TÜRKİYE BAŞBAKANI R.TAYYİP ERDOĞAN DA, KKTC'NİN 2'İNCİ CUMHURBAŞKANI M.ALİ TALAT DA GİDEREK DENKTAŞLAŞIYORLAR... NEDEN?... (NOT: Elde olmayan nedenlerle yazı dizimize iki gün ara vermek durumunda kaldık; özür dileriz.) Elbette dikkatinizi çekmiştir; yıllar yılı yaptığı uyarıları gazetemizi ziyaretinde de yineleyen, "Türkiye kandırılıyor" diyen KKTC'nin 1'inci Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın söyledikleri, son zamanlardaki gelişmelerle birer birer doğrulanmaya başladı. Birkaçını satır başlarıyla hatırlayalım: ? 12 Kasım 2002'de, "Önceliğimiz AB'dir. Kıbrıs meselesinin çözümü Türkiye'nin AB'de önünü açacaktır." diyen Başbakan Erdoğan, geçtiğimiz hafta İstanbul'da yapılan Dünya Demokrasi Hareketi Kongresi'nde, AB konusunda, "Türkiye'nin böyle bir derdi, böyle bir hastalığı yoktur" diyerek iki yüzlü Batılı "dostlara" sitem ediyordu. ? BM onaylı uluslararası anlaşmalardan doğan haklarımıza sahip çıkamadığımızdan dolayı, tüm Kıbrıs'ı temsilen AB üyesi yapılan Güney Kıbrıs, AGSP üyesi bütün ülkelerin üye oldukları Avrupa Savunma Ajansı EDA'ya Türkiye'nin katılmasını veto etti! (05.04.2006 Gazeteler) ? İsveç Eski Başbakanı Carl Bildt, "Kıbrıs'ta yanıldık. Kıbrıs, sorunları olan bir adaydı. (...) Amaç, Sayın Denktaş'a baskı yapmaktı. (...) Hiçkimse Papadopulos tehlikesini göremedi. (...) Hiç kuşkusuz yanlış yapılmıştır, ama tarih hatalarla doludur" dedi. (02.04.2006 Cumhuriyet) ? Rum Lider Papadopulos, Türkiye'nin liman ve havaalanlarını kendilerine açmamasının AB ile bu yıl içinde sorun yaratacağını savundu. (05.04.2006 Radikal) ? Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyannis, Güney Kıbrıs'ı ziyaretinde, Dışişleri Bakanı Yakovu ile görüşmesinden önce, ENOSİS uğruna Türkleri toplu mezarlara gömen EOKA'cıların mezarlarına çelenk koydu. (06.04.2006 Gazeteler) ? "Türkiye ile AB arasındaki müzakere sürecinin kolay geçmeyeceği biliniyordu, ancak erken çöküş de beklenmiyordu. Bu korkuların temelindeki konu da Kıbrıs. (BBC-21.03.2006) ? Paris'te görüşen BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile Rum Lider Papadopulos, Türkleri dikkate almadan, adanın askersizleştirilmesini ve mayınlardan temizlenmesini öngören bir "ortak bildiri" yayınladılar. (24.03.2006 Gazeteler) ? "Annan Planı gidecek, yerine Cyprus Planı gelecektir! Rumlar, BM'ye sundukları 25 maddelik öneriyle, şiddetle karşı çıktıkları Annan Planı'nda değişiklikler yapılmasını istiyorlar. Bu önerilerin yarısından azını bile bu plana koydurmayı başarırlarsa (...) Kıbrıs Türkü bir fare kapanının içine atılacaktır." (Levent Özadam: 10.04.2006 - Önce Vatan) Örnekleri arttırmak mümkün; görüldüğü gibi gelişmeler Denktaş'ı doğruluyor. "Ek Protokol'ü imzalamak Rumları tanımak anlamına gelmez" diyen Batılı "dostlar", "2006 sonuna kadar havaalanlarınızı ve limanlarınızı Rumlara açmalısınız" diye bastırıyorlar. Düş kırıklığı yaratan gelişmeler karşısında Türkiye Başbakanı R.Tayyip Erdoğan da, KKTC 2'nci Cumhurbaşkanı M.Ali Talat da Denktaşlaşıyorlar. BU GELİŞMELER NEYİ GÖSTERİYOR? Bütün bu gelişmeler neyi gösteriyor? Bunlar, ömrünü Kıbrıs davamızın savunmasına harcamış olan bir insanın, bir mücahidin, son elli yıldır dünya politikasına yön vermiş çeşitli ülkelerden pek çok politikacı ve diplomat ile tanışmış, işbirliği ya da mücadele etmek durumunda kalmış olan deneyimli bir devlet adamının sözlerini, uyarılarını dikkate almamız gerektiğini göstermiyor mu? Bunlar, bir ömür boyu sürdürülmüş destansı bir mücadeleden imbiklenmiş altın öğütler değiller mi? "DERS ALINSAYDI, TARİH TEKERRÜR EDER MİYDİ?" "Küresel konjonktür"ün etkisiyle KKTC'nin 1'inci Cumhurbaşkanı Denktaş'a sırt çevireceğimize, sözlerine, uyarılarına kulak verseydik, bugün, Başbakan Erdoğan ve KKTC 2'inci Cumhurbaşkanı Talat, "Avrupalılar sözlerini tutmadılar, kandırıldık" demek durumunda kalırlar mıydı? Dış politika, devletin deneyimleri, birikimleri dikkate alınarak götürülmesi gereken bir ekip işidir. Kişisel ilişkiler, duygusal davranışlar ülke çıkarlarına büyük zarar verebilir. Türkiye Başbakanı, "Avrupalı dostlar verdikleri sözleri tutmadılar, AB bizim olmazsa olmazımız değildir" demek durumunda kalıyorsa, ortada bir aldatmaca var demektir. "Savaş meydanlarında kazandıklarımızı masada kaydebiyoruz" yakınması, dış politikadaki "ayak oyunlarına" ayak uyduramamamızdan kaynaklanıyor. Daha önce de söyledik, yineleyelim: 50 yılını dış politika kulislerinde harcamış, Gümrük Birliği anlaşmasının mimarlarından Emekli Büyükelçi Tamer Baytok'un kitabında (Dış Politikada Bir Nefes) dış politika kulisleriyle ilgili çok ilginç, çok önemli anılar var. Bu noktada, gazetemizi ziyareti sırasında, KKTC'nin kurucusu ve 1'inci Cumhurbaşkanı Sayın Denktaş'ın dışpolitikada kandırılma konusunda söylediklerine kulak verelim... Büyük mücahit Denktaş, Ek Protokol'ün imzalanma sürecini değerlendirirken, "Hakikaten bir kandırılma var orada" diyor, "Önce, 'Ek Protokol'ü imzalamak Rumları tanımak anlamına gelmez' diyenler şimdi, 'AB'ye üye bütün devletlerle aynı ilişkiyi kuracaksın' diyorlar." Yarın: Denktaş, "Kandırılmış olan, aslında güçlü olan taraftır" diyor. KÜPE Efendiler! Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece, bölgenin ikmal yolları tıkanmış demektir. Kıbrıs'a dikkat ediniz; bu ada bizim için önemlidir. M.Kemal ATATÜRK