Arnavut asıllı bir devşirme olan Koçi Bey,  Enderun Mektebinde yetiştirilmiş bir devlet adamı ve mütefekkirdir.  Devletteki  kötü gidişatı IV.Murad’a (1623-1640) ve kardeşi Sultan İbrahim’e  sunduğu  risaleleri (raporları)  ile tanınır.

Koçi Bey risalelerinde Osmanlı’nın XVII. yüzyılda idari, askeri, sosyal ve mali krizlerinin neler olduğu konularında açıklamalarda bulunur ve Osmanlı’nın duraklama devrine girmesindeki ana etkenleri tahlil eder, dönemine ışık tutar.  Devletin yaşadığı sorunları gözlemlemesi ve çözüm teklifleri sunması sebebiyle önemli tarihi kaynaklarımızdan biri olmuştur. Diğer yandan günümüzde yaşanılan yönetim krizlerinin kökenine inmemizde ve yönetim kültürümüze katkıda bulunacak, yardımcı olabilecek türde bir eser kabul edilebilir.

Koçi Bey risaleleri, Osmanlı’nın  yıkılış sebebeplerinin bazılarını  üç asır önceden tesbit edip, bunlara dikkat çekmesi  bakımından da değerlidir.

Koçi Bey eğitimli, devleti tanıyan ve saray adabını  bilen IV.Murad’a sunduğu risalasinde, devleti gerileten, kemiren hastalıklara ağırlık verirken,  şehzadeliğini  ölüm korkusu içinde geçiren, daha az eğitimli, saray adabını bile doğru dürürüst bilmeyen kardeşi Sultan İbrahim’e, onu yetiştirir , eğitir tarzda risalesini  sunmuştur.

Koçi Bey risalelerinde, yaptığı önemli  tesbitleriyle  tedbir alınmadığı takdirde devletin hızla çöküşe gideceğini, tedbirler alınırsa tekrar ihtişamlı günlerine ulaşacağını belirtir.

 Koçi Bey, devletin başına geçmek ve önemli şeyler yapmak için kendisini iyi hazırlamış gördüğü IV. Murad için kaleme aldığı risalesinde;  XVI. yüzyılın sonlarından başlayarak ülke ve devletin içine düşmüş olduğu kötü durumun umumi manzarasını çizdikten sonra, ülkeyi hükmü altına almış kötülükleri seyredip de susmasının kendisi için mümkün olamayacağını ifade eder ve bu durumu bütün acılığı ve açıklığıyla hükümdara duyurmayı kendisi için kaçınılmaz bir misyon saydığını belirtir.

Yaşanmakta olan bozuluş ve çözülmelerin başlangıcını çok defa Kanuni Sultan Süleyman devri (1520-1566) ve özellikle III. Murad’ın son saltanat yıllarına (1574-1595) götürür. Koçi Bey’in tahlil ve mukayeselerinde üstün ve en mühim taraf bunları istatistik bilgi ve rakamlara dayandırmasıdır. Çizdiği bozuluşlar tablosu içinde Osmanlı Devletinin asırlarca sürmüş kudret ve üstünlüğünün birinci derecede rol oynayan, tımar ve zeamet sisteminin nasıl yozlaştırıldığını zengin örneklerle  pervazsızca anlatır( Ömer Faruk Akün, Koçi Bey).

Koçi Bey risalesinde, saray içi entrikalar ile hükümdar ailesi ve yakınlarının yönetimde söz sahibi olmasını Osmanlı’nın merkezi anlayışını sarsan bir durum olduğunu cesaretle ifade eder. Bu durumu bir yönetim krizi olarak değerlendirerek, otoritenin mutlak hükümdar olması gerektiği görüşünü savunur. Koçi Bey ayrıca vezir-i azam gibi üst düzey devlet makamlarında özellikle liyakat ilkesinin önemine vurgu yaparak, Kanuni Sultan Süleyman döneminde vezir atama tercihlerinde liyakat ilkesinin terkedilerek kayırmacılığın ön plana tutulduğunu belirtir ve Kanuni dönemini açıkça eleştirir.

Koçi Bey risalesinde, yalnız belirli bir müessese ve kesimle sınırlı olmanın çok ötesinde her kesimi içine alan, bir sosyal dert oluşu sıfatıyla devleti kemiren ve toplumu ahlaken sosyal çöküntüye götüren bir afet nazarıyla baktığı rüşvet hadisesini ısrarla ele alarak genç sultanın dikkatini çeker.

Onun müesseseler çapında ele aldığı önemli bozukluklardan biri de ilmiye sınıfıyla ilgilidir. Koçi Bey, ilmiye sınıfına hakim olmaya başlamış usulsüz tayinlerin,rüşvet ve kayırmanın Kanuni Sultan Süleyman döneminde başladığını, zamanın seyri içinde nasıl artarak devam ettiğini anlatan Koçi Bey, islamın her türlü makam ve mevkinin ehline emanet edilmesi hususundaki buyruğunun çiğnendiğine dikkat çeker.  

Koçi Bey, risalesinin ikinci yarısında yer alan arzlarında, başta sıraladığı meselelerin düzeltilme ve giderilme çarelerini açıklamaya yönelir ve ne gibi tedbirlere ihtiyaç bulunduğunu bir bir anlatır. Koçi Bey’in risalesinin 1632’den itibaren IV.Murad’ın devlet düzenini sağlamak, yaygın çürüyüş ve bozuklukların önünü almak için giriştiği icraat üzerinde büyük bir tesiri olduğu Hammer ve Ahmed Vefik Paşa gibi müelliflerce kabul edilir.

Bilgiye ulaşımın kolay olduğu günümüzde Devlet idaresi ve Kamu Yönetimi konularında Koçi Beyin Osmanlı’da dile getirdiği olumsuzluklarlarla ilgili, ulusarası kuruluşlarca “Şeffaflık Endeksi, Yolsuzluk Algı Endeksi”, “İslamilik Endeksi”, “İnsani Gelişme Endeksi”, “Etik problem olarak kurumlarda örgütsel kayırmacılık” gibi endeksler ve değerlendirme metodları geliştirilmiştir. Her ülke bu endekslerdeki kriterlere göre belirli aralıklarla değerlendirilmekte,  elde edilen sonuçlara göre ülkeler sıralanmakta ve bunlar da yayımlanarak dünya ile paylaşılmaktadır.