Bu hafta söyleşi köşemizde ünlü pop yıldızı Bahadır Tatlıöz’ü konuk ediyoruz. Sayın Tatlıöz Sanatı, sanatçıyı ve müzik ruhunu konuştuğumuz özel söyleşimizi Önce Vatan Gazetesi okurları için derledik.  

RÖPORTAJ: AZİZ KARATAŞ

Bahadır Tatlıöz kimliğinin oluşum sürecini anlatır mısınız?

Ailemin de müzisyen olmasından kaynaklı olarak 6 yaşında bazı yeteneklerimi keşfederek beni konservatuvara verdiler. 12 yaşında da profesyonel müzik hayatıma ve müzisyenlere çalmaya başladım. Kan ve Gül’ün solisti İskender Doğan’a çalarak başladım bu sürece ve sonrasında Türkiye turnesine çıkarak piyanist olarak devam ettim müzik hayatıma. Dünyanın bir çok yerinde bir çok tarzda piyanist ve aranjör olarak özellikle jaz sahnelerinde görev aldım. Sosyal sorumluluk projelerine çok düşkünüm, benim için önemi çok büyük. Popüler müziğe girişimden sonra da kendi tarzımı çok farklı aranjmanlarla müziğe yansıtmaya çalıştım. Hiç bir zaman tek bir tarzın üzerinde durmadım aranje ve sound olarak, tüm bunların neticesinde bir kimlik oluştu benimle ilgili insanların gözünde…

Müzik yaşamına nasıl başladınız?
Aslında yukarıda da bahsetmiş olduğum gibi 6 yaşında ailem tarafımdan keşfedilip konservatuvara verilerek başlayan müzik yaşamım devlet konservatuvarından, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarına kadar devam etti.

Sizi müziğe özendiren şeyler nedir?

Çok ufak yaşlardaydım ve annemle babamı sahnede gördükçe müziğe karşı inanılmaz bir aşk besliyordum, onları tabii rol model olarak almamın çok büyük bir etkisi olduğunu düşünüyorum bir de ben gerçekten her tarz müziği dinleyerek büyüdüm. Arabesk, jazz, türküler özellikle türkülere olan aşkım beni müziğe daha da bağladı.

Yakın zamanda yeni projeniz ''Aldırma'' ile sevenleriyle buluştunuz. Müzik dünyasından nasıl yorumlar aldınız? Kısaca hislerinizi alabilir miyiz? 

“Aldırma” isimli şarkımız yeni çıktı ve müzikseverlerle buluştu. Klibin farklı tarzı ve dokusu çok ilgi çekti, radyocu ve televizyoncu dostlarımızdan da sevenlerimizden de çok olumlu tepkiler aldık. Bu dönemde insanları biraz tebessüm ettirmek için hiç bekletmeden, riskler alarak çıkardığımız bir şarkıydı ve bunun meyvelerini verdiğini, insanları günlük kaygılardan 3-4 dakikada olsa kopardığını bunun da en büyük karımız olduğunu düşünüyoruz.

Müzik dünyasındaki soluğunuzu neye borçlusunuz?

Birincisi beni sevip destekleyen insanlara borçluyum tabii ki, buna bütün ekip arkadaşlarımın desteklerini de katabiliriz, radyocu ve televizyoncu dostlarımızın yanımda olmalarını da katabiliriz. Dinleyicilerimin destekleri çok değerli onları da katabiliriz. Son olarak benim devamlı azimle üretmemi her şeyi kendim yapabiliyor olma avantajına sahip olmamı katabiliriz.

Aileniz, sizin müzik yolculuğunuzda yer aldı mı? Onların bu konuda size yansıyan fikirlerini öğrenebilir miyiz?

Ailemin müzik hayatımdaki katkıları çok büyük oldu dediğim gibi müzisyen bir aile olduğu için benim hep yanımda oldular.

Popüler müziğe daha önce girmemi hep tavsiye ettiler.

Ben daha idealist bir müzisyen olduğum için popüler müzikten yıllarca uzak durdum ama sonra tabii ailemin de istekleri üzerine bir deneme yaptık ve o denemeden güzel neticeler almaya başlayınca bu tarafı da güzel bi şekilde yürütülebileceğimi, yapmak istediğim zaman popüler müzikle de güzel işler yapabileceğimi anlamış oldum.

Bunların hepsinde tabii fikir babaları olarak ailemi görebiliriz.

Sizce sanatçıların toplumda ki görevleri nelerdir?

Genel olarak özellikle popüler müzik dalındaki insanlara eğlendirici olarak bakılmıştır. Bir noktada da tabii yapılan tarzlarla alakalı yani insanlara sunulan işler nedeni ile de böyle düşünülmesini çok normal buluyorum. Niteliğin artması gerektiğine inanıyorum.

Yüksek sanatlara geçtiğimiz zaman popüler müzik dışındaki yani popüler içine neleri koyabiliyoruz; arabesk, pop, rock müzik, rap müzik bunların hepsi popüler tarzlardır. Bu popüler tarzlar genel olarak yüksek sanat kavramı içerisine girmezler.

Yüksek sanat kavramı içerisine neleri sokuyoruz peki bir müzik adamı olarak bu benim fikrim değil sadece dünyadaki müzik otoritelerinin fikirleridir; yüksek sanat kavramı içerisine klasik müzik girebilir, bizim türk sanat müziğimiz girebilir az da olsa jazz müzik girer, türkülerimizi de sosyal içeriği nedeni ile bunun içine sokabiliriz çünkü onun sosyal içeriği vardır. Türküler benim için bütün müzik tarzlarından daha değerlidir. O yüzden de sanatçının çok ciddi manada üzerine düşen görevler vardır.

Sadece eğlendirici değil  toplumda kanayan yaralara parmak basmak durumundadır. Halkın gerektiği zaman sesi olmak durumundadır, sadece laylaylom şarkılarla hayatını geçiremez. Sanatçının görevleri vardır.

Şarkı yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Örneğin hangi ortamda, hangi materyallerle, nasıl bir coğrafyada yazmayı tercih ediyorsunuz?

Gerçekten şarkı yazma ritüellerim hiç yok. Yolda yürürken de yazabilirim, piyanonun başında da yazabilirim, uyurken aklıma bir şey gelip kalktığım çok oluyor mesela.

Onun haricinde yaşadığım hayattan çok besleniyorum çünkü herkes gibi benimde bir hikayem var. O hikayeden çok besleniyorum.

Acısıyla tatlısıyla insanların hayatlarından çok besleniyorum, o yüzden hiç yer, mekan, coğrafya, enstrüman sınırım yok.

Bizler Bahadır Tatlıöz’ü severek dinliyoruz peki, Bahadır Tatlıöz kimleri dinliyor?

Öncelikle çok teşekkür ederim sağ olun! Kulağıma güzel gelen bütün müzikleri  dinlemeyi tercih ediyorum, yani daha doğrusu güzel gelen demeyeyim de güzel olan bütün müzikleri dinlemekten büyük zevk alıyorum. Klasik müzikler; Mozart, Beethoven, Çaykovski, Rahmaninov dinlemeyi çok severim özellikle günümüzdeki bazı klasik  müzik sanatçılarını da tabii ki takip ediyorum.

Jazz müzik alanında çok ciddi dinlediğim bir repertuvarım var;

Oscar Peterson, Blevins, Michel Petrucciani, Michel Camilo.

Sentez müziklerde Aziza Mustafa Zadeh’i dinlemeyi severdim eskiden.

Türkülerimizi dinlemeyi çok severim; Aşık Veysel , Neşet Ertaş gibi

Güneydoğu Anadolu Bölgesi türkülerinden tutun da ege türkülerine kadar hepsini çok severim. ‘Dönülmez Akşamın Ufkundayım’a hayranımdır. Bu tip müzikler beni çok cezbediyor.

Hedefinizi nasıl daha açık, net ve ölçülebilir hale getirebilirsiniz? Hedeflerinize ulaşmanın yaratacağı en büyük etki ne olurdu?

Açıkçası benim bir hedefim yok, hedefimi biraz garip gelebilir ama ben gittikten sonrası için düşünüyorum. Benden kalanların bir noktada faydası olması gerekir hedefim bu. O yüzden dünya üzerinden maddi olarak çok kazanayım dünya starı olayım gibi hedeflerim yok hiç bir zamanda olmadı, ben güzel ve kaliteli işler yapmak istiyorum sadece.

Düzenli olarak yaptığınız halde size bir şey katmayan 3 şey nedir? 

Birincisi aşırı hassasım, ve düzenli olarak hassasiyet gösteririm bu bana bir şey katmaz aksine benden götürür. İkincisi aşırı takıntılıyım, özellikle işim konusunda bu da benden çok götürür. Son olarak çok severim çevremdeki insanları da çok severim, bunun cezasını da hep çekerim.

Zamanı geçmişe alma imkânınız olsa tekrardan sanatçı olmak ister miydiniz? Neden? 

Kesinlikle aynı mesleği aynı şekilde yapmak isterdim, bununla alakalı hiç şüphem yok, bir çok şeyden fedakarlık edip müziğe devam ettim ve yine aynısını yapardım.

Sanat dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz?

İkiye ayırmak lazım sanat dünyasını; birincisi yüksek sanatlar yani işin gerçekten sanat olduğu bölüm, diğeri de popüler dünya. Bakın ayırıyorum birisi sanat dünyası birisi popüler dünya. Popüler dünyada niteliğin artması adına denetleme ve eğitim adına mutlaka bir şeyler yapardım yani belli bir niteliğin, eğitimin, gelişkinliğin altında bu mesleğin yapılmamasını isterdim bunun için çaba gösterirdim. Yüksek sanat bölümüne geçtiğimiz zaman zaten orada her şey çok doğru ve gerçekten çok büyük emeklerle yapılıyor, çok büyük eserler yapılıyor, o tarafın popüler olmasını sağlardım. İnsanlar tarafından o dünyanın yani klasik müziğin, jazz müziğin, türk sanat müziğinin ve bu gibi değerli müziklerin daha çok dinlenmesini sağlardım ve böyle etkiler yaratmak isterdim.

Hayatında değiştiremeyeceğin 3 şey?

Müzisyen olmaktan vazgeçemem, ailemden hiç bir şekilde vazgeçip uzakta yaşayamam bir de hayvan sevgimden vazgeçemem.

Eğer sanatçı olmasaydınız hangi işle meşgul olmak isterdiniz?

Müzikle uğraşmasaydım kesinlikle sporla uğraşırdım, sporun her dalını yapabiliyorum. Lisanslı olarak futbol oynamıştım bir dönem futbolcu olabilirdim ya da yüzücü olmak isterdim.

Türkiye de sanatçı olmak zor mudur?

Türkiye’de sanatçı olmak çok zordur evet ama pop müzik söyleyebilen herkes kendisine sanatçı diyebiliyor, aslında sanatçının tanımı o değildir. Sanatçının tanımı; çok önemli eserler bırakandır, hem sosyal manada hem de müzikal olarak. Bu eserler o kişi bu dünyadan gittikten sonra kalıcı olur, nesiller boyu dinlenmeye ya da ismi anılmaya devam eder. Sanatçı böyle olunur ama bunların hepsini düşündüğünüz zaman baktığımız tabloda sanatçı olmak çok zor.

Sahne ve konser çalışmalarınız var mı?

Sahne ve konser çalışmalarım var tabii ki ama şu süreçte hepimiz evimizde olduğumuz için ve hayat durduğu için şu anda yok.  Sosyal medyadan yapılan konserlerimiz var. Bunların haricinde ben konserlerimde aynı zamanda işaret dili kullanıyorum yani benim konserlerimde işaret dili çevirmeni var. Ben bunun yayılmasını ve bütün müzisyenlerin kendi sahnelerine taşımasını istiyorum bu sosyal bilinçtir ve bununla ilgili de mücadeleler veriyoruz.

Gelecek ile ilgili projelerinizden söz eder misiniz? Bundan sonra ki hedefleriniz neler?

Gelecek ile ilgili olarak sosyal sorumluluk projelerime devam edeceğim, konuları belirliyorum şu anda ve ilk olarak enegellerle alakalı yani sekizinci sosyal sorumluluk projesi olarak engellerle alakalı bir proje yapacağım. Onun haricinde popüler çalışmalar devam edecek, jazz müzik adına üretimlere başlama kararı aldım ve bunlarla alakalı olarak etnik müzik ve jazz müziğin karıştığı projeler yapamaya devam edeceğim, çok planım var gelecekle alakalı ama hedefim yok.

Sizce önemli olan çok şeye sahip olmak mı, az şeye ihtiyaç duymak mı? En fazla nelere sahip olmak istersiniz?

Önemli olan az şeye ihtiyaç duymaktır, dünya sistemi yani mevcut sistem bizim çok şeye ihtiyacımız olduğunu söylüyor. Bize devamlı bir şeyler sunuyorlar; bilgisayarlar, telefonlar... O telefon bitiyor bir dahaki seneye başka bir telefon çıkıyor ona bir özellik koyuyorlar o özelliği de ulusal platformlarda önemli bir noktaya getiriyorlar, o özellikle bir şeyler yapabiliyor olman gerekiyor. Bence az şeye ihtiyaç duymak ve izole olabilmek çok önemli bir şey. Ben elimde olsa şu anda belki de çok kısa bir zamanda yapacağım; çok kırsal bir alanda küçük bir kulübe ve küçük bir ev hayal gibi geliyor olabilir ama böyle planlarım da var.

Bu sektörde bir müzisyen olarak edindiğiniz en büyük tecrübe nedir?

Bu sektörde edindiğim tecrübenin tam olarak ne olduğunu gerçekten bilmiyorum. Bir şeyler ediniyoruz ya da bir şeyleri kaybediyoruz bunu da artık tam kavrayamıyorum ama beni insanlara yakınlaştıran şarkılar ve projeler yaptığım için başka bir empati yeteneği , daha çok kalbe dokunmanın avantajlarını yakalamaya başladım. Tecrübe midir bilemem ama bir avantaj geçti elime ve ben bunu doğru şekilde değerlendirmek istiyorum.

Sanat adına başka ne tür çalışmalarınız var?

Yönetmenlik yapıyorum kendi projelerimin ve kliplerimin yönetmenliğini ben yapıyorum. Dışarıda vaktim olduğu zaman başka sanatçıların da klip yönetmenliğini yapıyorum. Bununla alakalı bir film projem var önümüzdeki tarihlerde yönetmenliğini ve senaristliğini üstleneceğim bir sinema filmi çekmeyi düşünüyorum, bununla alakalı da senaroyosu ile ilgili çalışmalara başladım.

Son olarak, dinleyicilerinize, sevenlerinize neler söylemek istersiniz?

Öncelike teşekkür ederim güzel sorularınız için ve okurlarınızla beni buluşturduğunuz için. Herkese çok selam ve sevgi gönderiyorum. Sağlıklı günlerde mutlaka buluşacağız, lütfen bu süreçte evlerimizden çıkmamaya gayret edelim, moralimizi ve motivasyonumuzu yüksek tutalım. Evet bundan sonra bambaşka bir dünyaya uyanacağız her şey değişik olacak bir şeyler değişecek bu hayatta artık ama ben bunun pozitif manada olacağına inanıyorum. Lütfen birbirimizi sevelim, birbirimize sıkı sıkı sarılıp bu dönemi atlatalım, hepinizi seviyorum…

Biz de Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli sanat yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…