TBMM Başkanlığı, demokrasi ile yönetilen ülkemizde fevkalade önemli bir görevdir. Devlet protokolünde, Cumhurbaşkanından sonraki hiyerarşik pozisyon olup, gerekli durumlarda Cumhurbaşkanına vekalet etmelidir. TBMM Başkanı, görevde olan, daha önce milletvekilliği yapmış olan, tüm milletvekillerinin başkanıdır. Meclisin, milletvekillerinin, genel ve özlük haklarını, itibarını korumak, yüceltmek, önlemler almakla yükümlüdür. 

Ben her TBMM Başkanı seçildiğinde kendilerini tebrik ederken, kendilerine bazı hususları hatırlatmayı görev bildim. Her şeyden önce TBMM Başkanı bir gün bu yüce görevin ve milletvekilliğinin sona ereceğinin idrakinde olmalıdır. Özellikle TBMM’de daha önce milletvekilliği yapmış olanların, taşıdıkları bu yüce unvanı şerefle, uygun biçimde sürdürmeleri için gereken hassasiyetin gösterilmesi esastır. Ancak ne yazık ki, TBMM Başkanlarının bir çoğu hep o görevde kalacaklarını sanarak, eski ve yeni milletvekillerinin haklarının korunmasında, belli standartlar sağlanmasında etkili olamamışlardır. Şurası bilinmelidir ki, milletvekilliği fevkalade zor bir görevdir. Listeye girmek, seçim kampanyasını başarı ile yürütmek, seçilmek, meclis çalışmalarında, dış ve iç komisyonlarda etkili olmak, yani kısaca milleti temsil etmenin tam hakkını vermek, fedakarlık isteyen zor bir süreçtir. 

Siyasette, “Milletvekilinin parası puldur, karısı duldur...” diye çok yerinde bir söylem vardır. Hiç bir meslekte olmayan geç saatlere, sabaha dek genel kurul, komisyon çalışmaları, seçmenlerin çok çeşitli isteklerine cevap vermek, seçildiği bölgenin teşkilatlarının, etkinliklerine, parti gecelerine, davetiyeler alarak maddi ve manevi yönden katılmak, düğünlerde, cenazelerde hazır bulunmak, ülkenin her tarafında görev yapmak, panellere, TV programlarına, konferanslara katılmak, temaslarda bulunmak, gece-gündüz fark etmeden, her saat seçmenlerle görüşmek, hastanelere, karakolları, adliyelere gitmek, milletvekilliği görevleridir. Bu faaliyetler maddi-manevi kattı ve fedakarlıkları intaç eder. Buna karşın, milletvekillerine sağlanan imkanlar öyle basının dile getirdiği gibi yeterli değildir. Örneğin Türkiye’de her kuruluşun, orduevleri, polisevleri, vilayetevleri, hakimevleri, öğretmenevleri, SGK, Tarım, Orman, DSI vs. tesisleri, dinlenme, deniz kampları, misafirhaneleri olduğu halde, meclisin, milletvekillerinin böyle tesisleri yoktur. Milletvekilleri bulundukları illerde, valiler tarafından düzenlenen çeşitli etkinliklere, davet bile edilmezler, zaten protokolde yerleri de yoktur. 

Mesela futbol, basketbol maçlarını izlemek zordur. Cumhurbaşkanlığı, Meclis Başkanlığı, Bakanlar, eski Milletvekillerine gereken ilgi ve saygının gösterilmesi hususunda hiçbir emir ve talimat vermezler... Milletvekillerine, daha önce uçak vb. gibi taşıt araçlarında tanınan indirimli seyahat imkanı kaldırılmıştır. Zaman zaman medyada ifade edilen, araç, şoför tahsisi, kıyak emeklilik, külliyen yalandır. Mecliste sadece Başkan Vekillerine, İdare Amirlerine, sınırlı sayıda araç tahsis edilir. Tüm bu hususlar medya ve basın tarafından kasıtlı olarak gündeme getirilir. Maksat vatandaş ile Milletvekillerinin arasını açmaktır. 

Milletvekillerine, tüm bu parlamenterlik görevini yerine getirmek için verilen maaşlar, kamu ve özel sektördeki benzer sorumluluk pozisyonları ile mukayese edildiğinde fevkalade yetersizdir. Milletvekili, yeni olsun, eski olsun, taşıdığı yüce unvanın hakkını verecek bu unvanı yerlerde sürüklenmeyecek biçimde yaşamaya mecburdur. İşte TBMM Başkanları, kendisi için de aynen geçerli olan bu gerçeklerin ışığında, Meclisin eski ve yeni tüm milletvekillerinin haklarını korumak, geliştirmek zorundadırlar. Tekraren ifade ediyorum ki,  TBMM Başkanı seçilen arkadaşlarımız bir gün bizler gibi eski milletvekili olacaklardır. Bu hususu, asla unutmamalıdırlar. 

****

PS.TBMM Başkanlığına seçilen Tekirdağ Milletvekili, Prof. Dr. Mustafa Şentop’u tekrar tebrik ediyor, başarılar diliyorum.