Brezilyalı oyuncunun direk adının anılması veya bugünden itibaren onun şahsi hal ve hareketleri belki kendisine bir şey kazandırmayacak ama hızlı gelişen ve bir o kadar hızlı sonlanan gelişmelerde, kolay kolay unutulmayacak izler bıraktı.
Geçtiğimiz sezon Beşiktaş’a attığı 3 golden sonra kendisine yanaşan eski Real Madridli/Beşiktaşlı oyuncu Guti’nin övgü dolu sözleri karşısında, Fenerbahçe’ye olan bağlılığını dile getiriyor, saha içinde olduğu kadar saha dışında da örnek tavırlar sergiliyordu. Şimdi onları burada sıralarsak, sonunu getirmek inanın güç olur ama…
Saha dışı dedikte, işte bizim bugün yapamadığımız o sekiz yıl sonra yani, düzenlediği basın toplantısında yaptı(!) Kimilerine ve duvardaki saate göre tam 128 dakika konuşmuştu.Bugüne kadar yapmadığını yapmasında ki asıl itici güç, karşısında ki kameraların, bu uzun konuşmadan ‘reklama’ dahi gitmemelerinin etkisi olacak ki konuştukça açıldı, açıldıkça da değeri düştü….
Onun konuşmalarının haklı veya haksız, yani ne konuştukları o kadar da önemli değil. Çünkü hayat ‘felsefemde’ söz değil, uygulamaları kendimize değer seçtik. Hani derler ya; Fazla malda haram, fazla sözde yalan…
Tabii ki bu bir suçlama değil. Ama düne kadar bizden biri olarak benimsediğimiz, toplantıda ise bu tezi özümsediği her halinden belli eden Alex’in, kendini o kadar ‘sözün içine kaptırması’ ve dillendirdiklerinin özünden kopması, ‘efsane’ tabir edilen oyuncuya doğrusu yakışmadı desek, sanırım abartmış olmayız.
Halbuki o bırakın sahada kırmızı kart görmeyi, yediği sarı kartta dahi sanki kendi ve rakip takıma karşı haksızlık yapmış birisi gibi hareket etmesi, onun saygınlığını artırmıştı...
Ama nereye kadar, ta ki o toplantıyı yapıp, eteklerindeki taşları dökene kadar. ‘Anlatırken kendinden emin, her söylediğinin arkasında durmasının edası,  kararlılığının da göstergesi’ denildi…Tıpkı benzini biten bir araca verilen ara gazı gibi.
Konuşurken her şey güzel gözükür, ya konuşulanların duygu süzgecinden geçirdikten sonra…
Yine tekrarlamak istiyorum; Alex ismi sadece benim değil, ülkemizdeki tüm futbol severler içinde bir markaydı. O konuşmasıyla ve anlatmak istediklerini büyüteç altına almasıyla,  daha önce sahada ki futboluyla tanıdığımız Alex de Souza markanın değerini düşürdü.
Ne olmuş; Hocası kendisini çekememiş, ne olmuş hoca galip geldiklerinde hiç gülmemiş.Uzayıp giden tren rayları gibi.Uzayıp gitti ki…Ta ki 127 dakika…Düşüne biliyor musunuz, bir maçın en uzun süresi, uzatmalarla birlikte tam 120 dakika ama o uzatmaları da aştı….
Ne dedi; Sekiz yıllık Fenerbahçeliğimi 3 dakikada bitirdiler. Kendisi ise, eleştirdiği kişiyi haklı çıkarırcasına konuştukça konuştu. Sanki içinde saklı tuttuğu bir sırrı, açığa çıkarırcasına…
Oysaki biz bilirdik ki Alex’e yapılacak en büyük kötülük, onu formasından mahrum kalması. Bu durumla karşılaşmaması için özel hayatına dikkat eder, antrenmanlardan herkesten daha çok mücadele eder ve paylaşımcılığını gösterebilmek için, rakip kaleye attığından fazlasını asist yapmaktan geri kalmazdı…
Sarı-lacivetli formayla kaydettiği gollerle, Pele, Romario ve Ronaldo'nun yer aldığı Brezilyalı yıldızlar kulübüne girmeyi başarmıştı. Ama ondan hiç beklemediğimiz bir çıkışla, evet, evet konuştukça açıldı, açıldıkça da değerini düşürdü.
Evet,  biz onu hep sahadaki futbolunu konuştururken tanıdık. Ne zaman ki önce twitter sonrasında ise mikrofonun başına geçti, o zaman Fenerbahçeli Alex olmaktan çıktı, sanki takımına, hocasına kin ve nefret besleyen bir ‘taraftar’ kimliğine büründü. O kimliğin benzerlerinin bugün statları ne hale getirdiğini görüyoruz.
Bu yazıyı okuduğunuzda belki o ülkesine dönmek üzere veya dönmüş olacak.
Sahadaki futbolunun ülkemizdeki izi, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyaret ettiği sıra da pişmanlık içeren ‘duygusal’ tavırları kadar samimi olacak…Ama hiçbir zaman, ilk geldiği günden bugüne kadar geçen sürecin samimiyeti, seviyesini düşürdükçe düşüren toplantının bıraktığı ölçü kadar olmayacak. 
Nitekim Fenerbahçe Kulübü kapının önüne koyduğu kaptanı için yayınladığı teşekkür yazısını ‘….Kendisini ’Fenerbahçe Kaptanı Alex de Souza’nın’ açıklamalarıyla baş başa bıraktığımızı belirtiriz.’ şeklinde tamamlanıyordu.
Evet Brezilyalı oyuncu, dün buradaydı, bugün ise yok. Sanki hiçbir şey olmamış gibi onun sevenlerini havaalanına, kulübünün tahsis ettiği/edeceği otobüsler taşıdı(taşıyacak)…
Merak bu ya Kaptan Alex De Souza’nın uçağa kadar götürecek otobüsün içine Teknik Direktör Aykut Kocaman ve İdareciler yer alacak mı acaba (!)