Pamuk prenses' in yüz yıllık uykusundan bir öpücükle uyanmasamda tokat gibi gerçekler nedeniyle uyandım.. Ama nedense hiç dinlenememiş bir ruh ve yorgun bedenime acıyan gözlerle bakan "Bunlar benim mi" diye anlamaya çalışın uyku mahmurluğunda..

Şubat ayını deprem bölgesinde hizmet ile geçirmiş, Mart ayında verilen seçim startıyla aktif siyasetteki hareketlilik artmış, Nisan ayında bağlı bulunduğum partinin atamayla gelen ilçe başkanı olarak hummalı bir sürecin içinde bulmuştum kendimi. Bugün geriye dönüp baktığımda çok sevdiğim işimden , yazmaktan bunca uzak kalışımı anlamaya çalışırken 12 yıl aradan sonra döndüğüm siyasetin aslında bana bu kısacık zaman diliminde neler öğrettiğini gözden geçirdim seçim sonuçları izlediğim TV karşısında.

Öncelikle öğrendim ki , biz toplumca kadınların başarısından gurur duyuyoruz..... ...Ama bizim arkadaşımız olmayan kadınların.

İlçe Başkanlığı bir siyasi oluşumda oldukça önemli, tabii bunun başındaki kadın figürüde. Üstelik Bursa'nın göz bebeği Nilüfer İlçenin başkanıysaniz.

Tebrik edenlerim kadar ki  belki de daha fazla eleştiren arkadaşlarim oldu benim. Hayatları boyunca bir kahve, ev söyleşisi haricinde yolu konuşmaktan öte siyasetle keşişmemis, hizmet etmemiş, zikri var fikri yok bir çok kişi hedef tahtası olarak gördüler. Üstelik bu tek taraflı savaşı kendi cephelerinde verdiler acımasızca saldırdılar.Olmadı .. Savaş meydanında değilim diye arkadaşlıktan çıkardılar. Son derece demokratik !!! söylemlerle aynı pencereden bakmadığimiz için....

Öğrendim ki... Siyaset kaygan bir zemin. Sağım solum önüm arkam Sobe gibi körebe oynuyorsunuz.İç dengeniz , dış dengeniz, bedeniniz, ruhunuz yoruluyor kime ne??

Basın sizden bahsediyorsa bu kez tüm gözler üzerinize çevriliyor.En ufak bir hatada, kusurda ellerinde taşlarla bekleyen bir güruh var karşınızda. Siz yıllarca başarılı başkanlıklar yapmış bir çok ödül almışsınız umurlarinda mi??

Deneyimi, eğitimi, bilgisi, tecrübesi sizinle asla yarış kaydetmeyecekler mikroskop altında virüs arar gibi hata arıyorlar eylemlerinizde, söylemlerinizde.

Dünyanın en kolay eylemi eleştirmek, üstelik hoşgörüden bahsederken.

Öğrendim ki.. Siyasete adım attığınız an' dan itibaren "Dahili ve harici düşmanlarıniz" hep var..

Ülke gündemini herkesten fazla takip eden oluyorsunuz. Üstelik yalnızca ait olduğunuz siyasal partinin değil tüm partilerin. Hatta öyle bir hâl alıyorsunuz ki evinize gittiğinizde dolabınızda yemek var mı evde ki yardımcınız market alışverişini yaptı mı bilmeseniz bile hangi lider öğle yemeğini kiminle ve nerede yedi , neler konuşuldu an be an biliyorsunuz...

Öğrendim ki.... Siyaset demek kendinize ait bir hayatınızın olmaması,sevdiklerinizin iyi olduğunu bilerek yaşamak, uzaktan sevmek demekmiş...

Tipik Boğa Burcu kadını olan benim için bile yemek düzeninizin olmaması, bir önceki gece katıldığınız organizasyon nedeniyle miting otobüsünde yarım saatlik iç geçirdiğiniz zamanda uyumak, yolda yakalandığınız arkadaşınıza mahcubiyet içinde " Yanında olmayı çok isterdim ama miting programlarımız, ziyaret süreçlerimiz çok yoğun seçime kadar. Bütün kalbimle yanındayım" diye özür dilemekmiş. Kalabalıklar içinde tek başına kalmakmiş.

Öğrendim ki.... Siyaset kaybederken büyümekmis..

Bunca yılın oğretmedigi sınırsız, sevimsiz, acımasız deneyimi elde ettim atandığım günden beri. Canımın acıdığı zamanlarda oldu kazanımlarımla beraber.

Sular bulandı, şimdi durulacak eminim. Yarın yeni hafta yeni başlangıçlar getirecek her birimize. Ülke gündemini 3-5 gün daha meşgul eder seçim, ardından unutulur herşey gibi.. Bendeniz görevimim başındayım, üstelik çok sevdiğim yazılarımdayim. Sabah açtığınız gazete sayfasından size "Günaydın" diyeceğim..

Yolunuz düşerse bir kahveye beklerim..

       Yine, yeni ve yeniden MERHABA.