İstanbul'da Kentsel Dönüşüm Projeleri
Dr. A. Nilay EVCİL
stanbul sanırım tarihinin en hızlı ve gündemli günlerini yaşıyor. Her gün iyi ya da kötü bir gelişme, her gün yeni bir haber ve gündem gelişiyor. Kimi uzun süre konuşuluyor, kimi unutulup gidiyor, kimi de tartışmalara neden oluyor.
Bir süredir kent gündeminde hararetli biçimde kentsel dönüşüm projelerinden bahsediliyor. Teknik bir terim olan dönüşüm aslında o kentte yaşayanların rahatça gözlemledikleri bir oluşum. Öyleyse bu terimi biraz açıklayalım. Kentsel dönüşüm Özlem Dündar'ın açıklamasında: "Islah imar planları ile varolan tüm gecekondu alanlarının dönüştürülememesi ve dönüşümü sağlanan alanlarda da yeni problemlerle karşılaşılması yerel otoriteleri farklı çözüm önerileri geliştirme yoluna itmiştir" şeklinde ifade olunmuş ve kentsel dönüşüm " kent merkezlerinde ve terk edilen sanayi alanlarında hızlı ve toplu yenileme ile kentsel cazibe alanları oluşturulması fikrine dayanan büyük ölçekli kentsel yeniden yaratma projeler" olarak açıklanmıştır. Dündar: " bu uygulamalar aynı zamanda özel sektör kamu ortaklıkları, kent işletmeciliği, proje ortaklığı vb. yeni kavramlar tanımlamakta, böylece kentsel mekanın yeniden yaratılmasında kentsel arazi rantının kazanım yolları aranmaktadır" şeklinde devam etmektedir. Başka bir ifadeyle, artık kent içinde kalmış, önceden sanayi veya gecekondularca kullanılan değerli arazi parçalarının kente kazandırılması için kullanılan bir yöntemdir. İlhan Tekeli hoca en radikal dönüşümün yıkılıp yeniden yapılma olan kentsel yenileme olduğunu, ancak bunun maliyetinin yüksek olması ve bunu ödeyebileceklerin bulunmaması durumunda başka yöntemlerin de bulunduğunu belirtmektedir. Bunlardan biri meşru olmayan alanın meşrulaştırılarak, orada yaşayanlara güvence verilmesi ve yaşam performansının yükseltilmesi yöntemi olan imar-ıslah, diğeri de fiziksel yapının sağlıklaştırılması, yasal meşruiyetin sağlanması ve ekonomik yaşamın canlandırılması şeklinde açıklanabilecek olan yeniden canlandırma yöntemidir.
Dündar'ın belirttiği bir nokta da burada yaşayan nüfusla ilgilidir:"Amaç, dönüşümü sağlanacak alanda yaşayan nüfusun problemlerine çözüm bulmak ya da bu alanı ıslah etmek değil, kentsel arazi rantını en iyi şekilde kullanarak bundan pay almaktır". Tekeli de benzer bir görüş bildirerek, her dönüşümün yeni kentsel rant getireceğini, bunun da genellikle kentin dar gelirli, güçsüz kesiminin kaybına neden olacağını hatırlatmaktadır. Aynı zamanda kentin sürekli bir değişim mekanı olarak algılanmasının tehlikeli olabileceğini vurgulayan Tekeli, bu durumda klasik kapsamlı-rasyonel kent planlamasının sürdürülemeyeceğini belirtmektedir.
Özetle, kentin içindeki sanayi alanları ile gecekonduların temizlenmesinde kentsel dönüşüm bir yöntemdir. Tecrübeler kentin farklı nedenlerle dönüşüme direnç gösterebildiğini belirtmektedir. Öte yandan önemli bir nokta da burada yaşayan halkın durumudur. Kentsel arazi rantının ön plana çıkmasıyla genellikle burada yaşayan halkın problemlerine çözüm getirilememektedir.
Bu bilgilenmeden sonra İstanbul'da gerçekleştirilmesi düşünülen kentsel dönüşüm projelerine bakalım. İstanbul Büyük Şehir Belediyesi bünyesindeki İstanbul Metropolitan Planlama (İMP) bürosu Küçükçekmece ve Kartal-Pendik kıyı kesimi için yabancı mimarlara kentsel dönüşüm projeleri yarışması düzenledi. Henüz İstanbul metropoliten planının hazırlık aşamasının devam ettiği düşünülürse bu dönüşüm çalışmaları, başta Tekeli Hoca'nın belirttiği kapsamlı rasyonel planlamaya gölge düşürmekte, onun yerine kamu oyunu sıkça meşgul eden moda tabiriyle yeni kentsel rant alanlarını karşımıza çıkarmaktadır. Kent bütününü göz ardı ederek kentin bir parçası için büyük değişimlerden bahsedilmesi İstanbul'un sağlıklı gelişimine zarar verebilecek boyuttadır. Bunlara ilaveten Mimarlar Odasının basın açıklamasında bu yarışmanın ulusal ve uluslararası kurallara uygun gerçekleştirilmediği ifadesi yer almaktadır. Peki neden böyle bir yol izlenmiştir?
Benim dikkatimi çeken ise, böyle kapsamlı projeler için yapılması gerekli ön çalışmaları, yani araziyi, kenti ve yaşayanları tanımayı bu yabancı mimarlar ne zaman gerçekleştirmişlerdir? Bu araştırmaları kentte yaşamak suretiyle avantaja dönüştürecek Türk plancı veya mimarları neden yoktur?
Acaba bu işler çok mu aceleye getirildi? Kente yönelik doğru kararlar vermek neden metropolitan alan planı oluşturulduktan sonraya bırakılmıyor? Bu yanıtları önümüzdeki günler de alabileceğiz, umarım çok geç olmadan...
Not: Ö. Dündar ve İ. Tekeli'nin yazıları ile daha detaylı kentsel dönüşüm bilgileri için, Kentsel Dönüşüm Sempozyumu, YTÜ, TMMOB Şehir Plancıları Odası, 2003 yayınına başvurulabilir.
Yorumlar