1980 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü'nden mezun olan Uzuner, Altındağ Halk Eğitim Merkezi'nde dört yıl süreyle uygulamalı tiyatro eğitimi almış. 1977 yılında Levent Kırca Tiyatrosu'nda profesyonel sanat yaşamına başlayarak 1981 yılında Şan Tiyatrosu ‘na giren sanatçı, 1986'da Nisa Serezli - Tolga Aşkıner Tiyatrosu'nda rol aldı. Daha sonra Sadri Alışık Tiyatrosu, Şişli Belediye Tiyatrosu, Tiyatro Ti gibi topluluklarda görev yaptı. Tiyatroya bir ömür adayan Gafur Uzuner, eğitimini gördüğü resim sanatından da hiç kopmayarak birçok karma ve kişisel resim sergisinde adını yazdırdı. Sanatla dolu bütün bu profesyonel uğraşıların yanında bizler onu daha çok rol aldığı sinema ve dizi filmlerden tanıyoruz. "Şilebezi Kültür Sanat Şenliği" Genel Sanat Yönetmenliği görevini de üstlenen sanatçı, genellikle komedi türlerinde eserlerde oynamaktadır. En son olarak ATV’de gösterilen "Kertenkele" dizisinde oynamıştır... Sanatla harmanlanan bir ömür geçiren Uzuner, pandemi dönemini rise esim atölyesinin bulunduğu Şile’de boyalarla, fırçalarla tuvallerle bir arada geçiriyor. Gazetemizin 23 nisan etkinlikleri kapsamında 3-9 yaşlarında ki  çocuklar için düzenlediği ‘’1.Uluslar Arası Altın Fırca Ödülleri Yarışması’’ında jüri üyesi de olan usta sanatçıyı daha yakından tanımak için sorduk.

Sevgili dostum; ben Gafur uzuner’in kim olduğunu çok iyi biliyorum ama okuyucularımız seni dizilerden, filmlerden tanıyor olsa bile senin ağzından öğrenebilirlermi, Gafur Uzuner Kimdir? 

Yaşar abi; ben Ankara’da doğdum . Resim ve tiyatro eğitimi aldım. 1977 de TRT de rahmetli Öztürk Serengil’in yaptığı Gülünüz Güldürünüz yarışma programıyla televizyon dünyasına girdim. 1980 de Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü resim bölümünden mezun olduktan hemen sonra , rahmetli Egemen Bostancı’nın beni tesadüfen sahne şovunda izlemesi ve yaptığı tekliften sonra, İstanbul’a yerleşip müzikallerde oynamaya başladım. Şensazın Bülbülleri, Artiz Mektebi, Müzikal kahkaha, şwayk hitlere karşı gibi oyunlarda rol aldım. 

Şan tiyatrosunda; Haldun Dormen, Şener Şen, Adile Naşit, Ayşen Gruda, Nevra Serezli, Ahmet Gülhan, Metin Serezli, Erol Evgin, Huysuz Virjin, Orhan Boran , Müjdat Gezen, Perran Kutman gibi çok değerli ustalarla çalışma şeref’ine nail oldum.

Televizyon da Çok sayıda dizide oynadım kendi proğramlarımı yaptım.  10 yıl aralıksız Gezelim Tozalım tv proğramımla Anadolu’yu adım adım gezdim. Sinema filmlerinde oynadım. Enson şu anda post işleriyle uğraşılan, Tayfun Pirselimoğlu nun yazıp yönettiği 

“ KER“ isimli sinema filminde oynadım. Kara film, sanat filmi, festival filmi dediğimiz tarzda filmler çeken ödüller alan Tayfun Pirselimoğluna  bu fırsat için özellikle çok teşekkür ediyorum.

Televizyon işi buza yazı yazmak gibi, yaptığım işleri ben bile unutuyorum. Doksanlı yıllarda  Star’da Seyyar Kamil, Kanal D de Taksim Sarıyer hattı, TRT de Pembe Panjurlu Ev dizilerinde başrol oynadım. Trt müzikte uzun süre yayınlanan Her yerde müzik proğramının ve başka projelerin tasarımlarını yaptım.

Hepimiz seni bu yaptığın işlerle tanıdık. Sen sokakta dolaşırken insanlar seninle sinema ve televizyon dünyasının ünlü karakteri olarak fotoğraf çektiriyorlar, ama senin eğitimini gördüğün ve gerçek anlamda hiçbir zaman üvey evlat muamelesi yapmadığın başka bir konu daha var o da resim. Bize biraz resimden ve ressamlığından bahseder misin.

Evet çok haklısın ben ne kadar tiyatronun ışıklarının altındaki alkışların büyüsü ile kameraların getirdiği şöhretin avantajları ile ekmeğimi kazanıp hayatımı sürdürdüysem de  yıllarca eğitimini almak için emek verdiğim resme asla ihanet etmedim, halk tarafından çok bilinmese de her fırsatta resim yapmaya gayret ettim.  Bu güne kadar 27 kişisel resim sergisi açtım. Akbank’ın organizasyonuyla  90 lı yıllarda İzmir, Bursa, Ordu, Samsun, Adana, Trabzon, Diyarbakır, Çorum, Elazığ  gibi illerde tiyatrocu İsmet Üstekinle birlikte sergiler yaptım. Çünkü o yıllarda bütün bu şehirlerde bankanın sanat galerileri  vardı. Hepsi mazide kaldı. Ayrıca kaç tane karma sergide resimlerimin sergilendiğini inanın ben bile hatırlamıyorum. Özellikle son beş yıldır Şile’de ki atölyemde yoğun olarak resim çalışıyorum. Doğanın için de böyle bir imkanımın olduğu için kendimi şanslı sayıyorum. Koleksiyonerlerde, sanat severlerde , Dış işleri Bakanlığında, Kültür turizm bakanlığında, banka koleksiyonlarında ve yurt dışında resimlerim var.  Sanat fuarlarına zaman zaman resim çalıştaylarına katılıyor, her gün yeni bir şey öğrenerek resmimi geliştirmeye gayret ediyorum.

Resim dünyan ile alakalı benim bile bilmediğim ne kadar çok şey anlattın ama ben bir şey daha sormak istiyorum, yakında gerçekleşecek olan 3-9 yaş arası çocukların yarışacağı bir resim yarışmasına jüri olarak seçildin, bu yarışmayla ilgili biraz bilgi verirmisin. Bir de sizi neden seçtiler onunda kıymetli bir hikayesi var anlatırsan çok seviniriz.

İlk başta şunu söylemek isterim çocuklarımız bizim geleceğimiz. Yıllarca Akbank çocuk tiyatrosunda oynadım. Başka tiyatrolarda çocuk oyunları yönettim. İçinde çocuk olan bir çok projelerde imzam oldu. Bu yüzden çocukları iyi tanırım ve onlara yakın olmaktan çok mutlu olurum. Toprak Okulları ve Önce Vatan Gazetesi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında birlikte düzenledikleri 1.Ulusal Altın Fırça Ödülleri 3-9 yaş çocuklar arası resim yarışmasının komite üyeleri 10 kişilik bir jüri kurma kararı almışlar. Fakat bu yarışmada minik yarışmacılar olacağı için jürinin yarısını yani 5 kişiyi sadece resim yaparak hayatını sürdüren kişilerden seçerken diğer 5 kişiyi de geçimini sanatın farklı mesleklerinden sürdüren ama aynı zamanda profesyonel olarak ressamlık yapan kişilerden seçme kararı almışlar, buradaki amaç çocukların eserlerini farklı sanat dallarının da ışığı altında değerlendirmek olmuş. O beş kişilik ressam grubunda çok kıymetli arkadaşlarımız var, kimisi devlet sanatçısı, kimisi kültür bakanlığı sanatçısı olmak üzere, bir çoğunu benimde yakından tanıdığım çok değerli arkadaşlarımız. Ama komite bu 5 sanatçının yanında resimle profesyonel ilgilenen diğer 5 ressamı tespit ederken çok zorlanmış. İşte bende  o beş kişinin içinde yer alıyorum. Tiyatrocu ve Oyuncu Ressam olarak ben yer alırken diğer arkadaşlarımızın içinde yine bir çok sergiler açmış tesçilli Türkiye güzeli hatta ünlü Best Model yarışmasının ilk kraliçesi Mimar Sibel Tan Arıkan’ın yanı sıra, Türkiye’nin ilk ve tek Ağır Sanayi Fotoğrafçısı Gülnur Sözmen, Kültür Bakanlığı Çini Sanatçısı Hatice Şehnaz Baykal ve aynı zamanda Ziraat Mühendisi de olan Heykeltraş Şule Ağayar’ın isimleri var.

Bu yarışma 3-5 yaş Anaokulları ve 6-9 yaş ilkokul çocukları için planlanmış. Bu okullar en fazle 5 er eser ve 5 er yarışmacı ile katılabilirken yine aynı yaştaki çocuklar 3 er eserle bireysel olarak yarışmaya katılabilecekler. Yani toplamda 4 kategori olacak ama bana gelen bilgilere göre önümüzdeki yıl yarışmaya 10-14 yaş kategorisi de ilave edilerek toplamda 6 kategoriye çıkacak. Şu anda ulusal bazda düzenlenen ve ilki olan bu yarışmaya öğrendiğim kadarı ile Rusya’dan, Makedonyadan, İrandan, KKTC den ve Azerbeycan’dan katılım istekleri var. Bu ilgiden etkilenen yarışma komitesi daha şimdiden yarışmayı gelecek sene 6 ayrı kategoride ve uluslararası yapma kararı almış. 

Ben yıllar boyunca gerçekleştirdiğim çocuk oyunları ile o çocukların dünyasına hiç yabancı değilim ama bu yarışma vesilesi ile tekrar onların hayal dünyasında gezinme fırsatı veren  Ulusal Altın Fırça ödülleri resim yarışmasının jüri üyesi olarak tercih edildiğim için çok mutluyum. Toprak okulları ve Önce Vatan Gazetesi işbirliği ile  çocukların hayat ve sanatla ilgili yolculuklarına öncülük edecek resim yarışmasını akıl edenleri kutluyorum.  Özellikle bu salgın döneminde eve sıkışmış çocuklarımıza ve velilerimize iyi geleceğini düşünüyorum. Bu yaş kategorilere uyan bütün anneleri babaları ve bu çocuklarımızın öğretmenlerine sesleniyorum; dünyayı gelecekte bu çocuklar idare edecekler onları sanat ile daha çok buluşturmak adına lütfen çocuklarınızı bu yarışmaya hazırlayın. Unutmayın bu yarışmanın kazananı var ama kaybedeni yok. Ben bütün çocuklarımızı ‘Altın Fırça Ödülleri Yarışması’na bekliyorum…