Rab'bim bizi yarattın, şu insan görünümlü şeytanları neden yarattın. Madem ki yarattın, yarattığına mukayyet ol. Başımıza sarmasınlar. Sonra biz uğraşıyoruz bunlarla. Bizim başımıza musallat oluyorlar. Çalanı, hak yiyeni, cana kast edeni, tecavüzcüyü, caniyi al yanına. "Allah sevdiği kulu erken yanına alır derler" ama bırak iyiler yaşasın, sen kötüleri al yanına bizi kurtar bunlardan, ayıkla. Onların nimetini fakir fukaraya ver. Onların zenginliğini tüm insanlara eşit paylaştır. Bir huzura kavuşsun şu mazlumlar, gör bak o zaman inanmayan da inanacak. Haksızlıktan bunalıp sana sırtını dönen, önünde secde edecek.

Bir insan doğarken yazılırmış derler kaderi. Ve Yaradan bilmez mi yarattığının ne edeceğini...

İnsan korumaz mı evladını, kötülüklerden sakınmaz mı. Ana gibi beslemez, baba gibi önünde göğsünü siper etmez mi.
Peki kötü olduğunu bile bile neden yarattın onu. İyiye eziyet olsun diye mi. Yaradan bilmez mi yarattığı tertemiz kulunun canını alacak, "Bir dur" demez mi. "Sen napıyorsun, ne halt işliyorsun. Benim yarattığım canı nasıl alıyorsun" demez mi! Bir tutmaz mı kolunda, engel olmaz mı. O tetiği çekmeden, parmağını kırmaz mı, bıçağı tutan elini yere çalmaz mı. Dolandıranı, hırsızı dilsiz ayaksız bırakmaz mı. Tecavüze yeltendiğinde erkekliğini almaz mı. Baktı ki uslanmıyor; oracıkta verdiği ruhu almaz mı, haklıyı ve haksızı ayırmaz mı...!?
Hak'tır ki senin adın, haklı olanı bilirsin.
İyiler hep kaybediyor, kötüler bu dünyanın hükümdarı olmuş. Ayaklar baş, başlar ayak olmuş. Tertemiz insanlar yokluk içinde, üç kuruş para kazanacak diye çalana çırpana, her türlü sapkınlığı yapana hizmet içinde...
Tamam belki hepimizin içinde bir kötülük var.

Belki kötüleri temizleyeyim dese insan kalmayacak dünyada, haklı... Ve belki de Yaradan'ın umurunda değiliz; "Saldım çayıra Mevlam kayıra" misali "Ne halleri varsa görsünler" diye atmış bizi dünyaya...
Yok be, bu kadar da olamaz bence. Tamam herkesin içinde bir kötülük olabilir ama bu kötülüğün derecesi önemli. Cana, mala, özgürlüğe kast etmediktek sonra, ufak tefek arızalar zaten toplum içinde göze batmaz, can acıtmaz. Elbette ki Yaradan yarattığını sevmez mi, onun başına bir şey gelsin ister mi...!? Ama oluyor işte. Sapıklar, caniler, gözü dönmüş katiller, Allah kitap tanımaz sapkınlar aramızda kol geziyor. Onlar koskoca Yaradan'ın kanunlarına karşı geliyorlar, biz zavallı insanlar yeniden kanun yazıp bunları içeri tıkmaya, cezasını kesmeye çalışıyoruz.
Diyorlar ki "öbür dünyada hesabı sorulacak". Neden, neden bu dünyada sıcağı sıcağına hesabı sorulmuyor. Neden o kötülüğü yapmasına mani olunmuyor. İyinin ne günahı

var. Onun bu dünyada çektiği eziyetin hesabı neden öbür dünyada sorulsun. Ölen ölmüş, giden gitmiş, sen ondan sonra cezasını kessen ne fayda giden gelir mi. Yıllarca hapiste yatsın, hak yerini bulur mu. Geride bir ailesi kaldıysa; kadın perişan, ana, baba perişan, çoluk çocuk perişan... O da seni severdi, o da sana inanırdı, hatta ibadet ederdi, ama! Ne bitmek bilmez acı, ne büyük isyan Allah'ım.
"Kötüsüne denk getirme", "Kötüye fırsat verme" diye dualar ederiz ya ellerimizi göğe kaldırıp sana, yalvarırcasana;
Halbuki bu kadar iyi kulun zarar göreceğine, sen zarar vermek isteyen kötü kullarına mani ol, ne olur.
RAB'İM YARATTIĞINA MUKAYYET OL. Cennet gibi bir dünyada, cennetin huzurunu ver kullarına. Tüm insanlığın en büyük duasıdır bu sana.
Yalancı mıyım?