Ahmet Özhan ile Hale Soygazi’nin aşkları döneminin meşhur bir parçasıydı... Ahmet Özhan  yeşil gözlerine masum bir tavır takınıp kafasını seksen derece sağa eğip bu şarkıyı söylerdi. 
“Gözlerin kimseye ümit vermesin... Yanlız benim için; Bak yeşil yeşil...”
Aşkın prim yaptığı yıllardı. Bol paça üstü daracık pantalonlar vardı...
Şarkılar yeşile bu denli takmışlar bilmem neden?
Söyleyeyim. Çünkü;
İçinde sanal yerleştirme var... Aşağıda çoğunuzun hiç farkına varmadan etkilendiği şarkıların sanalsız açılımlarını göreceksiniz.
“Yeşilim yeşilim yeşilim aman, yeşil yaprak altında üşüdüm aman...
(Yeşili buldum ama ısıtmadı... Parayla saadet olmuyormuş)
“Yeşil gözlerinden muhabbet kaptım...”
(Seni paranla seviyorum)
“Yeşil ördek gibi daldım göllere...”
(Herşey parayla ölçülür sandım)
“Yine yeşillendi fındık dalları...”
(Enflasyon yine aldı başını gitti)
“O derin yeşil su gözleri batsın ya da ben...”
(Paranın gözü çıksın)
“Ne yeşili ne siyahı gözümde hep gözleri var...”
(Paradan başka hiçbir şey görmüyorum)
“Yeşil gözlüm sana meyilim nedendir?”
(Bu parayı neden bu kadar seviyorum anlamıyorum)
Bir de benim gençliğimde çok sevdiğim bir parça vardı, o zamanlar da ne ifade ediyorsa öyle sevdiğim...
“Bir çift yaprakmış dalında yumuşacık,
 Tutmuşum, tutmuşum ellerinden,
 İçindeymişik, yeşilmişik, sazmışık...”
(Anlamı olsa olsa; Sıcak, sımsıcak sandım, birden  herşeyin meta olduğu bir dünyada buldum kendimi...)
Şimdi yeşil yeşil bakmak, gözlerde  yeşil yeşil dolar işareti  görmek demek... Günümüzde yeşil, dolar anlamı taşıyor maalesef... Yeşil rengin o dinlendirici sıcak etkisi yok artık. Ne doğayı ne, evreni, ne dini, ne imanı canlandırıyor. Bu arada Yeşil Türbe üzerine alınmasın. O gözlerin yürek gözüyle harmanlanabilen zamanda yapılmış.
Ne kötü... Değişim hızla turunu tamamlıyor. Lunaparkta saçılan koltuklar gibiyiz. Herbirimiz bir yerlere savrulduk...
Ne sevgi, ne saygı, ne arkadaşlık, ne aşk, ne tatlıdil, ne şevkat, ne sohbet, ne sadakat, ne ilgi, ne fadakarlık, ne güven... Isıtmıyor yürekleri. Çünkü onlar emek ve zamanla oluyor. Dünyanın da zamanı kalmamış herhalde. 
Yeşilin gözü çıksın diyemiyorum. Çünkü yeşili dolar gibi görmüyorum. Doğanın insanlığa verdiği en büyük nimet olarak görmeye devam ediyorum. Yeşili ama, sanal yerleştirmesiz yeşili, hala çok seviyorum.
Yeşil dolarlar bir gelir, bir gider... Çünkü araçtırlar... Sizi yanlızlıktan, hastalıktan, huzursuzluktan, öfkeden koruyamazlar... Onunla sevgiyi satın alamazsınız ki...
Kapitalist dünyanın çileden çıkmış ihtirasları, sizi dengenizden çıkarmasın arkadaşlar. 
Ormana gidin koşun koşun sonra yeşil otlara atın kendinizi... Ne yaptığınızı, kim olduğunuzu, dünyada kalıcı olup olmadığınızı, nereden nereye geldiğinizi, nereye gittiğinizi sorgulayın... Toprakla empati kurun. Konuşun... (Çaktırmadan tabii, delirdiğinizi zannetmesinler) 
Kanuni de bunu sık sık yapar insan olduğunu hatırlatması için ve şükür edermiş...
Çünkü turbo motor taktırdılar bize, sürekli koşuyoruz. Ve en güzel değerlerimizi yitiriyoruz aceleden... Nefes aldırtmıyorlar. Sürekli fatura, zam, trafik, değişim, moda, trend... ay isyanlardayım. 
İnsan olduğumu bana sadece köpeğim mi hatırlatmalı be?
Söylediklerimi deneyimlemeyi nolur unutmayın. İnsanlıktan çıkmışları utandıralım. 
Gününüz aydın, sevginiz bol olsun...