7 Haziran 2015 seçimlerini takip eden günlerde yazdığım yazılarda, bu tablodan koalisyon falan çıkmaz, Türkiye’yi erken seçim bekliyor demiştim. 
Ne yazık ki Türk Demokrasisinde koalisyon kültürü yoktur. Koalisyonlarda partiler kendi programlarını bir tarafa bırakırlar, hangi konularda birlikte hareket edeceğiz, koalisyon döneminde birlikte neler yapacağız konuları görüşülür, her partiye eşit uzaklıkta ortak hareket planı üzerinde koalisyon yapılır. İleri, modern demokrasilerde durum böyledir, koalisyonlar gayet ahenkli yürür. Maalesef biz bunu ender gerçekleştirebiliyoruz. 
Öte yandan, anlayamadığım husus, neden hep teröristler saldırıyor, biz daima saldırıda bulunulan, hedef durumunda oluyoruz. Türkiye NATO’da Amerika’dan sonra 800.000 kişiden oluşan en güçlü orduya sahiptir. Neden terör bitirilemiyor? Adeta Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerimizin bazı vilayetleri elden çıkmış durumdadır, bu fevkalade endişe verici, vahim bir gerçektir. Şehit kanları ile sulanmış toprakların bir karışı bile feda edilemez. Daha vahimi, bazı hainler bu bölgelerde özerklik provaları yapmaktadırlar. Onlar saldıracak, biz asvunmada kalacağız. Her kaybımız sonunda bölgede geniş çaplı operasyon başladı lafından artık bıktık, usandık. Bundan sonuç alınmıyor... 
Türkiye çok kritik bir sürece sürüklenmektedir. Ekonomik sorunlar tırmanıyor. Turizm krize girdi. Topraklarında adı konulmamış bir savaş süregelen bir ülkeye turist gelir mi? Dolar, Euro ne noktalara geldi? Yunanistan gibi mi olalım? Dış politikada zor durumdayız. Arap baharında yanlış atlara oynadık, dış politikamız yanlışlarla dolu, Suriye politikamız fiyaskodur. Esat’la uğraşacağına, kendi sınırların içindeki Kürt ayrımcılığı, PKK terörünü bitir, iktidarın birinci görevi budur, verilen şehitlerimizin sebebi, sorumlusu kimdir? IŞİD, PYD, OSO Türkiye ile oynuyor, IŞİD’e içinde İslam devleti geçiyor diye DEAŞ demek bir atlatmacadır. ABD ile, İsrail’le neden ilişkiler bozuk? Neden öz be öz Türk olan Iraklı Türklere sahip çıkmıyoruz? Eğer özerk Kürt Bölgesi, yönetim varsa, ben Kuzey Irak’ta, Suriye’de Özerk Türk yönetimi istiyorum. Büyük Önder Atatürk, Iraklı Türkleri kastederek, “Ömrüm vefa ederse Irak’lı Türk kardeşlerimizin haklarını, Musul, Kerkük meselesini çözeceğim” demiştir. Ne yazık ki ömrü izin vermedi. Sadece Hatay meselesini çözebildi. 
Türkiye’ye gelen 2 milyona yakın Suriyeli sorunlar yaratmaktadır. Türk halkı bunları istemiyor. Çatışmalar çıkıyor. Türk bütçesinden neredeyse 5 milyar dolar harcandı, yine de bunlar çoluk çocuk sokaklarda dileniyorlar.  Bu Suriyeliler büyük sorundur. Ne yazık ki geriye dönmeyeceklerdir. 
Demokrasilerde çözümü millete giderek yani seçimlerle aramak doğrudur. Ancak seçimler meseleyi çözebilecek mi, bu belli değildir. CHP’nin tek başına hükümet kurması olası mıdır? Bu oldukça uzak bir ihtimaldir. Keşke olabilse... MHP ve DYP’yi bu seçimlerde hep birlikte göreceğiz. AKP’nin asıl lideri tek başına iktidar beklemektedir. Artan terör, bozulan ekonomi, sosyal hadiseler karşısında vatandaşa “bak bana tek başına iktidar vermedin, bu nedenle Türkiye’de istikrar bozuldu, beni tek başıma iktidara getir, tüm sorunları çözeyim” propagandası ile seçimlere gideceklerdir. Çok ilginçtir ki bu kampanyanın tutması mümkündür. Yani yapılacak erken seçimler sonucu iktidarı alabilecek bir parti, ne yazık ki mevcut olmadığından AKP’nin tekrar gelmesi mümkündür. Hep ifade ediyorum, Türkiye’de çağdaş, batılı, Atatürkçü, milli, manevi değerlere saygılı, halkın dini inançlarını oy almak, iktidar olmak için istismar etmeyen, ekonomiyi şaha kaldıracak, yatırım projelerini hayata geçirecek, refahı adil biçimde toplumun bütün katmanlarına ulaştıracak, gerçek bir merkez sağ partiye ve iktidara ihtiyaç, her zamankinden daha fazladır. Merkez sağ parti için tam zamanıdır. Ben herşeye rağmen tekrar yapılacak seçimlerde, Türk seçmenininin engin sağ duyusuna inanmak istiyorum. 
NOT: Bu nasıl akıldır? Turizm sezonunun tam ortasında Sabiha Gökçen Havaalanı pistinde onarım yapılıyor. Sen zaten yetersiz olan tek piste ek olarak, ikinci yapmıyorsun, mevcut pisti kapatıyorsun. Uçaklar devamlı tehirde, inemiyor, havada tur atmak zorunda kalıyor. Bu mantıksız duruma ne Başbakan ne de başka bir sorumlu müdahale etmiyor.