Diğer sporlarda olduğu gibi, futbolda da olmazsa olmazlardan biridir tribün desteği, yani taraftar.
Takımının yanında olacak, onları destekleyecek iyi gününde sevinip, takımlarının içinde bulunduğu buhranlı durumlarında, zorluklara göğüs gerecek bir taraftar profili ve kulüp yöneticileri…
Adeta başlangıç noktalarını onlara göre belirlerler. Bu demek oluyor ki ‘Onlar bir takım için olmazsa olmazlardan’
Taraftar denilen kitleyi kulüplerine bağlamak için olmadık formüller üretilir. Seyirci kimliği onlar için yetmez, mutlaka taraftar olacak.
Tribünün dolması kadar, seslerini yükseltecek, karşılaşma boyunca hiç durmadan desteğini verecek. Kısacası; ‘Hep destek tam destek’ anlayışıyla olmadık alternatifler üretebilecekler.
Bu heyecan Kulüp Yönetimlerinde hat safhaya çıkar. Siyaset arenasını aratmayacak ‘Ali Cengiz’ oyunlarıyla taraftarını seçim sandıklarına çekip oy ister, seçim havasını ‘oyun’ havasına çevirir.
Bazıları seçmenini (pardon) taraftarının oy kullanabilmesi için üyelik aidatlarını ceplerinden ödeme yoluna gider, bazıları ise seçim günü taraftarlarını kendi özel tahsis ettikleri araçlarla sandık başına taşırlar.
Eğer üye sayısı az ise azınlıkta olan kitleyi, rahat bir gece geçirmeleri için en lüks otellerde ağırlandığına şahit olduk
Bir seçim süreci, oluşturulan değişik alternatiflerle iyice cazip hale getirilir. Bizler bile ‘Bu ilgi ve alakanın arkasında ne var acaba?’ şeklinde, kendi kendimize sormadan edemeyiz.İyileri ‘tenzih ederiz’ şeklinde nezaketimizi gösterip,geçmişte gerçekleşen örnekleri kesitleriyle hafızalarımızı harekete geçiyor.
İş adamı olup ticaret anlayışını uluslar arası arenaya taşıyanlardan tutunda, şöhret kapsını aramak isteyenlere kadar...Olayın boyutu uzayıp, vahim durumları zorluyor.
Düşünün kullanılan araç ‘Spor’. Bu kelimenin özünde,bu şemsiyenin altına sığınanların kafalarında ne var. Ortaya çıkan tablo ve sonuç o derecede çirkin bir vahim ki ‘Neye niyet, neye kısmet?’ dedirtircesine....
İş bununla da kalmıyor. İnsanın merakını üst seviyeye çıkaran diğer bir konu ise görevdeki başkanlarının kendi anlayışını Divan Kurulu üyeleriyle uygular hale getirmesi. Görev sürelerinin iki yıldan üç yıla kadar çıkarmak gibi...
Buraya kadar saydığımız maddenin birinci derece muhatabı kim ‘taraftar’. Taraftar profilinin oluşum ve belli bir sisteme oluşması bu şekilde gerçekleşip, belli bir maddi kaynak (aidat) karşısında elde edecek kulübe üyelikle her şey halloluyor.
Bilim her konuyu olduğu gibi taraftar/şiddet profilini de araştırmış. Ortaya ilginç neticeler çıkmış. Futbolda taraftarın şiddet boyutu 1960’ların ortalarında Britanya’da başlamış. Giderek Avrupa kıtasına yayılmış ve İngiliz taraftarların deplasman maçlarında yaygınlık göstermiş ve ilerlemiştir.
Tribünde maç izleyen taraftarın ‘keyfilik’ ya da ‘taşkınlık’ olarak mazur görülebilecek türden davranışları içerir. Bu taşkınlık boyutu, kendi takım lehine olmayan hakem kararları, kasıtlı olarak tasarlanmış şiddet ve saha işgallerine kadar varan boyutlara ulaşmış.
Bu araştırmalardan ilginç olan birkaç bilgi daha aktarmak istiyorum. ‘Alt gelir ve eğitim seviyesi en alt düzeyde (ilköğretim) olan grupların’ şiddete daha çok eğilimli oldukları ve küfür gibi tezahüratların gerçekleşmesine eğilimli olarak karşımıza çıkmakta.
Bu gösteriyor ki eğitim seviyesi ve refah düzeyi (mali) yüksek olan kesimin ise arzu edilen seyirci profilini oluşmasında öncülük etmekte.
Diğer bir araştırma, bu tür gelişmelerin direkt muhatabı Futbol Federasyonunun ‘Türkiye’de Futbol algısı’ başlığı altında gerçekleştirilmesi.Yapılan araştırmada maça gidenler için futbol kelimesinin karşılığı ‘Şiddet, Kavga, Şike ve Küfür’ ile özdeşleştirilirken, karşılaşmaları stadyuma gitmeden futbolu sıkı şekilde takip edenlerin ise eğitimli ve yüksek gelir grubunun içerisinde yer aldığı göze çarpıyor.
Evet,  Burgular böyle...Her şey açık ve net. Kimlerin futbol denen ve asla ve asla ‘spor’ kelimesi ile artık adının anılmayacak Sosyo-ekonomik olgunun peşinden gittikleri.
Dileriz bu değindiğimiz konular,  stat içerisinde küfrü, stat dışında ise fiili saldırı ve şiddeti önleyecek olanlara mesaj niteliği taşır.