ASAM?IN aylık yayını olan ?Stratejik Analiz? dergisinde 24 Nisanın Düşündürdükleri Başlıklı bir makale yayınlandı. Bu makalenin konu resminde 24 Nisanda ?soykırım? iddiasıyla debelenen bir gurup gencin resmi bana bir anıyı hatırlattı. Bir gün Sayın Kemal ZEYBEK beye bir olaydan hayıflanmış olarak; ne olacak bu işin sonu gibi bir soru sordum. Tebessüm ederek ?bak sana bir hatıramı anlatacağım. Pek çok olayda sorunun cevabını ben hep bu anımda bulur ve için için gülerim.?Dedi ve devam etti: ?Kaymakamlığımın ilk yıllarıydı. Sayın Vecdi GÖNÜL teftiş maksadıyla kazaya geldi. Çalışmalarını sürdürürken adını kendinin belirlediği bir köyü görmek istedi. Kaymakamlığın makam arabası üstü tenteli arka kapısı olmayan bir jipti. Müfettiş bey öne oturdu, bekçiyle ben de arkaya oturduk. Fevkalade bozuk bir yolda ilerliyoruz. Bir köyün içinden geçerken öfkeli bir it jipi takip etmeye başladı amma kıyameti koparıyor ve zaman zaman nefesini hissedeceğimiz kadar bize yaklaşıyor. Takibi ısrarla sürdürüyor. Derken araba bir kasise girdi ve durakladı. İt bekçiyle benim arama adeta düşüverdi. Anlık bir telaştan sonra biz katılarak gülmeye başladık çünkü it sızım sızım sızlanmaya başladı. Neyse jipi durdurduk ve iti arabadan indirdik. Çoğu zaman bu tozu dumana katanlar gerçekle yüz yüze gelince bu itin halini alıverirler.? Doğrusu bu hikaye o zaman beni çok güldürmüş ve teskin etmişti. Bende şöyle bir düşününce; ?Allah?ını seven beni tutmasın? diye kıyameti koparanların sadece kendilerini tutanlara güvendiklerini hatırlatan hali gözümün önüne geldi. Şimdi Ermenistan?da veya dünyanın muhtelif yerlerinde kendilerini tutanlara sığınıp da yeri tozutanlara ?jipe atlayan? itin halini anlatmakta fayda gördüm.