"Bahtiyarım, çünkü muaffak  

            oldum."  

            K.Atatürk  

20. Yüzyılın tarihi boyunca başarılmış bir kaç kurtuluş savaşı vardır. Türk Kurtuluş Savaşı, Hind, Vietnam ve Cezayir Kurtuluş Savaşları gibi bunların dışında sömürgelerin bağımsızlığa kavuşması, kendi uluslararası sistemden kaynaklanan baskılarla veya sömürgecilerin kendiliğinden çekilmesiyle olmuştur. Latin Amerika'da yetişen birçok gerilla lideri (Che Guvera, Kastro vs. gibi) gençlere ilham veren bir maceracı kimliğinden başka bir tesir meydana getirememiştir. Sürüklemeye çalıştıkları milletlerine daha büyük acılar verdirmişlerdir. Amerikan hegomanyasına isyan eden birçok Güney Amerikalı lider, çete veya asker tedip edilmiş, binlerce insanın hayatına mal olan katliamlarla ortadan kaldırılmıştır.  

Bir milletin kurtuluş savaşını kazanabilmesi azim ve kararlılık, liderlik, uygun strateji, birliğini koruma yeteneği ve düşmanın imkân ve kabiliyetine bağlıdır. Filistin Kurtuluş Savaşı'nın Türk İstiklâl Savaşıyla mukayese edilebilmesi için içinde bulunulan ortamın ve kendi gücününde hesaba katılması lazımdır.  

Filistin halkı İsrail'in bölgede kurulmasından (1948) ve 1956-1967-1973 harbini kazanarak bölgede yaşayan Arapları dışarı doğru (sınırların dışına) itmesinden oluşmuş muhacir bir topluluktur. Uğradığı katliamlar, hedef gözetilmeden yapılan taciz veya imha ateşleri sonucu mütemadiyen zayiat verdiği için, halkın bir kısmı civar ülkelere, hatta uzak ülkeler Tunus'a, Cezayir'e yerleşmiş Amerika'ya bile yerleşenler çok olmuştur. 1960-1980 arası dönem Filistin halkının dünyanın her tarafından dağıldığı, stratejik zaafa uğradığı dönemdir. Bu dönemde İsrail 1967 ve 1973 savaşlarını kazanmış olmakla birlikte ezici bir askeri üstünlüğe sahip olmayıp etrafını müşkülatla kontrol edebiliyordu... İşte bu dönemde İsrail'e karşı mücadele eden münferit mukavemet unsurları, halk milisleri ortaya çıktı. 1967 Arap-İsrail savaşında Arap orduları (Mısır, Suriye, Ürdün) bozguna uğrayıp, Batı ve Doğu Şeria İsrail işgaline uğrayınca Filistin direniş hareketi başladı. İsrail istihbaratı Filistinlilerin yeraltı mukavemet teşkilatları ve gerilla tipi direniş çalışmalarını haber aldı. 21 Mart 1968'de Ürdün'deki kamplara saldırdı.  

İsrail'in düşmanını seçmesi sonucu, Filistinde halk FKÖ'ye katılmaya başladı. FKÖ (Filistin Kurtuluş Örgütü) Ahmet Sakari'nin liderliğinde gittikçe meşruiyet kazandı. Ürdüne sığınmış olan Filistinlilerle, Ürdün arasında başlayan çatışmada 40 bin kişi öldü (hani bir laf var "Bizim bize verdiğimzi zararı elin gavuru yapmaz" diye) Filistin hareketi ciddi bir zaafa düştü, Lübnan'a çekildi. 1975-76'da Lübnan'a giren Suriye ordusu devletleşme çabası içindeki Filistinlilere saldırdı. 1982'de güney Lübnan'a giren İsrail Beyrut'u kuşattı. İki ay süren direnişten sonra FKÖ, Tunus'a çekildi. Bu çekilme stratejik açıdan kesin yenilgi anlamına geliyorsa da işgal topraklarında kalan Filistinlilerin nüfus artışındaki patlama direniş için gerekli olan alt yapıyı tekrar oluşturdu. Aralık 1987'de 1. intifada başladı. 1988'de Cezayir'de sürgünde bağımsız Filistin Devleti ilan edildi. 1990'lardan sonra barış süreci başladı. 13 Eylül 1993'de Oslo'da yürütülen gizli müzakerelerden sonra İsrail Başbakanı İzak Rabin ile Arafat el sıkıştı. (Bu antlaşmayı vatana ve dine ihanet olarak algılayan Amerikan ve İsrail Likud cephesi daha sonra bu Başbakanı öldürttü.)  

1 Temmuz 1994'de Filistin'de özerk yönetim kuruldu. İsrail ile 14 Mayıs 1994'de ayrıntılı bir özerklik antlaşması Kahire'de imzalandı. 23 Ekim 1998'de İsrail ile toprak devrini kapsayan Wye River Antlaşması imzalandı. İsrail'in çekilmesi takvime bağlandı. 20 Temmuz 2000'de Camp David'de Arafat ve Barak Kudüs'ün bölüşümü konusunda anlaşamadı. 28 Eylül 200'de İsrail Likud cephesi Başkanı Ariel Şaron Kudüs'te Haremmüşerifi ziyaret ederek karşı tarafı tahrik etti. 2. intifada başladı. İsrail bütün cephelerden saldırarak, Cenin, Nablus, Gazze bölgelerinde Filistinlilerin evlerini başına yıktı. Arafat'ı Ramallah'daki karargahında hapsetti. Amerika baskı yaparak Arafat'a ılımlı lider Mahmut Abbas'ı Başbakan yaptırdı. Mahmut Abbas'la İsrail arasındaki barış görüşmeleri Ürdün'de tekrar başladıysa da bir netice alınamadı. Arafat Ramallahtaki karargahında hapiste tutulmaya devam edildi.  

Buna paralel olarak ABD Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) adlı bir planla İslam coğrafyasına saldırdı.  

Arafat'ın Ramallahtaki karargahında direnmesi etrafı tanklarla çevriliyken yerini terk etmemekte inat etmesi dağlar rüzgarlarla oynatılamaz misali mum ışığı altında şarzı bitmekte olan telefonlarıyla yaptığı TV bağlantılarıyla kutsal direnişin sembolü olmaya devam etti. Filistin davasını tüketmek üzere stratejide plânlar yapan Amerikan ve İsrail Likud cephesi; yeni hedef olarak Filistin liderliğini ve lider kapasitesindeki şahısları hedef aldı. Bu yüzden mahalli liderlerde dahil her seviyedeki Filistin'li örgüt lideri terörist ilan edildi. Nerede olsa vurulacakları, bunun İsrail'in kendini savunma hakkı ve güvenliği için şart olduğu deklere edildi ve 2004 yılına gelindi.  

Konuya yarın devam edeceğiz...