KKTC´de gerçekleştirilen siyasi operasyonla bir hafta içinde kurulan yeni parti ÖP ile CTP´nin oluşturduğu koalisyonun protokolü sarayda imzalandı. Doğrusu, vermek istediği mesaj açısından koalisyon protokolünün sarayda imzalanması uygundu. Çünkü halkın onca tepkisi karşısında ancak sarayda imza atılabilirdi! Fakat bu saray bildiğimiz saraylardan değil!... Bu saray aslında bir otel, Lefkoşa´nın ünlü Saray Oteli!.. Bu bakımdan belki de koalisyonun şanına uygun bir saray olmamıştır. Aslında onlar daha görkemli saraylarda imza atmalıydılar. Belki kendilerinin şanına uygun bir sarayı kısa zaman süresi zarfında bulamamışlardır. Fakat koalisyonun imzası Cumhurbaşkanlığı sarayında da atılabilirdi. Ne de olsa Cumhurbaşkanı böylesi bir hükümetin özlemi içerisindeydi. Yapılan siyasi operasyonla oluşturulmaya çalışılan hükümete kamuoyunun tepkisi yükselirken Talat, "Bu hükümet özlediğimiz hükümettir" açıklaması yapmıştı. Ancak CTP ve ÖP´çüler özlendikleri sarayı şaşırarak imza atmak için soluğu bir başka sarayda, Saray Otel´de aldılar. Kısa bir süre sonra ise cumhurbaşkanlığı sarayının yolunu tutacaklar. * Cumhurbaşkanı’nın büyük bir hasretle beklediği ve özlediği ÖP- CTP koalisyonu’nun nikâhı Saray Otel´de kıyıldı. Sevinç içerisinde imzalar atılarak, öpücükler konduruldu. Sıra şimdi tepki gösteren halkın öpülmesine geldi. Bu arada ABD ve BM temsilcileri, sıra ile koalisyonun oluşturulmasında etkin rol oynadığı iddiaları ayyuka çıkan din işleri başkanını ziyarete yöneldi. BM temsilcisi Möller, ziyareti sırasında kilise ve camilerin barış mesajı yaymasının önemine işaret ederek kilise yetkilileri ile de bir araya gelerek görüştüğünü söyleyerek "Güney Kıbrıs´taki başpiskoposluk seçiminden sonra kilise ve caminin bir araya gelerek yeni bir atılım başlatabileceğini" ifade etti. Böylece Kıbrıs´ta yabancıların karışması ile sergilenen çabalara bundan sonra din faktörünün de katılacağının sinyali verildi. BM temsilcisi Möller´in camilerden hangi yönde mesaj verilmesi gerektiği tavsiyesini vermesinden sonra bakalım mesajlar nasıl ve ne yoğunlukta verilmeye başlanacak? Kıbrıs sorununda dini faktörün ön plana çıkarılmaya çalışılacağı bir dönemin başlatılması yönünde atım atılırken, ÖP´lü koalisyon bakalım nasıl bir tavır sergileyecek? Bu çabaların önünü açarak ilerletilmesi için yardımda bulunacak ve ülkenin enerjisi bu yöne mi sevk edilecektir? Bu arada Din İşleri Başkanı´nın iddiası gibi, Kıbrıs´ta eski iktidarlar dini yok etmek istiyordu da şimdi bunu önlemek için yeni tedbirler alınması yönünde azami bir gayret içersine mi girilecektir? * Özlendiği söylenen ÖP´lü CTP Koalisyonu´nun tüm tepkilere karşın sarayda nikâhının kıyılması ile bir yola çıkılmıştır. Bu yolun aydınlık bir yol olduğu konusunda olumsuz belirtiler mevcuttur. Koalisyon çıktığı yolda, çağdaş uygarlık yolundan uzaklaşma yönünde adımlar atılacağına dair güçlü sinyaller verilmektedir. Koalisyon kurulurken kondurulan öpücükler başları döndürürken saray karıştırılmıştır. Bakalım yürümekte ısrar edilen yolda daha neler karıştırılacaktır? Fakat KKTC´ni ve Kıbrıs Türk halkını çağdaş uygarlık ve milli değerlerden uzaklaştırmak çabası içerisine girilmesine halk müsaade edecek mi?