CIA'DAN ACİL İSTİHBARAT OPERASYONLARI (II)
Mehmet Z. ÖZTÜRK
Eğer CIA bir ülkede gizli bir cezaevini kontrol ediyor veya yönetiyorsa, bunun için CIA'nın ya hatırı sayılır miktarda elemanının olması gerekir ki; İş sadece bu kadarla da bitmez, bu cezaevine koyduğu tutuklu ve hükümlüleri yakalamak, yakalama öncesi tespit ve takip etmesi gerektiği için iyi bir ağ oluşturması gerekmektedir. Diğer bir alternatif te bu cezaevlerini o ülkenin devleti ile birlikte kontrol ediyor olmasıdır. Bu durumda devletin, savcısı, jandarması, kaymakamı, valisi ve yukarı doğru silsile yoluyla devam eden kademeleri ile iş birliği içinde olmalıdır. Bu Türkiye için ne kadar mümkün olur çok iyi düşünmek gerekir.
Avrupa açısındansa durum Türkiye ile kıyaslanmaz kadar farklıdır. CIA öncelikle İngiliz istihbaratı ile oldukça yakın ilişki içindedir. Almanya, Fransa, İtalya bu konuda daha dikkatli ve temkinli olmakla beraber, Avrupa ülkeleri istihbarat konusunda ABD'nin desteğine ihtiyaç duymuş, özellikle soğuk savaş döneminde güvenliğini bu sayede sağlayabilmiştir. Avrupa aynı zamanda kirli işleri CIA'nın yapmasına memnuniyetle sessiz kalmıştır. Zira Avrupa'nın soğuk savaş döneminde SSCB'ye karşı istihbarat ve karşı istihbarat yapma şansı da çok fazla yoktu. Bu dönemde ABD istihbarat birimlerinin Türk istihbarat birimleri ile yakın olduğu düşünülse de bu iş birliği, Avrupa kadar yoğun ve iç içe geçmiş değildir.
ABD ve CIA, insan kaynaklı istihbarat konusunda doğu Avrupa'da dâhil olmak üzere doğu coğrafyalarında oldukça başarısızdır. Öncelikle doğu Avrupa'da (Yunanistan hariç), ABD istihbaratı soğuk savaş döneminde doğal olarak yer alamamıştır. Daha doğuya gidildiğinde ise bu coğrafyaların kültürleri ABD'ye ters gelen yapıdadır. Bu nedenle ABD'nin bu coğrafyalarda insan kaynaklı istihbaratı zayıftır, ABD'nin birinci ve ikinci Irak savaşı bu duruma bir örnektir. ABD'nin Vietnam savaşı başarısızlığı ve Güney Kore ile yakın ilişkisine rağmen bu ülkede kan kaybetmesi bu anlamda başka bir önemli örnek teşkil etmektedir.
Dünya istihbarat örgütleri içerisinde en iyi sıralamasında başta İsrail/MOSSAD gelir ki, İngiliz/MI5 ve Alman/BND, Rus/FIS ve İran/SAVAMA ve Türkiye/MİT hatırı sayılır istihbarat örgütleridir. Soğuk savaş dönemi bittiğinden bu yana orta ve batı Avrupa, ABD için eski anlamını kaybetmiş ve doğu Avrupa askeri ve istihbarat anlamında ileri karakol bölgesi olarak orta ve batı Avrupa'nın yerini almıştır.
Bu gün Doğu Avrupa'nın doğusunda kalan coğrafya yeni durum gereği, ABD için esas muharebe alanıdır. Bu alan içerisinde Türkiye coğrafyası doğal olarak farklı bir anlam ifade etmektedir. Türkiye, ABD için elde bulundurulması gereken kritik arazi gibidir. ABD için Asya ve Ortadoğu sadece Türkiye'den yönetilebilir. Asya ve Ortadoğu her ne kadar kargaşa içerisine sokulursa sokulsun, Türkiye bu iki kıtayı ve hatta Avrupa'yı bile kontrol etmek için her zaman üzerinde kalınması gereken coğrafyadır. Durum böyle olunca, ABD'nin Avrupa'da ki CIA üsleri, uçakları ve gizli cezaevlerinin varlığının anlamı ile Türkiye'de var denen CIA üsleri, uçakları ve cezaevlerinin anlamı oldukça farklıdır.
Avrupa her zaman ABD ile bu anlamda seve seve işbirliği yapmak ister, Avrupa doğrudan problemin kendisiyle uğraşmak istemez. Avrupa, ABD'nin zayıflattığı bölgelere sonradan bir şekilde yol bularak nüfuz eder. Son dönemde yenidünya düzeninin terör savaşları dengesine oturtulduğu bir evrede, Avrupa hiçbir terör örgütünün gazabına uğramak istemediği gibi bu konuda yok denecek kadar da az deneyime sahiptir. Son dönemde terörün kaynağı olarak Asya ve Ortadoğu işaret edildiğine göre, Avrupa bu coğrafyalardan kaynaklanacak terör örgütlerinin ne kadar radikal ve kararlı olduklarını bilir ve zaten Avrupa'nın PKK'yı 2 yıldır bu denli destekleyip beslemesinin bir nedeni de bir başka terör örgütü veya örgütlerinin üzerine gelmesini engellemektir.
ABD, yenidünya düzeni içerisinde Asya ve Ortadoğu alanları için askeri ve istihbarat anlamında güçlü durmak zorundadır. Irak savaşı ABD'nin askeri ve istihbarat alanında yeteneksizliğini ortaya çıkaran ve bu anlamda imajını sarsan bir süreçtir. ABD, Asya ve Ortadoğu alanında belirlediği politikalarını devam ettirecekse, öncelikle bu iki anlamda sergilemek istediği güç gösterisini Avrupa'da durarak gösteremez, bu etkili ve caydırıcı olamaz. Irak, İran, Suriye, Azerbaycan yayını etkili şekilde gerebilmesi için askeri ve istihbarat güç bakımından durduğu yer Türkiye olmalıdır.
Kısa bir süre önce CIA başkanı müttefiklerine muhtaç olmadan, her coğrafyada CIA operasyonları yapacaklarını belirtmişti. Son günlerde sık sık duyduğumuz CIA uçakları, CIA üsleri, CIA cezaevleri bu açıklamayı destekleyen manipülasyon haberler olabilir.
Durum böyle olunca da MOSSAD, MI5, FIS, BND gibi servisler bu konunun arkasına sığınıp faaliyetlerine hız verebilir, bundan elverişli başka bir ortam olamaz. Düşünecek olursak bu koşullarda gizli servislerin yapacağı her kirli iş, CIA'ya mal olacaktır.
Bir gerçeği unutmayalım, gizli servisler bir alana bu kadar doluyorsa ortaya çıkacak çatışma ve entrika da o denli fazla olacaktır.
Son olarak hatırlatmakta fayda var; 17.08.2005 "GENEL TERÖRİST PROFİLİ VE AYKIRI EL-KAİDE MİLİTANI" başlıklı yazımızda yakalanan ve çok konuşan bir El-Kaide militanının ne kadar aykırı olduğunu yazmıştık. Bu militanın avukatı, CIA'nın müvekkilini sorguladığını iddia etti. Acaba bu militan CIA'nın elemanı olabilir mi?
Bitti.
Yorumlar