşü olmayan, hele toplumun belleğinden de silindikten sonra hiç iz bırakmayan bir yöntem. Oysa daha önce kendi fikirlerimi de açıkladığım bu bina Cumhuriyet dönemi kamu binalarının bir örneği ve bir dönemin tanıklığını yapmış, bugün daha teknolojik anlamda ihtiyaçlara cevap verecek yeterliliğe sahip nitelikte bir bina. Yani hala işlevsel kullanıma yanıt verebilen, simge niteliği olan Taksim Meydanının birkaç nirengi öğesinden biri. Günümüzün başarılı mimarlarından oluşan Jüri (Bünyamin Derman, Kerem Erginoğlu, Cem İlhan, Ömer Kanıpak, Haydar Karabey ve Murat Tabanlıoğlu), katılımcıların gerek nitelik gerekse nicelik açısından yüksek düzeyde projeler sunduklarını ifade etmiş. Aynı zamanda bazı projelerin işlevsel olarak da çağdaş bir kültür merkezinin kentliler tarafından sevilip benimsenmesi durumunda nasıl kullanılacağına parmak bastıklarını da belirtmiş. Tüm bunlar Atatürk Kültür Merkezi için çok değerli değerlendirmeler. Projelerin içeriklerini bilmiyorum, ama arkitera.com sitesine konulanlardan ve sergiye değer bulunan projelerden aldığım izlenim, AKM’yi Taksim’in günlük yaşamının içine çekmişler, dışlamamışlar. Onu bir engel, bir kütle gibi algılamak ve algılatmak yerine, geçirgen, içine girilen-çıkılan, cephelerini güçlendiren öneriler geliştirmişler. Yine ve yeni bir kültür merkezi olarak çehresini değiştirip, bir anlamda günün malzemeleri ve ihtiyaçlarına cevap veren niteliklerle donatmışlar. Herbiri çağımızın kültür merkezinde ne bulmak istediğini sorgulamış. Jüri üyelerinden Haydar Karabey’in şu ifadesi de yarışmanın özünü çok iyi açıklıyor: “Yarışmanın amacının "... kamuoyunu da bu konuda yeniden düşünmeye davet etmek, 'bak neler de olabiliyormuş' dedirtmeye çalışmak. Bu tür bir araçla da kenti ilgilendiren kararlarda kamuoyunda olabildiğince olumlu bir katılım geleneğini de oluşturabilmek." Bence yarışma bu amacına ulaşmıştır. Kamuoyu AKM’yi yeniden düşünmeye sevk edilmiştir, konu ört bas edilemeyecek kadar değerlidir. Bırakın profesyonel mimarları öğrenciler de bunun farkındadır ve tabii onları izleyecek olan halk da. Bu farkındalıklar hem AKM hem Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi hem de yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalan ve kalacak olan tüm mimari eserler için sürdürülmeli. Detaylı bilgi almanız için arkitera.com veya sos-istanbul.org adresine başvurmanızı tavsiye ederim. Katılımcıların hepsini candan kutlarım.