İnsan hislerine kapılınca neler olur diye düşündüğümüzde; Doğru anlayış beraberinde doğruluk, yanlış düşünce ise felaketin habercisi olmakta.
Spor gündemi o kadar yoğun, o kadar değişken ki klasik ifade ile ‘yetişmek’ inanın mümkün değil.
Mazeretin arkasına sığınmak istemem ama hassas olayları gündeme getirmek hem ‘değer’ saydığımız bu köşeyi anlamlı kılar, hem de bu ülke için, insanlık için ‘kalıcı’ bir şeyler bırakmış oluruz.
Fenerbahçe’nin şampiyonlar liginde bir üst tura çıktığı bir dönemde, daha az okunacağını bile bile ‘Olimpiyatları’ yazı dizisi haline getirmek ‘belki’ birlerine tuhaf gelebilir ama olmuyor…
Evet, yazmadın mı olmuyor.
‘Değerlerin değersiz, cezalıların suçsuz sayıldığı bir dönem’de gelişen ve kayda değer olayları bilgenin ifade ettiği gibi ‘suyun’ üzerine değil ‘taşın’ üzerine yazmak istiyoruz.
 Bir ‘dalga’ gibi geçip, bir düş gibi ‘unutulmamak’ için böyle hareket etme gereği duyuyoruz.
Bu ülke kaç yıldır Olimpiyatlar aday? Ben size diyeyim 1995 siz ‘kestirmeden’ deyin 2000 ve bugün girdiğimiz adaylık süreci kaç 2020. Kaç yıl geçmiş… Tam 20 küsür yıl…
Sonuç, sayın Başbakanın da değdi gibi; ‘2 veya 3 kez’  Olimpiyat ateşinin yandığı ülkelerden neyimiz eksik.
Yoksa tek nedeni ‘müslüman’ ülke olmak mı?
Evet biz istedik, onlar hayır dedi. Hiçte altındaki gerekçelerinin irdelenmesi, araştırılmadı, Çıkıp da ciddi bir şekilde sorgulanmadı; Neden acaba diye. Araştırın; Yıllar öncesinden başlayan adaylık sürecinden buyana, bu sürecin direk muhatabı olan Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi kaç tane başkan değiştirdi. Sonuç; papatya falına dönen adaylık süreci, bunun yanında göz ardı edilen gerçekler…
İşte tablo ortada, olimpiyatlara bırakın yarışma bazında inanın ‘yazı konusunda’ bile yetişmemiz zor. Gelişmeleri çerçevesini son zamanda akıl ve sır erdirmeye çalıştığımız ‘twitter’ hesabımdan çiziyor, ayrıntısını ise siz ‘değerli’ okuyucularımızla bu köşeden paylaşıyoruz. 
O nedenle ‘kalıcı’ olacağı için şimdi yazdıklarımız değer kazanıyor. Atılan her adım veya kulaç nasıl ki Olimpiyatta ki bir yüzücü için ‘başarı’ ve ‘ödül’ dahası tarihe not düşmek demek, yazdıklarımızın da değeri ‘spor tarihinin’ sayfalarında yer alması oturuyorum  bilgisayarımın başına…
Bugüne kadar Olimpiyatları 5 milyon kişi izlemiş yarışları. Bu müthiş bir rakam.
Bu yazının yazıldığı tarihe kadar 85 Olimpiyat, 32 Dünya ‘rekoru’ kırılmış.
Bu şu anlama geliyor; Her bir sporcu ‘Olimpiyat aşkını, rekora, madalyaya çevirebilme’ uğraşısında.
Şimdi ve organizasyon sonrası konuşulacak ‘tecrübe’ konusunu bira irdelemekte sanırım ‘yarar’ var.
Olimpiyatlarda sıradan bir sporcunun da gelmesi mümkün gözükmüyor.
O nedenle madalya sıralamasında 50’nin üzerinde yer alıyoruz… Mazeretimiz ne ‘tecrübe’…
Sporun dev arenasına çıkan sporcunun heyecan duyması gibi bir şansı olmamalı. Çünkü telafici olmayan bir yarış. İşte güreşçimiz Selçuk Çebi. Üst üste 2 kez Dünya Şampiyonu olmuş güreşçimiz, 2 saniye gibi kısa sürede final şansına ulaşamadı.
Yabancılardan örnek ise olimpiyat oyunlarında 18'i  altın, toplam 22 madalya kazanmış oldu 27 yaşındaki Michael Phelps bizim en ‘tecrübeli’ dönem diye yorumlayacağımız süreçte, başarıya doyuyor ve kendini emekli ediyor. Açıklamasına göre, olimpiyata katılma yaşının tavanını 30 olarak belirlemiş….
Bakın nereden nereye geldik. Amacımız ne idi ‘somut’ ve ‘net’ düşünmek ve hareket etmek. Ama bir türlü beceremiyoruz; İşi değil sözü yarıştırdığımız için madalya sayımız elin parmakları kadar sınırlı kalıyor.
Ne diyor Naim Süleymanoğlu; Gerekirse federasyon başkanlığına adaylığımı koyarım…Ben beklerdim ki eski ‘milli’ halterci, gelişmeleri masaya yatırıp,  sorunların çözümü için kafa yorsun. Ona yanaşmadı çünkü reklamın kötüsü olmaz, ucuz edebiyat yapmamak mümkün mü?
Ama ne oluyor, ülke değerleri zarar görüyor. Tekrardan bakın madalya sıralamasına. Açık ara farkla Çin birinci, Amerika ikinci sırada. Bu ne demek, her türlü siyasi platformda Dünya’yı sömüren iki ülke ‘sporu’ da amellerine alet ediyorlar…
Futbol sadece futbol olmadığı bir dönemde, sporunda sadece ‘spor’ tanımaya uyarlanmayacağına göre biz kuru ‘gürültü’nün içinde boğuşmaya, ‘elin adamı’ madalya almaya devam etsin.