Merhaba sevgili dostlarım!
Bugün; avukatlar günümüz dolayısıyla, kutlama mesajları alıyorum. Beni duygulandıran, sevgi yüklü telefonlar...
Herkese çok teşekkür ediyorum.
Öncelikle;’Kadın Avukat’ olarak görev yapabilmemi ve kendimi ifade edebilmemi, Mustafa Kemal ATATÜRK ile silah arkadaşlarına borçluyum.
Ruhları şad olsun; minnettarım.
MESLEĞİMİ SEVİYORUM.
Mesleğimin en çok “SAVUNMA”, “MUHALİFLİK”, “ADALETSİZLİĞE İSYAN” rollerini benimsemişim ;AVUKAT
olmanın özeti bu zaten...
‘35 yıllık meslek yaşamım ne çabuk geçmiş!’ diye düşünüyorum geçmişe bakıp...
Namı diğer “TOPAL İZZET’e”atfediyorum bugünü.Meydan okuma cesareti ve adalet duygusunu bana aşılayan can “BABAMA.”
Ruhu şad olsun! Avukat olduğumu göremedi. ERGENEKON SAFSATASINDA polislerin arasındaki gülen yüzümü görseydi;”BENİM CESUR KIZIM”der; nezarethanede polis kamerasına bakıp ZEYBEK oynadığımı duyduğunda da herkese gururla anlatırdı.
Sabrı,asaleti,çok çalışmayı,pes etmemeyi de ZEHRA SULTANIMDAN-ANAMDAN öğrendim.RABBİM BAŞIMIZDAN EKSİK EYLEMESİN;ÖMRÜ UZUN OLSUN.
Bana gelen teşekkür ve duygu dolu mesajları da “Anneme”atfediyorum.
KÖTÜ HUYLARIM,inatçılığım(bazen batırırken beni, bazen de çok işime yarar)ve tutarsızlığım(aslında içinde intikam barındırır biraz)tamamen TÜLAY BEKAR’a aittir.
Anne ve babamla hiçbir ilgisi yoktur.
Baktığımda meslekte geçen 35 yıla; ‘Adaletin temsilcisi olarak kendimi ifade edebilmişim.’ Ne mutlu bana!
Hakim, savcı, avukat meslektaşlarımdan aldığım mesajların yanında beni en çok duygulandıran;
Kadına şiddet, çocuk istismarı, ÇALIKUŞLARI DERNEĞİ,Hayat Ağacı Projesi, Gelincik Projesi, Mehmed'im Projesi nedeniyle almış olduğum güzel mesajlar;duygulandıran hediyeler...
Dünyaya yeniden gelsem;
Yeniden Avukat olurdum.
Toplumun vicdanı adalettir. Adalete ulaşmak ise avukatların birinci görevi ve sorumluluğudur.
BUGÜN AVUKATLAR GÜNÜ ;EVET.
Tarihler tesadüf mü?;ATAM MI denk getirdi yine bilemem; ama konunun önemine bakarsak, kesinlikle denk getirilmiştir.
Lakin; avukat-doktor-mühendis-hemşire-öğretmen ve /veya meslek sahibi olabilmek için:
“LAİKLİK İLKESİ”ANAYASA’DA YER ALMALI İDİ...
5 Nisan 1928 tarihinde,
1924 Anayasası’nda yapılan değişiklikle;
‘Laiklik ilkesi’ ANAYASA'YA yerleşti...
"DEVLETİN DİNİ İSLAMDIR"ibaresi çıkartılarak;
“Devletin din işlerinden ayrı tutulması;
vatandaşın din,inanç ve ibadet özgürlüğü yasallaşmış oldu...
Yani benim de bir kadın avukat olarak,
‘Söz söyleme ,eşit koşullarda erkek meslektaşlarımla mesleğimi icra etmemin’ yolu açılmış oldu...
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE SİLAH ARKADAŞLARINI MİNNETLE ANIYORUM tekrar;RUHLARI ŞAD OLSUN...
Adalet kokan günlere ulaşmak dileğiyle...
Günümüz, gününüz kutlu olsun, kutlansın.
