Merhaba sevgili dostlarım.

Bir çoğunuz beni şarkılarımdan, oynadığım dizilerden tanıyorsunuz. Karşınıza hep pozitif enerji ve güler yüzle çıktım.

Çünkü bizim meslekte adettir; dertler sıkıntılar kuliste bırakılır, sahneye öyle çıkılır.

Evet hepimiz mikroskobik bir canlının gazabına uğradık.

Belki bu bir ceza insanlık için,anlayana... 

Belki de tanrının değil,kendini tanrı ile eş gören bir üst akılın anlamsız idealleri için üretiği bir virüs.

Tanrı bile bu kadar acımasız olamaz çünkü. 

Bilakis o bağışlayıcıdır...

Bir anda patır patır insanlar hastalanmaya başladılar, hastahaneler doldu taştı ve standart bir oranda hastaların belli bir yüzdesi vefat etti. Hepsini rahmetle anıyorum.

Korku esir aldı hepimizi.

Eşimizden, dostumuzdan,çoluk çocuğumuzdan ayrı düştük.

Annemize, babamıza virüs taşırız korkusu ile ziyaretlerine gidemez olduk. Sarılamadık doya doya,öpemedik pamuk ellerinden, yanaklarından.

Yaşarken mesafe koyduk sevdiklerimize...

Ekonomik anlamda da dibe vurduk. Pek çok iş yeri kepenk indirdi, bir çoğu iflas etti. Açık kalanlar ise zorlanarak bir şekilde ayakta durmaya çabalıyor. İnsanlar çaresiz ümidini aşıya bağlamış bekliyor.

Özellikle biz şarkıcılar ve müzisyen arkadaşlarımız en çok etkilenen meslek grubu olduk. Malesef biz de çalışamaz hale geldik.

Herşeyden önemlisi bizi ayakta tutan alkışımızı kaybettik. Para nedir ki bir sanatçı için.

Hele ki şu dönem halkın bize ihtiyacı varken biz nasıl ihtiyaç belirtebilirdik...

Dik durmaya çalıştık.Hiç bir zaman susmadık, size moral vermek için şarkılarımızı söylemeye devam ettik.

Dertli palyaço misaliydi belki bizimki ama siz mutlu olunca biz de mutlu olduk, sıkıntımızı unuttuk...

Çünkü biliyoruz ki biz sanatçılar ağlar sa herkes ağlar, biz yıkılırsak bütün ümitler sönerdi.

Milletimiz var olsun, biz bize yeteriz.

Evvel Allah bunun da üstesinden geliriz.

Yalancı mıyım?