Bu iki iğrenç kelime insanlığın Allah’ın emrinden uzaklaştıkça muhatap olmaya mahkûm olduğu bireysel ve kitlesel felaketlerin habercisidirler. Ateş düştüğü yeri yaktığı için medya haberleri önce biraz infial yaratır, daha sonra yeni felaketlere kadar herkes hiçbir şey olmamış gibi günlük hayatına koyulur. Mesele, öncelikle ülkeyi yönetenlerin işidir. Lakin onların da medya korkuları, kendilerini gizleme gayretleri, günlük siyasi oyunlar, yaklaşan kongreleri, seçimleri, geçimleri vb. gibi mühim iş ve mazeretleri hiçbir şeyi temelinden ele almalarına müsaade etmez. Belki de günlük işlerin altında en çok hırpalananlar milletin kendilerinden dertlere deva beklediği marazlı siyasilerdir. Tabi kelin mehlemi olsa ki; o da ancak onun keline yetmektedir. Böylece biz ve bizim gibi toplumlar ilim irfan, cesaret ve şecaat sahibi faziletli seslere hasret bir ömür çürütür gideriz. Bütün bulara rağmen tarihe bir not ve de vicdan sahiplerine bir ikaz mahiyetinde daha önce yazdıklarımızın aynısını değişik bir tarzla tekrar edelim dedik: —Bir caniyi düşündürecek tek şey öldürülme ihtimalidir. —Bir caniyi eyleminden vazgeçirebilecek tek şey, öldürülme ihtimalinin yüksekliğidir. —Bir caniye verilmesi gereken en hafif ceza, en süratli şekilde ölüme mahkûm edilmesidir. —Bir caninin yeni caniler üretmesini destekleyecek yegâne sebep, onun ölmeyeceğinin bilinmesidir. —Bir caninin tam bir canavar hüviyetiyle toplumun içine dalma yolu; “kendi ruhlarındaki canilikleri ve hainlikleri kusmak ihtiyacında olanların” bunları “af” hezeyanıyla toplum içine boca etmeleridir. —Bir toplumun giderek top yekûn psikolojik infiallere gebe haline getirilmesi, canilerin adeta zevk-u sefa içinde yaşatılmaya devam edilmesidir. —Canilerin ve caniliklerin tohumu; Allah korkusundan uzak ilmi temeli olmayan bir takım safsataların ahlak diye topluma yutturulmaya çalışılmasıdır. —Caniliklere ortaklık, ahlaksız ve inançsız bir toplumu inşa faaliyetidir. —Canilik mekânlarının oluşturulması; batakhaneler, kumarhaneler, fuhuş yuvaları, irili, ufaklı meyhaneler gibi yerlerin toplumun bütün yaşama alanlarını ur gibi sarması ve de gazoz satılır gibi her nevi alkollü içeceğin her an herkes tarafından temin edilip her yerde tüketilebilmesidir. —Canilerin en yakın destekçileri ve müttefikleri, Allah’a imanı gericilikle karıştıranlarla, İslami bilgilenmeyi eğitim yuvalarımızdan ve cemiyet hayatımızdan kovmak isteyenlerdir. ÇARE NEDİR? —Etrafınıza bir bakın; her ne sebeple olursa olsun hayat hakkı tanıdığınız bu caniler, kaç mazlumun hayatına kastetti, kaç ocağı söndürdü! —İnsan olarak vicdanınız varsa düşünün bu zulüm size yapılsaydı, sizin çocuklarınıza yapılsaydı ne yapardınız. Sizin aklınızı başınıza devşirmeniz için her birinizin başına bir cani musallat etmesi için millet el açıp Allah’a yalvarsın mı? —Gelin şu inattan vazgeçin, mukallitliği terk edin! Eteğinizdeki mücevherleri çakıl taşlarıyla değiştirme ahmaklığından kurtulun. İnsanlığa çare bizim medeniyetimize yeniden hayat kazandırmamıza bağlıdır. İnsanlık için yapabileceğimiz en büyük hizmet insana yeniden “eşref-i mahlûkat” olduğunu anlatabilmemizdir. —Eyvah! Dediğimizde hırsızlar, zalimler, caniler, ahlaksız bedbahtlar tarafından kuşatılmış olacağımızı düşünerek bir an önce doğru yolu tercih ediniz. —Kendi adaletsizliklerini, kendi canavarlıklarını meşrulaştırmak için Allah fikrini ve Allah aşkını insanlık hayatından kazımayı iş edinmiş olan ruhsuzları, bedbahtları onların oyun ve desiselerini bütün çıplaklığı ile cesaretle millete açıklayınız. “Unutmayınız ki; bir ülkede namuslu insanlar en az namussuzlar kadar cesaret sahibi olmazlarsa, o ülkede yaşama hakkını kaybederler”