Hala kentimiz İstanbul'un gelişigüzel geliştiğini söylersem yanlış söylemiş olmam sanırım. Buna en son örnek de Göztepe Parkındaki cami projesi olacaktır. Uzun yıllardır plan dahilinde gelişen Kadıköy, bugün bir kararla tüm Kadıköylüleri etkileyecek bir uygulamaya onay veriyor.

Biz Teknik Üniversite'de öğrenciyken kentsel donatılar üzerine doçentliğini veren hocamız Prof. Dr. Ayten Çetiner konunun çok önemli olduğunu belirtir, gerekli alanları tespit ederken keyfi olunamayacağını söylerdi.. Peki sözü edilen kentsel donatı nedir? Kentsel donatı, kente ait aktivitelerin gerçekleştirilmesi için gerekli ekipmanların yerleşeceği alanların ayrılması olarak tanımlanabilir. Bu alanlara sosyal tesisler, ticaret, sağlık, eğitim, eğlence tesisleri, idari tesisler, dini tesisler, kültürel ve alt yapıya ait tesisler vb. dahildir.  Kısaca o kentsel birimde bulunan ve bulunacak olan her türlü aktiviteye uygun miktarda ve uygun konumda yer bırakılması gereklidir. İlgili alanların hesaplarında konutlarda oturacak bireylere göre bazı standartlardan yararlanılılr. Yani alan hesabında nüfus belirleyici bir faktördür. Tezde Hocamız bu standartların değişebileceğinden bahsetmekle birlikte, gelişigüzel olamayacağının da altını çizmektedir. Bunları şunun için anlattım; bir yerin imar planı hazırlanırken nüfus kestirimleri yapılır ve bu nüfus gereksinimlerine göre kentte aktiviteler için yer tahsis edilir. Yıllar içinde kent büyürken, hangi aktivitenin nerede gelişeceği ve büyüklüğü bellidir.

Kadıköy Göztepe Parkına dönecek olursak, planlarda bu mekan kamusal açık alan olarak yer almıştır. Yani plan öngörüleri yapılırken, gelecekteki gereksinimler de düşünüldüğünde burasının halka açık yeşil alan olarak kullanılması uygun bulunmuştur. Mutlaka plan yapımında hemen her gereksinim olduğu gibi dini yapılara da gereksinim düşünülmüştür. Gerekli alanlar ayrılmıştır. Şimdi anlayamadığım bu gereksinimler belirlenirken neden Göztepe Parkında böyle bir kullanımın falan yıl sonra gerçekleşeceği belirtilmemiştir? Eğer bugün böyle bir gereksinim varsa diğer kentsel donatıların da gözden geçirilmesi gerekmez mi? Örneğin eğitim, sağlık, kültür, rekreasyon faaliyetlerinde yeni gereksinimler nelerdir?Yoksa herşey yeterli de bir tek dini tesis mi eksiktir?

Bilimsel olarak bu gereksinim sadece civardaki mevcut dini yapılara bakılarak belirlenemez. Ya da civardakilerin trafiği aksatması bir yenisinin inşasını gerektirmez. Parkın bir kısmının bile başka bir  aktivite için yeşil alandan çıkarılması kalan yeşilin de akibetini olumsuz etkileyecektir. Parkın bir kısmı da bu karambolde en azından otoparka gidecek ve geriye sokak aralarında rastladığımız bir çocuk oyun alanından az daha büyük, hap kadar bir yeşil boşluk kalacaktır. Göztepe Parkı mevcut düzeniyle bir semt parkıdır, büyüklüğü bu nedenle hitap ettiği nüfusa göre az bile sayılacak niteliktedir.

Çözüm parkın içine bir dini tesis yapılarak elde edilemeyecektir. Yeni tesis yeni trafik yükü getirmekten ve yeşilin yok olmasından başka fayda sağlamayacaktır. Oysa diğer dini yapıların civarında, trafiğin içinden çıkılmaz bir hal almasını engelleyecek ulaşım kararlarıyla desteklenmesi (yol üstü parkların kesinlikle engellenmesi gibi) daha ekonomik ve yeşilden yana bir çözüm değil midir?

Şu koca kentte her yeri beton bloklarla doldurarak kendimize ve kentimize zarar vermekten ne zaman vazgeçeceğiz? Bir avuç kalmış yeşil alanlarımızı koruyalım. Kentin ve kentlilerin nefes alacağı açık alanlara gereksinimimiz var. Dünyanın bütün metropollerinde de bu gereksinim var ve kentliler bu gereksinimlerine sahip çıkıyorlar, yönetimin bu tip kararlarına tepkilerini koyuyorlar.

Sevgili Kadıköylüler ve Sevgili Göztepeliler; hafta içi veya hafta sonu nefes aldığımız, spor yaptığımız, çocuğumuzu gezdirdiğimiz, köpeğimizle dolaştığımız yeşil alana mı yoksa haftada birkaç saat kullandığımız camiye mi gereksinimiz var?

Kentimize, parkımıza, çevremize sahip çıkalım!...