AHMAKÇA İŞLER Ben zaman zaman Türkiye'de meydana gelen ilginç olayları "garip olaylar", "garip şeyler", "tuhaf şeyler" olarak, halkımızın hafızalarından silinmesin diye yazıya döküyorum. Ancak Türkiye'de öyle saçma sapan işler oluyor ki, bu sefer yazının başlığına "Ahmakça İşler" koymanın doğru olacağını düşündüm. "Tuzla'da, zehirli variller bulunuyor, bölge tehlike altında suçlular bulunuyor, suçluyuz diyorlar. Çıkarıldıkları mahkemede hepsi serbest bırakılıyor." Danıştay, 50 tur yapıyor ve bir türlü başkan seçemiyor. Turlar uzadıkça uzuyor. Bu durum Anayasa Mahkemesi Başkan'ını seçerken de oldu. Bu ülkede; 1980'de Meclis, Cumhurbaşkanı seçemedi, turlar uzadı diye darbe oldu. 12 Eylül 1980 Hükümet Darbesi'nin, bir nedeni olarak gösterilen Cumhurbaşkanlığı seçiminin uzamasına karşın Anayasa Mahkemesi, Danıştay Başkan seçemezken, kimse eleştirmiyor! Bir şey söylemiyor! Terörle Mücadele Yasası hazırlanıyor, konu bölücülük ve terörken, hiç ilgisi olmadığı halde fuhuş suçları da bu yasa kapsamına alınıyor. 18 Nisan 2006 günü Ankara'da bir grup kendini bilmez, sosyal güvenlik kurumu yasasını protesto için TBMM'ne yürüyor. Emniyet Müdür Muavinini yaralıyorlar. Meclisi koruyan, bu anarşistlere yasaları hatırlatan polisi, tv ve basın, barbar polis, diye Avrupa Birliği'ne jurnalliyor. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde, hemşireler izne çıktığı için nöroloji servisi kapatılıyor, hastalar sağa, sola dağıtılıyor. Hastaneler halka şifa dağıtmak, hastaları iyileştirmek için kurulurlar. Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde ise arka arkaya bebekler ölüyor. Hocalar, profesörler toplanıyor, sebep aranıyor. Sonuç boş, zavallı yavrular kaybediliyor. Mehmet Ali Erbil, programında pantolon indiriyor, buna rağmen "Halk beni seviyor, kredim var" diyor. Sirkeci'de vakıflara ait Vakıf Hanı otel yaparak, tinercilerden, serserilerden kurtarmak istiyorlar, yani, devlet bunları temizlemekten aciz. Sakarya'da, vali öğrenci yurduna sabaha karşı baskın yapıyor, meğerse 15 öğrenci kayıpmış! Zonguldak'ta Vali Vekili A.Ü Aksoy, toplantıda uyuyor, kendisini çeken basına "Uyuyan kadar, konuşması ile uyutan da suçludur" diyor. Müzeler soyuluyor, kültür ve tarih mirasımız talan ediliyor. Kültür Bakanı, soyulan müzelerin il valileri oturuyorlar. Bu olayları "biz ortaya çıkardık" diye övünüyorlar. Bodrum'da, "Inde Deus Abes" Tanrı'nın bulunmadığı yer, yazısının tarihi eser üzerinden kazınması isteniyor. Bu arada, eski müze müdürü "Ben yazdırdım" diyor, bir adam çıkıyor, "Ben yazdım, cezama razıyım" diyor. Neticede müzeler sahipsiz, bakımsız. Bunlar bizden değildir, diye çalışanları işten atıyorlar, sonra da kültür bakanı kadro yok diye şikayet ediyor. TRT servisinde çalan Pavarotti müziğine karşı bir görevli "Kapatın lan bu gavur müziğini" diyor. TRT içinde domuz karakterleri bulunan çizgi filmleri yayından kaldırıyor. Örneğin, tüm dünya çocuklarının severek izlediği, Winnie The Pooh isimli filmde piglet, domuz karakteri bulunduğundan yayından kaldırılıyor. Osmaniye'de Karacaoğlan Heykeli'ndeki sazı çalıyorlar. Bundan bir müddet önce de Küçükyalı Parkı'nda bulunan Adnan Kahveci büstünden, Kahveci'nin gözlüğünü çalmışlardı. Milletvekili A.B. Ayasofya "Neden gül kurusu renginde, bunda Hristiyan parmağı var" diyor. Konya'da kız arkadaşı ile ele ele tutuşan, birbirlerine sarılan gençleri dövüyorlar. Bir vilayete bayan vali atanacak, "Kadın vali istemezük" diye karşı gösteri yapılıyor. Yıllarca laik devleti yıkıp, dini devlet kuracak diye yargılanan Fetullah Gülen hakkında davalar birden bire kalkıyor ve "Meğerse Fetullah Gülen devlet yanlısıymış" deniliyor! İstanbul'da şimdi de karga, kuş terörü görülüyor, Kadıköy'de, Bakırköy'de kargalar insanlara saldırıyor! "Türk Hava Yolları, imamların, otobüscülerin elinde dökülüyor" diye haber çıkıyor. Uçak almışlar, personel almamışlar. 350 yetişmiş personeli de gene bunlar bizden değil, diye. Kabin görevlisi eksik olunca 16-17-18 Haziran 2006 günleri 100'e yakın sefer iptal ediliyor. 5-6 saat tehirler meydana geliyor. Onca gayretle silinen eski menfi THY imajı tekrar geri dönüyor. Buna karşılık yolcular hava alanlarında perişan iken THY'ye ISO Yüksek Kalite Belgesi veriliyor. çok başarılıymış. Kabin memurları hızla, erkekleştiriliyor. Bir erkek memur "Ben içki servisi yapmam, günah" diye itiraz ediyor ve yapmıyor. Bunlar son aylarda olan saçmalıklar. Bu ahmaklıkları toparlayıp, yazmaya devam edeceğim. Tabiatıyla şöyle demek lazım, "gülüyoruz, ağlanacak halimize"...