Kitap  Dünyası


EGE’DEN “KEDİCE BİR TUTKU”

EGE’DEN SAMİMİ DİLİ, ÖMÜRLÜK AŞKI VE BİR KEDİNİN OLAYLARA PATİ KOYMASIYLA KEYİFLİ BİR ROMAN ALFA YAYINLARI’NDA!

EGE’nin yeni kitabı “Kedice Bir Tutku” raflarda yerini aldı. Müzikte olduğu kadar; yazdığı romanlarla, edebiyat dünyasından da tam not alan başarılı sanatçı EGE, dördüncü kitabı “Kedice Bir Tutku’yu okurlarla buluşturdu.

İsyan ve Asil Dede’nin Düğünü romanlarıyla okuru iklimler, renkler, denizler, insanlar ve saf hislerle buluşturan Ege, Kedice Bir Sevda romanında kurduğu mizah ve aşk dolu hikâye evrenine, Kedice Bir Tutku'da okuru bir kez daha davet ediyor.

Hayta ve nankör bir âşıkken kaybettiği sevgilisi Elif'in kalbini, bir kedi olarak dünyaya yeniden geldiğinde kazanmayı başaran Tayfun'un saadet günleri beklenmedik bir gelişme ve evlilik kararıyla bozulur. Geçmişin kara bulutları etrafında toplanırken, alt tarafı bir kedi olan kahramanımız sevdiği kadının mutluluğuna sahip çıkıp kararlarına saygı duymak ile onu üzmek pahasına korumak, kaybetmek pahasına olaylara pati koymak arasında bocalamaktadır.

Kedice Bir Tutku'nun muzip ve oyunbaz macerasında kuyruklar birbirine dolanıyor, kimileri dört ayak üstüne düşüyor, tüyler kabarıyor ve yine “miyavvv”lar çok şey anlatıyor

EGE KİMDİR ?

İzmir’de doğan Ege ilköğretimini bu şehirde tamamladı. Ailesinin ısrarı üzerine 9 Eylül Üniversitesinde hukuk eğitimi almaya başladı. Üniversite yıllarında başlayan müzik sevgisini 1995 yılında profesyonel alana taşıyarak ilk albümünü yayınladı. Bu güne dek 9 albüm 5 single yayınlayan Ege, otuzdan fazla ülkede konser verdi. Şarkıları bugüne dek 10 farklı dile çevrilen sanatçı, 2017’de ilk romanı İsyan la yazın hayatına merhaba dedi. 1990 yılında ailesinin ısrarıyla girdiği hukuk fakültesindeki öğrenciliğim halen sürdürmektedir.

Geçer Diyenler, Sizde Nasıl Geçti?

Arzu Hiçyılmaz’ın Geçer Diyenler , sizde nasıl geçti adlı eseri Alfa Yayınları’ndan çıktı. Arzu Hiçyılmaz’ın ilk öykü kitabı Geçer Diyenler, Sizde Nasıl Geçti? yalın ve müdanasız.Saf sevgi, saf öfke, saf hayalkırıklığı,  saf hasret, saf intikam ve saf umut. Hiçyılmaz’ın  karakterlerleri ve hikâyeleri belleğin ve eylemin sancısını çekiyor. Kalbin bulanık gölünde bir an kaybolsa bile, körleştiren anıların zerrelerini dibe  çöktürecek berrak suyun akışını her daim hatırlayan,  arayan, mümkün kılan anlatılar bunlar.

Geçer Diyenler, Sizde Nasıl Geçti? sert fırçasıyla gündelik hayatın acıyı, travmayı ve kaybı örten kabuğuna darbeler vuruyor. Açtığı yaradan akan kanı mürekkep yapmak, bu mürekkeple yaraya gerçek iyileştirici dikişler olan anının cümlelerini yazmak için. Üstelik edebiyatımıza tüm özgünlüğüyle katılan yeni bir yazarın uzun zamandır söylenmeyi bekleyen cümleleri bunlar!

Balıksırtı

Hasan Gören’in Balıksırtı adlı romanı Everest Yayınları’ndan çıktı. Hasan Gören, yeni romanı Balıksırtı'nda, kahramanı Hikmet Demiralp ile birlikte, İkinci Dünya Savaşı yıllarının İstanbul’undan günümüze uzanan sırlarla dolu bir öykünün peşine düşüyor; çetin bir sorunun cevabını arıyor: Bütün yaşamını bir rüya gibi geride bırakmak... Mümkün mü? Psikiyatrist Hikmet Demiralp’in evi ve muayenehanesi arasında salınıp duran huzurlu yaşamı yakın dostu Mahir'in beklenmedik ölümüyle derinden sarsılır: Hikmet, günler önce Mahir'in ofisinde unuttuğu baba yadigârı dolmakalemine ustalıkla gizlenmiş bir ipucunun izini sürer ve böylece, Boğaz'daki eski bir yalıdan Beyrut sokaklarına uzanan sırlarla dolu bir öykünün son halkası olduğunu anlar. Şimdi, tekinsiz bir ilişkiler ağının ortasında eski bir diplomat olan babasının hatırasına tutunarak hem ailesinin güvenliğini sağlamaya çalışacak hem de mimar dostunun ölümünün ardındaki gerçekle yüzleşecektir.

Hasan Gören, Balıksırtı ile İkinci Dünya Savaşı sonrasının hassas dengeleri içinde gizli servis elemanlarının cirit attığı bir casus cennetine dönüşen siyah beyaz İstanbul'u, otuz iki kısım tekmili birden gerilim dolu bir öyküyle bugüne taşıyor. Hikmet’in macerası, karanlık bir dehlizde yıllardır sabırla bekleyen pırıltılı bir hatıraya ortak olmaya çağırıyor okuru.


DANTE

Seküler Dünyanın Şairi

Erich Auerbach’ın görkemli Mimesis kavramının öncüsü ve refakatçisidir, Kimilerince 20. yüzyılın en büyük eleştirmeni olarak kabul edilen Auerbach burada, paradoksal da olsa son derece güçlü bir şekilde seküler dünya kavramını Hıristiyan şairlerin en büyüğü Dante’ye borçlu olduğumuzu ileri sürmektedir. Auerbach, Dante’nin şiirinin, insanın karakteri ve kaderi nosyonlarını yeniden tanımladığını, moderniteye giden yolu açtığını, duyusal ve kavramsal ve bireysel ve evrensel olanın olağanüstü bir sentezini sunduğunu göstermektedir.

“Auerbach, ebedi ve değişmez olana yaptığı tüm vurguya rağmen İlahi Komedya’nın gerçekliği insani olarak temsil etmekte daha da başarılı olduğu düşüncesini sunuyor... Auerbach’ın Dante’ye dair yazdıklarının inceliği heyecan verici; sadece karmaşık, paradokslarla dolu içgörüleri nedeniyle değil ama aynı zamanda Nietzscheci cüreti nedeniyle.”

—Edward Said.

ERICH AUERBACH

DANTE

Seküler Dünyanın Şairi

Biyografi

Çeviri: Ceren Can Aydın

230 Sayfa

Alfa Yayınları

KÜT OYNAYAN KADINLAR

Belgesel ve kısa filmler çekmiş, çocuk kitapları yazmış Raşel Meseri’nin, yetişkinlere yönelik üçüncü romanı Küt Oynayan Kadınlar Alfa Yayınları’ndan çıktı.

Sıcak. Çeşme yazında güneş cayır cayır. Sıcak. Hava yorgun, yazlıklarda zaman rehavet içinde. Sıcak. Ev sahibemiz Rezzan’ın lüks villasında gün yeni başlamış; manzarayı, mutfağı, ağaçları, çiçekleri, havuzu, pergolayı, masayı, iskambil kâğıtlarını, gümüş takımları, yelpazeleri ve hizmetçiyi yine yoğun bir gün bekliyor. Bugünkü misafirler, Amerikano olarak da bilinen Küt oyun grubu.

Bu zengin yazlığın bahçesine, iskambilin cilvesine neler sığmayacak ki: 50-80 yaşları arasındaki yedi kadının bireysel ve toplumsal hesaplaşmaları, ihtirasları, itirafları ve kiminin hâlâ Ladino dilinde sakladıkları sırları. Sessiz bir hizmetçinin kendiyle konuşmaları. Bir genç kadın ve bir kız çocuğunun, o gün ilk günü yaşanan geleceğe salınacak dostluğu...

Sıcak. Ve şimdinin duvarları eriyor. Sıcak. Ve geçmiş kaynıyor için için, lavları bugüne akıyor. Sıcak. Ve gelecek az ötede, güneşin ve nemin yarattığı buharlı sahnenin içinde görünüyor, alev alev... Küt Oynayan Kadınlar, Raşel Meseri’den yine oyunlu, müstesna ve çarpıcı bir roman.

Hazan

Ayşe Kulin’in Hazan adlı eseri Everest Yayınlarından Çıktı. Hazan, sonbahar demek. Hüzünle akraba olan bu sözcüğün bir başka anlamı özlem ve ayrılık mevsimi… bir diğeri sararıp solmuş, eski canlılığını kaybetmiş kimse. Kimi tanımlarında kendimi bulduğum bu kelimeyi çok sevdim ve madem ben de sonbahar mevsimindeydim ömrümün, kitabımın adını HAZAN koydum. VEDA ile başlayıp UMUT- HAYAT- HÜZÜN ve HAYAL ile sürdürdüğüm otobiyografik yolculuğumu HAZAN ile noktalıyorum. Kitabın hüzün dozu aşırıya kaçmasın diye komik ve mutlu anılarımdan da seçtim siz okurlarım için. Hayat bir döngüdür, bahar er geç gelir ve yaza kavuşur. Benim bir kış günü yazmaya başladığım HAZAN ile siz bir yaz günü buluşacaksınız. Yaz mevsiminizin mutlu, huzurlu geçmesi dileğiyle keyifli okumalar diliyorum. Ayşe Kulin

Hamur Tipi : 2. Hamur

Sayfa Sayısı : 326 + 24 sayfa renkli

Ebat : 13,5 x 19,5

İlk Baskı Yılı : 2021

Dil : Türkçe

Yaşam Aynasını Kendine Çevir

Hilal Aydın Özcan’ın Yaşam Aynasını Kendine Çevir adlı eseri Artemis Yayınlarından çıktı. Hayat bazen inişli çıkışlı bir hız treni gibidir. Hem kendi çizdiğimiz yolculukta hem de karşımıza çıkan sürprizlerde umudumuzu, sakinliğimizi, önceliklerimizi korumak; her yolun düzlüğe varacağını unutmadan devam etme gücünü bulmak insana zor gelebilir. İşte o zaman içinizdeki güce ayna olacak bir yol arkadaşının desteği size kim olduğunuzu hatırlatır.

Yaşam Aynasını Kendine Çevir, kendimize söylemeyi ihmal ettiğimiz cümleleri kurmaya yardımcı olacak bir yol arkadaşı. İlham verici sözleriyle, gözden kaçanların farkına varmayı, kendimizi geliştirmeyi, seçimlerimizin gerçek nedenini sorgulamayı, yaşama sevincimizi eksiltmeden hayatımıza yatırım yapmayı teşvik eden bir el aynası, seyir feneri. Hayatına pozitif bir itici güç eklemeyi uman herkesin sorularına ses olacak kitapta Uzman Klinik Psikolog Hilal Aydın Özcan’ın yol boyunca ektiği arayış tohumları, sizi mutlu ve sağlıklı bir hayata yönlendirmeyi hedefliyor.

Kalbimin Kendine Göre Nedenleri vardı kitabıyla okurla tanışan klinik psikolog - yazar Hilal Aydın Özcan, yeni kitabı Yaşam Aynasını Kendine Çevir ile insanın iç huzuruna yapacağı yolculuğa eşlik edecek cümleler kuruyor. Psikolog olarak doğru soruları soran, yazar olarak insanın içine işleyen cümlelerle bizi telkin eden yazarın ilham verici sözleri sayesinde daha mutlu bir hayata ulaşmak mümkün. Motivasyonumuzun düştüğü, kendimizi yalnız hissettiğimiz, ayağa kalkacak gücü bulamadığımız ya da yaşam sevincimizi yenileyemediğimiz zamanlarda derin bir nefes alıp umutlanmamızı, sakinleşmemizi ve yalnız olmadığımızı hissetmemizi sağlayacak bir kitap Yaşam Aynasını Kendine Çevir.

 

Levla-Zahir ve Batın Rapsodi

Nalan Miri Sözer’in Levla-Zahir ve Batın Rapsodi adlı eseri Artemis Yayınlarından çıktı. 

“Bir parfüm kokusu duyup hayatınızın aydınlanmasını yaşayabilirsiniz ya da kafanızı çevirdiğinizde gözünüze ilişen bir kitabın adı o an için karar vermenize yeter de artar bile…”Başınıza gelen iyi ya da kötü her olay nihayetine erdirmediğiniz sürece karmaşık bir vaka olarak bir sonraki dönemin ön hazırlığı... Size frekans atlatacak; çözülmeyi bekleyen bir bulmacanın ipucu... Levlâ, kendine dair düğümleri çözmeye koyulduğu bu yolculukta bir yandan ilişki, sadakat, özgüven ve farkındalığa dair yeni tanımlar bulurken diğer yandan aşkı, güvensizliği, insanın kendi olmasının anlamını sorguluyor. Yaşamın tüm şifreleri yolunuzun üzerinde kıyıda köşede gizli. Ya kendinizi ıskalayarak öylesine yaşayıp gideceksiniz ya da kendi yaşamınızın baş kahramanı olacaksınız.

Nalan Miri Sözer, bu romanıyla okuruna kadın-erkek ilişkilerinin keşfedilmemiş dehlizlerine inerken ruhun olgunlaşma yolculuğunda şifreleri fark edip okuyabilme yetisi kazandırmayı amaçlıyor.

Medya Dünyası

Elif Kaynar ile Hayal Meal Sohbetler

Tiyatrocu eğitimci Elif Kaynar youtube kanalında Hayal Meal Sohbetler adıyla yepyeni bir program hazırlayıp sunmaya başladı. Şu ana kadar programda sırasıyla Aldo , Çetin Büyükakın , Ayşen İnci , Murat Pınar Özdemir ve Selma Kutluğ konuk olarak yer aldı. Kültüre sanata sahneye dair çok özel bir programda Elif Kaynar konukları ile çok özel bir sohbete imza atıyor. Elif Kaynar ile Hayal Meal Sohbetleri mutlaka izlemelisiniz. Görüştüğümüz başarılı tiyatrocu sunucu programa dair şöyle konuştu :

“BÖYLE BİR PROGRAM YAPMA FİKRİ NE ZAMAN VE NİÇİN DOĞDU?

Yıllar önce bir yurtdışı tatilinde tanıştığım bir arkadaşımın böyle bir kanalı vardı. “Kültür Sanat Köşesi” ydi adı. Kendisi  de yazar ve şairdi. Tanınmış şairler ve yazarlarla söyleşi saati düzenleyip yazma serüveni üzerine programlar yapıyordu. Sıkı takipçisiydim o zamanlar. Bu arkadaşımın ve programının  bana ilk ilhamı  bu yönde oldu. Benim de yaklaşık 20 küsur yıldır özellikle son 10 yılda biriktirdiğim çok kıymetli sanatsever, tiyatrocu, oyuncu, yönetmen, bestekar, yazar, şair, müzisyen gibi kıymetli sanatçılardan  oluşan güzel dostluklarım oluşunca bunları güzel anılara  dönüştürmek ve kayıt altına almak istedim. Fırsat buldukça yemeklerde, oyunlarda, konserlerde, galalarda, sergilerde, konferanslarda veya davetlerde bir şekilde bir araya geliyorduk. Maalesef ki  geçmiş yıllarda, bu  çok değerli insanlarla gerçekleştirdiğimiz güzel  ve nitelikli sohbetlerin kayıtları  birkaç yıl önce toplu olarak kayboldu. Bu kayıtları kaybetmenin  üzüntüsünü yaşadım yıllarca. Bunların  bir daha geri gelemeyeceğini bilmek çok üzücüydü. Ama bir şeyler yapmalıydım ; yine yeniden başlamalıydım. Bari bundan sonra güzel bir anı olması düşüncesi ve geleceğe dair nitelikli bir arşiv elde etmek adına böyle bir program yapma gereği duydum. Böyle bir düşüncemin olduğunu bu sanatçılarla  paylaşınca bana destek oldular ve  davetimi kırmayıp söyleşi teklifimi kabul ettiler. Bu sohbetlerin henüz 3. bölümünü çektik. Ve çekim yapacağımız , birbirinden kıymetli 12  sanatçımız daha var . Aslında amacım, her hafta düzenli olarak bir sanatseverle bu çekimleri gerçekleştirmekti. Herkesin bildiği gibi bu  pandemi sürecinde en çok  etkilenen sektörlerden birisi de bu sanat dünyası oldu. İnsanlar maalesef ki sahneye çıkamaz, şarkı söyleyemez, müziklerini icra edemez, oyunculuklarını sergileyemez oldu. Karşılarına çıkan ilk iş fırsatını da büyük bir özlemle doğal olarak değerlendirmek istediler bu süreçte. Tabii  olarak onların takvimlerine uymak zorunda kaldığımız için çekimler bazen iki haftaya çıkabiliyor veya tarihlerinde aksamalar olabiliyor. Bu süreçte beni kırmayıp davetime icabet eden sevgili sanatçılarımıza, değerli dostlarıma ve arkadaşlarıma çokça teşekkür ediyorum. Kendimi bu konuda müthiş şanslı hissediyorum. Yine bu süreçte çok kıymetli eskimeyen vefalı öğrencilerimin desteklerini ve yardımlarını görmek de çok ayrıcalık benim için. Çünkü tamamen gönüllü olarak yapıyorlar bu işi. Şimdilik güzel bir ekip olduk. Kadıköy’ de Hayal Meal Sahne’de gerçekleşiyor bu çekimlerimiz. Ve bu sahnenin sahibi pek kıymetlim ve aynı zamanda çok değerli bir oyuncu olan GÜRKAN CEVİZCİ. Birkaç yıl önce  bin bir emekle ve kendi imkanlarıyla açtıkları bu sahneyi çekimlerimizi yapmamız için bana sundu. Bu benim için büyük bir onur ve de mutluluk…Yine çekimleri gerçekleştiren çok değerli öğrencilerim BARIŞ GÖKGÖZ, İPEK EKŞİOĞLU ve yıllardır biriken deneyimlerini bizimle paylaşan usta kameraman OSMAN MELİH MERAL’ e yardım ve desteklerinden ötürü sonsuz teşekkürlerimle…”