Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de insan ‘yaratılmışların en hayırlısı’ olarak geçer.
Öyle ise güzel olanı düşünüp yaşamak için bir çaba sarf etmemiz, insanlığımız gereği olup, bizlere menfaat ve kazanç sağlayacaktır. Peki bunu nasıl başarabiliriz?
Yapmamız gereken hayatın var olan rutin koşuşturmasından bir an önce sıyrılıp, duygusallıktan daha çok ‘somut’ düşünmek ve hareket etmek.
Hayatında iyileri kendine örnek almış ve etrafına pozitif enerji saçan bilge adam ne diyor ki; Susmayın/konuşun, küsmeyin/barışın, daimi seyirci olmayın önce tanıyın sonra yorumlayın. Yaptığınızdan bir anlam çıkarıyorsanız, bunu hayatınıza uyarlayıp gerçekleştirme yoluna gidin. Duygusallıkla bir yere kadar barışık olun ta ki gerçekleştirme zaman ve ortamı buluncaya kadar…
Geçmişten gelen ve duygusal yapımızın bir neticesi olsa gerek, konuşan bir Türkiye’nin yerine, her defasında düşünen bir anlayış. Her ne hikmetse düşündüğü ile yaptığı arasında tutarsızlığa kapılan bir insan profili ile her geçen gün daha sık karşılaşıyoruz. Söz dönüm dolaşıp; ‘bugün olmaz ise yarın mutlaka’ anlayışında kilitleniyor.
İçinde bulunduğunuz süreçte düşünüpte yapmadıklarınız, bir gün sizi mutlaka karşılayacak, yaptıklarınızın karşılığı size açık bir şekilde geri dönecektir.
Olayı spor açısından düşündüğümüzde etrafınıza bir bakın. İnsanlar artık uykularını bölüp, sağlıklı kalma arayışının peşine düşmüş durumda.
Spor denen ve herkes tarafından farklı yorumlanan çerçevenin içini aynı amaç, sağlıklı kalma adına doldurmaya çalışıyoruz.
Özellikle büyük şehirlerde arazi mafyası denilen gözü dönmüş caniler, boş alanları parselleyip, yeşil alanları resmen yağmalıyor.
Koca koca binalar, beraberinde kaybolup giden insanlık…
Kimse kimseyi tanımaz oldu. Bunun da tek nedeni içinde yer alınan kimlik bunalımı. Herkes artık bunalım takılmaya başladı. Kurtuluşuna çare aramak için ise insanlar çalmadık kapı bırakmıyor.
Hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı, kendisine şifa niyetine doktorların kapılarını aşındıranlar, bugüne kadar alışılagelmiş reçetelerden sonuç almamaya başladı.
Sonrasında ne oldu(!) Kendini o yağmalanmış dediğimiz şehrin boş arazilerine salmaya. Arazinin olmadığı yerlerde, adeta sığınacak spor mekanları bulma uğraşısında.
Tüm bu özveri niçin; Çünkü, sağlığımız ‘resmen’ tehdit altında.
Gittiği hastanede sıra bulamaz, kendisine sunulan reçetede sonuç alamaz oldu. Doktoru dahi çaresizdi ve ‘benim sizin için yapabileceğim fazla bir şey yok. Siz ancak için de bulunduğunuz olumsuzluğu spor/egzersiz yaparak atabilirsiniz’ şeklinde itirafta bulunuyor.
Bir doktorun belirttiği tavsiyeleri düşündü, birde içinde bulunduğu durumu. Spor yapmaktan başka çare kalmamıştı.
Hasta konumuna gelmenin sıkıcı tarafını düşünerek, daha fazla pişmanlık duymamak için önce yürümeye, sonra koşmaya başlaması gerekiyordu… Ancak bu sayede vücut dengesini sağlayabilirdi.
Nitekim de öyle oldu…Yakın geçmişte bir kulvarda bir iki kişi yürür, şimdilerde ise bir takımı oluşturan bireyler gibi aynı kulvarda çok sayıda insan, aynı anlayış doğrultusunda sabahın erken saatlerinde yürümeye başladığını gözlemliyoruz.
Artık mazeret denen, o yapmacık ve tutarsızlık kalmamıştı. Çünkü insanların sağlığı tehdit altındaydı.
Etrafınıza bir bakın (!) Vatandaş işe koşar gibi spor yapmaya gidiyor.
Çok merak ediyorum; bu insanlara gidip 3-5 yıl önce deseydiniz ki ‘alsana şu kadar para ve sabahın erken saatinde gel yürüyüş yap’. Söylediğinizin karşısında alacağınız tepki bir yana, üstüne üstlük bir de verdiğinizin iki katı size ücret önerir ve hemen ekler; ne olur beni rahat bırak. Şurada uyumak varken, ne sporu?
Bugün onlar artık doğruyu gördü. Çaresiz kaldığı için sağlık için yürüyüşlere başladı. Etkinliklerin içerisinde yer alanlar artık kendilerine olduğundan fazla güveniyor, yeme içmelerine daha dikkat ediyor, rahat nefes alıyor… Kısacası sağlığı için attığı ilk adımın mutluluğunu yaşıyor.
Belki abartmış olduğumuz kanaatine varabilirsiniz ama bunun böyle olmadığının en güzel cevabını etrafında spor yapan insanlar verecekler.
Bir sabah rahatınızı bozun ve spor etkinliği içerisinde yer alan insanlara ‘Sahiden niçin spor yapıyorsunuz?’ şeklinde sorun…
Onların tahsili ne olursa olsun size vereceği cevap, doktorunuzun da size sunacağı reçetede yazan ‘sağlığınız için spor yapın’ ilacından başka bir ifadeyi dillendirmeyecektir, emin olun.