İyi bir  hafta olsun can dostlarım!

İYİ VE İYİLİK, DOSTLUK MUMLA ARANIYOR;

Belki de düşünmemizi sağlamak içindir “EVLERE KAPANMAK” zorunda kalmamız.

Elbette RABBİMİN bir hesabı vardır olanlarda.

Belki de ÜRETENE saygı ve birey olarak ne işe yarıyoruz onu göreceğiz hep birlikte.

BİZ İYİYE-DOĞRUYA-GÜZELE-ADALETE ULAŞMAYI İSTEYELİM HER ZAMANKİ GİBİ.

DÜŞÜNÜRKENDE GEÇMİŞ TARİHİMİZE BAKIP FEYZ ALALIM...

GELECEĞİ GÜZELLEŞTİRMEK İÇİN GEÇMİŞE GİDELİM!

ATATÜRKÜN KURDUĞU VE YAŞADIĞI CUMHURİYET TARİHİNE...

GEÇMİŞTE İKİ ÖNEMLİ OLAY VAR 20 NİSAN GÜNÜNDE...

Birinci olarak 20 nisan 1924 tarihi, 1924 ANAYASA'sının kabul tarihi...

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN KURUCU ANAYASASI OLAN 1924 Anayasası ile devletin yönetim şeklinin “CUMHURİYET” OLDUĞU ve “EGEMENLİĞİN KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETE AİT”OLDUĞU KABUL EDİLMİŞTİR.

1. maddede yer alır bu düzenleme. Ve Anayasa Hukukçularının hiç dikkat etmediği muhteşem bir düzenleme vardır 1924 Anayasasında...

Cumhuriyetçilik, Laiklik, Devletçilik, İnkilapçılık, Milliyetçilik, Halkçılık ilkeleri; Anayasanın 1. Bölüm 2. Maddesinde açık bir şekilde yer almıştır.

“Türkiye Devleti, Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Halkçı, Devletçi, Laik ve Devrimcidir” düzenlemesi ile Türkiye Cumhuriyeti Devletinin nitelikleri açık bir şekilde yazılmıştır...

DOĞRU OLAN BU DÜZENLEME HER NE HİKMET İSE, 1961 ANAYASASI VE 1982 ANAYASALARINDA YER ALMAMIŞTIR...

ATATÜRK İLKELERİ, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ TANIMINDA YOKTUR...

Her iki Anayasa’da da kullanılan tanım:

“DEMOKRATİK, LAİK, SOSYAL BİR HUKUK DEVLETİDİR”VE BU TANIMLAMA ASLA ATATÜRK İLKELERİ ile tanımlanmış 1924 Anayasasındaki tanımın yerini tutmamaktadır.

Bence yaşadığımız sıkıntılarda tam bu eksiklikten kaynaklanmış ve devam edegelmiştir...

ÇÜNKÜ ATATÜRK İLKE VE İNKİLAPLARI, 1924 ruhu ile anlaşılmamış, uygulanmamış ve hatta unutulmuştur. ÜLKEYİ YÖNETMEYE ADAY OLAN HER BİR PARTİ, SADECE BİR VEYA İKİ İLKEYİ ALIP YÖNETMİŞLERDİR ÜLKEYİ.

Bazıları “Milliyetçilik”demiş bazıları “halkçılık”; bazıları “laiklik”demiş bazıları “devletçilik”; lakin hiç biri bütün bu ilkeleri aynı anda uygulamalarına yansıtmamıştır.

ATATÜRK İLKELERİNİN ALTISIDA GEREKLİDİR; BÜTÜNDÜR; BİRLİKTE ANLAM İFADE EDERLER; AYRILMAMALIDIR.

Anayasa hukukçularına ve yönetenlere duyurulur!

Ve NE YAZIK Kİ bu ilkelerin anayasadaki varlıkları 16 Nisan 2017 tarihli değişiklikte de düşünülmemiş ve hatta “Cumhuriyetçilik”ilkesini değiştiren-ilkenin özünü zedeleyen hükümler yürürlüğe girmiştir.

ATATÜRK İLKE VE İNKİLAPLARINI DUYURMAK-ANLATMAK BİZLERİN GÖREVİ VE ÖDEVİDİR. AKSİ HALDE GEÇMİŞ ECDADIMIZA LAYIK OLAMAYIZ...

...

Cumhuriyet tarihimizde bir güzel gün daha geçmiş tarihimizde.

20 Nisan 1931'de, TBMM kürsüsünde ULU ÖNDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK BÜTÜN DÜNYANIN LİTERATÜRÜNE GEÇECEK "YURTTA SULH-CİHANDA SULH"

Cümlesi ile konuşmasına başlayıp;

BARIŞIN ÖNEMİNİ VURGULAMIŞLARDI...

BARIŞ-DAYANIŞMA-KARDEŞLİĞE en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde, 23 Nisan 1920 tarihinin, TBMM’nin açıldığı o kutlu günün 100. yıldönümünde hep beraber haykıralım:

Önce düsturumuz;

“YURTTA SULH-CİHANDA SULH”

Lakin bağımsızlığımız,özgürlüğümüz tehlikede ise;

“YA İSTİKLAL! YA ÖLÜM!

RUHU ŞAD OLSUN ATATÜRK’ÜN AZİZ HATIRASI ÖNÜNDE SAYGI VE MİNNETLE EĞİLİYORUM...