DEMOKRATİK SOL PARTİ'nin onursal genel başkanı, demokrasi ve Cumhuriyet'in yılmaz savaşçısı Sayın Bülent Ecevit 18 Mayıs Perşembe gecesinden bu yana Gülhane Askerî Tıp Akademisi'nde (GATA) tedavi görmektedir. Ecevit aynı gün, Danıştay'a yönelik saldırıda yaşamını yitiren Mustafa Yücel Özbilgin'in Ankara Kocatepe Camii'ndeki cenaze törenine katılmıştı. Ecevit sağlığını tehlikeye atarak, yakınlarının tüm uyarılarına rağmen cenaze törenine katılmayı kendine bir görev saymıştı. Törene katılmasının sağlığına zarar verebileceği söylendiğinde, "Danıştay'a yapılan saldırı Cumhuriyet'e yapılan saldırıdır. Benim orada bulunmam gerekir" yanıtını vermişti. Ecevit, 1999 yılında da Merve Kavakçı türbanı ile Meclis'e girdiğinde, "Burası devlete meydan okunacak yer değildir" diyerek, Meclis'e ve Cumhuriyet'in değerlerine sahip çıkmıştı. Mustafa Yücel Özbilgin'in cenaze törenine katılarak da devletin kurumlarına ve laik Cumhuriyet'e verdiği önemi bir kez daha göstermişti. On binlerin katıldığı törene Bülent Ecevit, eşi Rahşan Ecevit ile birlikte katılmıştı. Ecevitler'in camiye gelmesi ve kalabalığın arasından merdivenleri çıkarak törene katılması kolay olmamıştı. Sıcağın da etkisi ile merdivenlerin O'nu yorduğu belli oluyordu. TÖRENDEN ÖNCEKİ KISA DEMECİ Camide Ecevitler'i görenler çok memnun olmuşlardı. O'nu, sevgi gösterileriyle karşılamışlardı. Siyasetçi olarak bir tek O'nu alkışlıyorlardı. Ecevit'in, camiye gelmeden önce verdiği çok kısa demecine paralel sloganlar atıyorlardı. Ecevit, o kısa demecinde, "Laik demokratik Cumhuriyet'e karşı dün Ankara'da göz göre göre işlenen korkunç cinayetten Başbakan da sorumludur ve başında bulunduğu hükümet de sorumludur. Bu hükümet artık görevde kalamaz. Halkın yüzüne bakamaz" demişti. Halkın gösterdiği ilgi Ecevit'e yorgunluğunu unutturmuştu. O da çok mutlu olmuştu. KARARLARINDAN HİÇ DÖNMEDİ Ecevit, içinde bulunduğu koşullar ne olursa olsun, verdiği kararları uygulamaktan, görevini yerine getirmekten hiçbir zaman geri kalmamıştır. Özel sorunları, sağlık durumu ne olursa olsun görev anlayışı hiç değişmemiştir. Milletvekilliği, Çalışma Bakanlığı, Başbakanlık ve muhalefet partisi liderliği dönemlerinde görev anlayışını hep sürdürmüştür. Kararlı, ilkeli bir anlayış sergilemiştir. Verdiği kararlar hep ülkesinin, devletinin ve halkının yararına olmuştur. İnandığı dava uğruna gelebilecek tüm riskleri her zaman göze almıştır. Hapse girebileceğini bilse dahi düşüncelerini savunmaktan bir an bile tereddüt etmeden yoluna devam etmiştir. Kararlarının sonuçlarına katlanma yürekliliğini de hep göstermiştir. Ecevit, siyaset yaşamında hep köylü, işçi, memur ve alt gelir grupları için politikasını belirlemiş, özellikle bu kesimlerin sorunlarını çözmeye çalışmıştır. Çalışma Bakanlığı döneminde işçilerin grevli toplu-sözleşmeli sendika haklarını almalarını, kırsal kesimin ürettiği ürünlerin ilk defa taban fiyatlarının artmasını, hak ettiği ederi alabilmesini sağlamıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin dışarıya karşı haklarını kararlılıkla savunabildiği dönemler Atatürk'ten sonra Ecevit'in başbakanlığı dönemine rastlar. Amerika Birleşik Devletleri, Türk çiftçisinin haşhaş ekimini yasaklamaya çalıştığında tehditlere aldırmadan ekimi serbest bıraktırmıştır. Kıbrıs'ta darbecilerin yarattığı kaosu Barış Harekâtı yaparak önlemiştir. Kıbrıs çıkarmasına engel olmaya çalışan ABD'ye, "Gölge etmeyin başka ihsan istemem" diyerek yoluna devam etmiştir. Bu kararlı ve haklı mücadelesi nedeniyle, ayrı partilerdeki siyasetçiler, Ecevit'le zaman zaman çok sert mücadele içine girmelerine karşın O'na olan saygılarını her zaman muhafaza etmişlerdir. O nedenledir ki, hastaneye acil şifa dilemeye gelenler arasında, Ecevit'e karşı geçmişte sert mücadele eden ama bugün O'na saygısını sürdüren politikacılar da vardı. BÜTÜN DUALARIMIZ SENİN İÇİN Ecevit'e, hastaneye kaldırıldığı 18 Mayıs gecesinden bu yana ziyaretçi akını sürüyor. Çeşitli illerden gelen çok sayıda partili-partisiz vatandaş hastane önünde bekliyor. Vatandaşlar, DSP Parti Meclisi üyeleri ve eski milletvekilleri ile görüşüyorlar. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer ve Başkanlık Kurulu üyeleri sürekli hastanede bulunuyorlar. Sezer başta olmak üzere 7 Başkanlık Kurulu üyesi, ziyaretçilerle görüşüyor, "geçmiş olsun" dileklerini kabul ediyorlar. Vatandaşlar da Ecevit için açılan deftere Ecevit'i anlatan ve geçmiş olsun dileklerini içeren mesajlar yazıyorlar. Bu mesajların sayısı şimdiden on bini aştı. DSP'nin e-posta adresine de acil şifa ve geçmiş olsun dilekleri yağıyor. Herkesin ortak duygusu şu: Karaoğlan, sana ihtiyacımız var. Bir an önce iyileşmeni ve düşüncelerinle bizlere ışık tutmaya devam etmeni istiyoruz. Bütün dualarımız senin için Karaoğlan!